11. Yargı Paketi Nedir? İnfaz Düzenlemesi ve Genel Af var mı?
2025 yılı itibarıyla Türkiye’de hukuk gündeminin en dikkat çekici başlıklarından biri, “11. Yargı Paketi” olarak bilinen yeni düzenleme taslağıdır. Adalet Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan bu kapsamlı paket, özellikle ceza hukuku alanında önemli yenilikler getirmeyi hedeflemektedir.
Amaç, toplumsal huzuru tehdit eden suç türlerine karşı caydırıcılığı artırmak, bilişim çağının getirdiği yeni suç tiplerine uyum sağlamak ve çocuk adalet sistemini güçlendirmektir.
Henüz yasalaşmamış olmakla birlikte, paketin taslak içeriği kamuoyuna açıklanmış ve hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandırmıştır. Bu makalede, 11. Yargı Paketi’nin ceza hukukuna etkileri, getirdiği düzenlemeler, taslak maddelerin olası sonuçları ve hukuki değerlendirmeler profesyonel bir perspektifle ele alınacaktır.
1. 11. Yargı Paketi’nin Hukuki Dayanağı ve Amacı
Yargı paketleri, Türkiye’nin 2019’dan bu yana sürdürdüğü Yargı Reformu Strateji Belgesi çerçevesinde yürütülen bir dizi mevzuat değişikliğinin parçasıdır.
Her paket, adalet sisteminin belirli alanlarını iyileştirmeyi, toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeyi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) standartlarına uyumu sağlamayı hedefler.
- Yargı Paketi, özellikle şu hukuki eksenlerde şekillenmiştir:
- Ceza hukukunun güncellenmesi: TCK’nın dijital çağla uyumlu hale getirilmesi.
- Toplum güvenliğinin güçlendirilmesi: Trafik güvenliği, meskûn mahalde silah kullanımı, kamu düzeni suçlarının caydırılması.
- Çocuk suçluluğu ile mücadele: Çocukların ceza adalet sistemindeki konumunun yeniden tanımlanması.
- Bilişim suçları ve sanal dolandırıcılık: Yeni suç tanımlarının ve cezaların eklenmesi.
- İnfaz hukukunun dengelenmesi: Cezada adalet duygusunun pekiştirilmesi, ancak geniş kapsamlı af düzenlemelerinin dışında kalınması.
Bu yönleriyle, 11. Yargı Paketi sadece teknik bir mevzuat değişikliği değil, aynı zamanda Türkiye’de ceza adaletinin yönünü belirleyen bir politik ve toplumsal reform girişimidir.
2. Ceza Hukukunda Yeni Dönem: Reformun Arka Planı
Ceza hukuku, devletin en sert müdahale araçlarını içeren hukuk dalıdır. Bu nedenle, yapılacak her değişiklik yalnızca yasal düzenleme değil, aynı zamanda bir toplumsal sözleşme revizyonu anlamına gelir.
Son yıllarda Türkiye’de artan:
- Bilişim dolandırıcılıkları,
- Sanal kumar ve yasa dışı bahis,
- Trafik güvenliği ihlalleri,
- Meskûn mahalde silah kullanımı,
- Çocukların suçla karşılaşma oranlarındaki artış,
devleti yeni suç tipleriyle mücadelede daha etkili cezai mekanizmalar geliştirmeye yöneltmiştir.
Bu bağlamda, 11. Yargı Paketi, yalnızca “cezaları artırmak” değil, cezaların orantılı ve caydırıcı hale getirilmesini, failin yeniden topluma kazandırılmasını, ve adalet duygusunun güçlendirilmesini amaçlamaktadır.
3. Çocuk Suçluluğu ve Cezai Sorumlulukta Yeni Düzenlemeler
3.1. Mevcut Hukuki Durum
Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesi, çocukların cezai sorumluluğunu yaşlarına göre düzenler:
- 12 yaş altı çocuklar hiçbir şekilde cezai sorumluluğa sahip değildir.
- 12–15 yaş arası çocukların fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneği varsa sınırlı sorumluluk doğar.
- 15–18 yaş arası çocuklar için ceza indirimi uygulanır.
Bu sistem, çocuğun “suça sürüklenen kişi” olarak değil, korunması gereken birey olarak değerlendirilmesine dayanır.
3.2. Taslak Düzenleme Ne Getiriyor?
- Yargı Paketi taslağı, bu yaş kategorilerini koruyarak fakat bazı noktalarda farklılaştırma öngörmektedir:
- Ağır suçlar (kasten öldürme, cinsel saldırı, örgütlü suçlar gibi) bakımından, 15–18 yaş arası çocuklar için ceza indirimi oranı daraltılabilecektir.
- Hakimlere, çocuğun fiili işlemindeki bilinç düzeyi, suçun planlı olup olmadığı gibi unsurları değerlendirme yetkisi tanınacaktır.
- Çocukların ıslahına yönelik “rehabilitasyon merkezleri”ne ilişkin yeni yönetmeliklerin çıkarılması beklenmektedir.
3.3. Hukuki Değerlendirme
Bu düzenleme, çocukların korunması ilkesi (Anayasa m. 41, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi) ile toplum güvenliği arasındaki dengeyi yeniden kurma çabasıdır.
Ancak uygulamada hâkimlerin takdir alanının genişlemesi, eşitsiz sonuçlar doğurma riski taşıyabilir. Bu nedenle, uygulamada yeknesaklık sağlanması için Yargıtay içtihatları belirleyici olacaktır.
4. Bilişim Suçları: Dijital Dünyaya Uyumlu Ceza Politikası
4.1. Artan Siber Suçlar ve Yasal Boşluklar
Son yıllarda Türkiye’de en hızlı artış gösteren suç tipi, nitelikli dolandırıcılığın dijital versiyonlarıdır.
TCK m. 158’de düzenlenen “nitelikli dolandırıcılık” suçu, özellikle “bilişim sistemlerinin kullanılması” hâlinde ağırlaştırılmış ceza öngörür.
Ancak mevcut düzenleme, kripto para dolandırıcılığı, sanal kimlik hırsızlığı, sosyal medya üzerinden dolandırıcılık gibi yeni yöntemlere tam olarak yanıt verememektedir.
4.2. Taslakta Öne Çıkan Değişiklikler
- Sanal bahis ve kumar organizasyonu için yeni bir suç tipi oluşturulması planlanmaktadır.
- Başkasına ait banka veya kripto hesap bilgisini paylaşmak veya satmak, müstakil suç olarak tanımlanabilir.
- Elektronik ödeme sistemleri için kimlik doğrulama yükümlülüklerinin ihlali cezalandırılabilir.
- Dolandırıcılıkla mücadelede ise “suçtan elde edilen gelirin dijital izlenebilirliği” esas alınacaktır.
4.3. Hukuki Yorum
Bu düzenlemeler, suçun işlenme yöntemine odaklanarak teknolojik uyum sağlamaktadır.
Ancak cezaların artması kadar, önleyici hukuk politikaları (örneğin finansal farkındalık eğitimi, güvenli dijital altyapı) da önem taşır.
Zira ceza hukuku, en son başvurulacak araçtır (ultima ratio ilkesi).
5. Toplumsal Düzeni Bozan Fiiller: Yeni Cezai Çerçeve
5.1. Meskûn Mahal ve Kamu Güvenliği
TCK’da meskûn mahalde silah atma suçu zaten mevcutken (m. 170 vd.), uygulamada düşük cezalar nedeniyle caydırıcılık sağlanamamaktadır.
Taslak, bu suçun cezasını 1 yıldan 5 yıla kadar hapis olarak artırmayı öngörmektedir.
Ayrıca, trafikte yol kesme, ulaşımı engelleme, toplumsal etkinliklerde kargaşa çıkarma gibi fiiller için de cezaların artırılması beklenmektedir.
5.2. Cezaların Artışı ve Toplum Psikolojisi
Bu tür düzenlemeler, özellikle düğünlerde ve kutlamalarda yaşanan silahlı kazaların toplumsal tepki uyandırması sonucu gündeme gelmiştir.
Amaç, “önleyici cezalandırma” yoluyla kamu güvenliğini korumaktır.
6. İnfaz Düzenlemeleri ve “Genel Af” Tartışmaları
6.1. Gerçek Durum
- Yargı Paketi’nde genel af veya geniş ceza indirimi bulunmamaktadır.
Adalet Bakanlığı, bu konuda açık açıklama yapmıştır: “İnfaz sistemine ilişkin köklü değişiklikler ayrı bir düzenleme kapsamında ele alınacaktır.”
6.2. Hukuki Çerçeve
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİK) m. 105/A’ya göre, açık cezaevine ayrılma, denetimli serbestlik, koşullu salıverilme gibi mekanizmalar zaten mevcuttur.
Bu nedenle “af” yerine, infazda orantılılık ve iyileştirme esasına dayalı reformlar daha ön plandadır.
7. Yargı Paketi’nin Ceza Adaleti Sistemine Etkileri
Yapılacak değişikliklerin olası sonuçları:
- Caydırıcılığın artması, özellikle bilişim ve kamu güvenliği suçlarında.
- Çocuk adaletinde rehabilitasyonun güçlenmesi.
- Toplumsal güven duygusunun pekişmesi.
- Ancak aynı zamanda, cezaların artışıyla birlikte infaz kurumlarındaki yoğunluğun da artması mümkündür.
8. Yargıtay İçtihatları ve Uygulamadaki Beklentiler
Yeni düzenlemeler, özellikle Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarının yön vereceği bir dönem başlatacaktır.
Örneğin:
- Yargıtay, “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması”nın suçun niteliğini ağırlaştırdığını belirtmiştir.
- Yargıtay, çocuk faillerin cezai sorumluluklarının belirlenmesinde psikolojik raporların önemine dikkat çekmiştir.
Bu içtihatlar, 11. Yargı Paketi’nin uygulanmasında rehber nitelikte olacaktır.
9. Hukuki Değerlendirme: Reform mu, Cezanın Katılaşması mı?
Ceza hukukundaki reformlar her zaman iki ucu keskin bir kılıçtır:
Bir yandan toplumun adalet beklentisini karşılar, diğer yandan aşırı cezalandırma riski taşır.
Bu paket, “cezanın amacını ıslah” ekseninden uzaklaşmadan, adil ve ölçülü bir cezalandırma sistemine ulaşma hedefi taşımaktadır.
Ancak nihai başarı, sadece yasa metniyle değil, uygulamadaki tutarlılıkla mümkün olacaktır.
10. Sonuç: Ceza Hukukunda Denge Arayışı
- Yargı Paketi, Türkiye ceza hukukunda önleyici, caydırıcı ve güncel bir dönüşüm başlatma iddiasındadır.
Henüz taslak aşamasında olsa da, içerdiği düzenlemeler modern ceza adaletinin temel ilkeleriyle uyumlu bir çerçeve sunmaktadır.
Toplumun güvenliği, failin ıslahı ve mağdurun korunması arasında denge kurabilen bir ceza adaleti sistemi için bu tür reformlar zorunludur.
Ancak unutulmamalıdır ki, adalet yalnızca kanunlarla değil, uygulamadaki vicdanla da sağlanır.
✳️ Sonuç olarak:
11. Yargı Paketi, ceza hukukunun dijital çağda yeniden inşası için atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Yasalaşma süreci tamamlandığında, özellikle çocuk suçluluğu, bilişim suçları ve toplumsal düzenin korunması alanlarında Türkiye’nin ceza adalet haritasını yeniden çizecektir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. 11. Yargı Paketi nedir?
- Yargı Paketi, Türkiye’de ceza hukuku başta olmak üzere birçok alanda değişiklik öngören, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan kapsamlı bir yasa taslağıdır. Amaç, toplumsal güvenliği güçlendirmek, çocuk adalet sistemini geliştirmek ve bilişim suçlarıyla mücadeleyi güncellemektir. Henüz yasalaşmamıştır; taslak aşamasındadır.
2. 11. Yargı Paketi yürürlüğe girdi mi?
Hayır. 2025 yılı itibarıyla 11. Yargı Paketi hâlen taslak aşamasındadır. Meclis’e sunulma hazırlıkları sürmektedir. TBMM’de kabul edilip Resmî Gazete’de yayımlanmadıkça yürürlüğe girmiş sayılmaz.
3. 11. Yargı Paketi’nde genel af var mı?
Hayır, bu pakette genel af ya da geniş çaplı ceza indirimi bulunmamaktadır. İnfaz sistemine ilişkin büyük değişikliklerin ayrı bir yasal düzenlemeyle yapılacağı açıklanmıştır.
4. Çocuk suçluluğu ile ilgili ne gibi değişiklikler öngörülüyor?
Taslak, 15–18 yaş arası çocuklar için ağır suçlarda ceza indirim oranlarını daraltabilir. Hâkimlere, çocuğun bilinç düzeyine göre karar verme esnekliği tanınması planlanmaktadır. Ancak çocukların cezai sorumluluğu yaş esasına göre (TCK m. 31) korunmaktadır.
5. Bilişim suçlarına yönelik hangi düzenlemeler geliyor?
Taslak, sanal bahis ve kumar, dijital dolandırıcılık, kripto hesaplarının kötüye kullanılması gibi suçlara daha ağır cezalar getirmeyi hedeflemektedir. Ayrıca elektronik ödeme sistemleri ve dijital kimlik doğrulamasıyla ilgili yeni yükümlülükler öngörülmektedir.
6. Trafikte yol kesme veya havaya ateş etme gibi eylemler için yeni cezalar var mı?
Evet. Taslak, meskûn mahalde silah atma fiilini 1 ila 5 yıl arasında hapis cezasıyla düzenlemeyi öngörüyor. Trafikte yol kesme, ulaşımı engelleme gibi kamu düzenini bozan davranışlarda da ceza artışı hedeflenmektedir.
7. Bu düzenlemeler yürürlüğe girdiğinde eski suçlar da etkilenir mi?
Ceza hukukunun temel ilkesi gereği (TCK m. 7), “suç ve cezalar geçmişe yürütülemez.” Ancak failin lehine olan düzenlemeler yürürlükteki davalara uygulanabilir. Yani cezayı hafifleten hüküm getirirse, geçmişe etkili olur.
8. Yargı paketi ile infaz süreleri değişecek mi?
- Yargı Paketi doğrudan infaz sürelerini değiştirmiyor. Ancak ilerleyen süreçte “İnfaz Reformu Paketi” adıyla ayrı bir düzenlemenin gündeme gelmesi bekleniyor. Denetimli serbestlik veya koşullu salıverilme oranları bu kapsamda değerlendirilecektir.
9. Bu paket kimleri doğrudan ilgilendiriyor?
Ceza hukukuyla doğrudan ilişkili tüm tarafları ilgilendiriyor:
- Sanık ve mağdurlar,
- Ceza avukatları,
- Hakimler ve savcılar,
- Bilişim ve finans sektöründe faaliyet gösterenler,
- Rehabilitasyon kurumları.
10. 11. Yargı Paketi ne zaman yasalaşacak?
Kesin tarih bulunmamaktadır. Ancak Meclis gündemine yakın zamanda alınması beklenmektedir. Yasalaşma süreci tamamlandığında Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecektir.
Son Söz
- Yargı Paketi, ceza adaletinde hem caydırıcılığı hem ölçülülüğü aynı potada buluşturmayı hedefleyen önemli bir taslaktır.
Yürürlüğe girdiğinde, özellikle çocuk suçluluğu, bilişim suçları ve kamu düzeni ihlallerinde modern, orantılı ve etkili cezalandırma sistemine geçiş anlamına gelecektir.