HEMEN ARA: +905309118133

Turan & Karakoç Avukatlık Ofisi

En güncel içerikler ve haberler

11. Yargı Paketi İnfaz Düzenlemesi Kapsamı ve Genel Af

Kamuoyunun uzun süredir merakla beklediği 11. yargı paketi, 5 Aralık 2025 tarihinde TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilerek önemli bir aşamayı geride bıraktı. Bu paket, özellikle infaz rejimine ilişkin getirdiği düzenlemelerle dikkat çekerken, bireylerin ve hukuk çevrelerinin odak noktası haline geldi. Peki, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi hangi yenilikleri içeriyor? Yeni düzenlemelerin kapsamı ve sınırları nelerdir? Sıklıkla gündeme gelen “genel af” beklentileri bu paketle karşılanacak mı? Ayrıca, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? ve 11. yargı paketi denetim süresi gibi pratik sorular da büyük bir önem taşımaktadır. Bu yazımızda, paketin detaylarını, infaz düzenlemelerinin kapsamını, yürürlüğe giriş sürecini ve kamuoyundaki af beklentilerine verilen yanıtları akademik bir bakış açısıyla ele alarak tüm bu sorulara kapsamlı cevaplar sunacağız.

11. Yargı Paketi İnfaz Düzenlemesi

Adalet sistemimizin evrimsel s\u00fcrecinde mühim bir merhale teşkil eden 11. yargı paketi infaz düzenlemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda 5 Aralık 2025 tarihinde kabul edilerek kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Bu düzenleme, organize suçlarla mücadele, bilişim suçları, trafik güvenliği ihlalleri gibi çeşitli alanlarda önemli değişiklikler öngörmekle beraber, özellikle infaz sistemi üzerinde kayda değer adaptasyonlar getirmektedir. Paket, 38 maddeden müteşekkil olup, 12 farklı kanunda değişiklikler öngörmektedir; bu da yasal çerçevede oldukça geniş bir alanı kapsadığını göstermektedir.

Mevzubahis paketin temel odak noktalarından biri, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenmiş suçlar bağlamında hükümlülerin infaz rejimlerinde uygulanacak esnekliklerdir. Buna göre:

  • Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az olanların 1 ayını, 10 yıl ve üzeri olanların ise 3 ayını bu kurumlarda geçirdikten sonra ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalmışsa, bu hükümlüler belirtilen şartlar dahilinde açık ceza infaz kurumlarına nakledilebilecektir.
  • Ayrıca, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, en az 3 ay bu kurumlarda kalmış olmak kaydıyla, denetimli serbestlik tedbirleri çerçevesinde cezalarının infaz edilmesinden 3 yıl daha erken faydalanabilecektir.

Bu düzenleme ile pandemi döneminde ortaya çıkan “aynı suçu işleyip farklı infaza tabi olma” eşitsizliğinin giderilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, teknik olarak infaz rejiminin eşitlenmesi amacını taşıyan bu teklif, ilk etapta yaklaşık 55 bin mahkûmun, süreç içerisinde ise 100 bin civarında mahkûmun bu düzenlemeden istifade edebileceğini öngörmektedir.

Ancak, 11. yargı paketi infaz düzenlemesinin kapsamı tüm suçları içermemekte olup, bazı ağır suçlar bu istisnai uygulamaların dışında tutulmuştur. TBMM Adalet Komisyonu’nda yapılan görüşmeler ve AK Parti milletvekillerinin sunduğu önergeler neticesinde, toplum vicdanında derin yaralar açan belirli suç tiplerinin erken tahliye ve denetimli serbestlik uygulamalarından muaf tutulmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, erken salıverme hakkından yararlanamayacak suçlar şunlardır:

  • Alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme suçları.
  • Cinsel saldırı suçları.
  • Çocuğun cinsel istismarı suçları.
  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kişiye yönelik kasten öldürme suçları.
  • Terör suçları ve örgütlü suçlar.

Bu kategorideki hükümlüler, cezalarının tamamını kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında geçirmek durumunda kalacaklardır. Bu kısıtlamalar, ceza adaleti sisteminde belirli suç tiplerine karşı daha sert bir duruş sergilenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesinde toplumsal beklentilerin karşılanması amacını taşımaktadır. Dolayısıyla, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun cevabı, belirtilen istisnalar dışında kalan ve 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenmiş suçları kapsamaktadır.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un daha önce yaptığı açıklamalarda da belirtildiği üzere, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi bir “genel af” niteliği taşımamaktadır. “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değil” ifadeleriyle, paketin yalnızca infaz rejimine yönelik adaptasyonları içerdiği, geniş kapsamlı bir af niteliği taşımadığı vurgulanmıştır. Bu durumda, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusu, Komisyon aşamasının tamamlanması ve Genel Kurul’da oylanarak yasalaşmasının ardından Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girecektir. Sürecin devam etmekte olduğu, dolayısıyla kesin yürürlük tarihinin henüz belirlenmediği ifade edilmelidir. 11. yargı paketi denetim süresinde ise belirtildiği üzere 3 yıllık bir erken faydalanma imkanı sunulması öngörülmektedir, ancak bu da belirli şartlara ve suç tiplerine tabi olacaktır.

11. yargı paketi infaz düzenlemesi

11 Yargı Paketinde Ne Var?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve kamuoyunda 11. yargı paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, hukuk sistemimizde köklü dönüşümleri beraberinde getirmeyi hedeflemektedir. Bu kapsamlı yasal düzenleme, yalnızca infaz rejimini değil, aynı zamanda bilişim suçları, trafik güvenliği, avukatlık kanunu ve icra-iflas hukuku gibi çeşitli alanlarda da önemli yenilikler sunmaktadır.

Öncelikle, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar için hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine geçmeleri veya açık cezaevinden denetimli serbestliğe ayrılmaları süreçlerinde üç yıla kadar erken ayrılma imkânı tanınmıştır. Bu düzenleme, pandemi döneminde ortaya çıkan ve belirli suç tarihlerine bağlı olarak infaz eşitliğinde aksaklıklara yol açan durumları gidermeyi amaçlamaktadır. Başlangıçta 55 bin mahkumun bu olanaktan faydalanması öngörülmekle birlikte, Komisyon görüşmelerinde kapsamın daraltılmasıyla bu sayının değişebileceği belirtilmiştir. Özellikle alt soya, üst soya, kardeşe, eşe, boşandığı eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçlarından hüküm giyenler, bu erken tahliye ve denetimli serbestlik düzenlemesinden yararlanamayacaklardır. Bu, toplum vicdanını rahatlatma ve belirli hassas suç kategorilerine yönelik cezai yaptırımların caydırıcılığını artırma gayretinin bir tezahürüdür.

Ayrıca, paket adil yargılanma hakkını güçlendirmeyi ve yargı süreçlerini hızlandırmayı hedefleyen yenilikçi adımlar içermektedir. Örneğin, İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, nispi harç ve teminat yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ihalenin feshini talep etmeleri durumunda bu talebin dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilmesi sağlanacaktır. Bu, kötü niyetli taleplerin önüne geçerek yasal süreçlerin suistimal edilmesini engellemeyi amaçlar.

Bilişim suçlarıyla mücadele de paketin odak noktalarından biridir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen hükümlerle, bilişim suçları yoluyla elde edilen menfaatin bulunduğu hesapların askıya alınması ve el konulması yetkisi getirilmiştir. Bu doğrultuda, fotoğraf, yüz tanıma veya parmak izi gibi biyometrik doğrulama yöntemleri olmaksızın banka hesabı açılmasına izin verilmeyecektir. Buna ek olarak, dolandırıcılık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanılan telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi gibi tedbirler de bulunmaktadır. Bu önlemler, dijital alanda işlenen suçlarla daha etkin mücadele edilmesine katkı sağlayacaktır.

Avukatlık Kanunu’nda yapılan düzenlemeler ise avukatlık mesleğinin disiplin süreçlerini yeniden yapılandırmaktadır. Uyarma, kınama, para cezası, işten çıkarma ve meslekten çıkarma gibi disiplin cezası kategorileri net bir şekilde belirlenmiştir. Böylelikle, mesleki standartların yükseltilmesi ve disiplin süreçlerinde şeffaflığın artırılması hedeflenmektedir.

11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun yanıtı oldukça geniştir; zira trafik güvenliğini tehlikeye atan eylemlerden, terör ve organize suçlara, bilişim suçlarından, halkın huzur ve güvenliğini bozan olaylara kadar pek çok alanda değişimler öngörülmektedir. Özellikle meskun mahalde silah kullanılması ve suç örgütlerinde çocukların aracı olarak kullanılmasına yönelik cezalar artırılmaktadır. Ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi de artık cezaya tabi bir fiil olarak düzenlenmiştir.

Sonuç olarak, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusu, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen bu teklifin Genel Kurul’daki görüşmeler ve Cumhurbaşkanı onayının ardından yürürlüğe girmesiyle cevap bulacaktır. Genel af iddialarına karşın Adalet Bakanı Tunç, “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değil” ifadesiyle 11. yargı paketi genel af mıdır? sorusuna kesin bir yanıt vermiştir. Paket, kapsamlı bir af yerine infaz düzenlemeleri ve çeşitli suçlarla mücadeleye yönelik iyileştirmeler içermektedir. Dolayısıyla, 11. yargı paketi denetim süresi ve diğer değişikliklerin yasal kesinlik kazanması için tüm bu süreçlerin tamamlanması gerekmektedir.

11 Yargı Paketi Neleri Kapsıyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda 5 Aralık 2025 tarihinde kabul edilen ve kamuoyunda 11. yargı paketi olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, yargı sisteminde kapsamlı düzenlemeler getirmeyi hedeflemektedir. Bu paket, organize suç örgütleriyle mücadeleden bilişim suçlarına, trafik güvenliğinden infaz rejimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan çeşitli maddelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusu, paketin getirdiği yeniliklerin anlaşılması için büyük önem taşımaktadır.

Öncelikle, teklifin önemli bir bileşeni, infaz düzenlemelerini içermesidir. Bu kapsamda, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar için hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine, açık cezaevinden ise 11. yargı paketi denetim süresi dahilinde denetimli serbestliğe 3 yıl daha erken ayrılmaları mümkündür. Ancak bu düzenleme, terör ve örgüt suçları ile alt ve üst soya, kardeşe, eşe, boşandığı eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı gibi belirli ağır suçları işlemeyen hükümlüleri kapsamaktadır. Bu sınırlama, toplum vicdanını rahatlatmak ve özellikle hassas suçlarda mağduriyetleri önlemek amacıyla getirilmiştir. Bu doğrultuda, başlangıçta 55 bin mahkumun tahliye edilmesi öngörülüyorken, yapılan daraltmalarla bu sayının düşeceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, icra ve iflas hukuku alanında da önemli değişiklikler öngörülmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle, nispi harç ve teminat yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ihale feshi talepleri mahkemece dosya üzerinden kesin olarak reddedilecektir. Ayrıca, bağışlama ve tasarruf iptaliyle ilgili maddeler kapsamında, son bir yılda yapılan ivazsız tasarrufların iptal edilebilir hale gelmesi ve yakın akrabalar arasında yapılan işlemlerde gerçek değerin ispatlanmaması durumunda bu tasarrufların bağış sayılması adalet ve şeffaflığı pekiştirmeyi amaçlamaktadır.

Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ise avukatlar hakkında uygulanacak disiplin cezaları daha net bir çerçeveye oturtulmuştur. “Uyarma”, “kınama”, “para cezası”, “işten çıkarma” ve “meslekten çıkarma” olarak belirlenen cezalar, mesleki standartları yükseltmeyi ve disiplin süreçlerinde öngörülebilirliği artırmayı hedeflemektedir.

Bilişim suçlarıyla mücadele de paketin öncelikli alanlarından biridir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen hükümlerle, bilişim suçlarının işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin bulunduğu hesapların askıya alınması ve el koyma yetkisi getirilmektedir. Ayrıca, biyometrik doğrulama yöntemleri olmadan banka hesabı açılamayacak olması ve dolandırıcılık, hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanılan telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi gibi tedbirler, siber güvenlik ve bireylerin ticari ilişkilerdeki güvenliğini artırmayı amaçlamaktadır.

“AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan’ın ifadelerine göre, hukuka aykırı şekilde bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişiler 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaktır. Bu düzenleme, şehir eşkıyalarının saldırganlık fiillerine karşı caydırıcı cezalar öngörmektedir.” Bu durum, trafik güvenliğine yönelik ciddi adımların atıldığını göstermektedir. Ulaşım araçlarının kaçırılması, alıkonulması veya hareketinin engellenmesi gibi eylemlere yönelik cezalar artırılmış; deniz ve demiryolu ulaşım araçlarına yönelik suçlarda 3 yıldan 7 yıla, hava ulaşım araçlarına yönelik suçlarda ise 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna yönelik cezalarda da artışa gidilmiştir. Örgüt kuran veya yönetenlere verilecek hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan 5 yıla, üst sınırı ise 8 yıldan 10 yıla çıkarılmıştır. Örgüt üyelerine verilecek cezanın üst sınırı 4 yıldan 5 yıla yükseltilirken, örgütün silahlı olması halinde ceza yarı oranında artırılacaktır. Ayrıca, örgüt faaliyeti çerçevesinde çocukların araç olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek ceza, yarısından bir katına kadar artırabilecektir.

Son olarak, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi içerisinde genel af beklentilerine ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değildir.” şeklinde net bir yanıt verilmiştir. Dolayısıyla paket, yalnızca infaz sistemindeki eşitsizlikleri gidermeyi ve belirli suçlar dışında erken tahliye imkanları sunmayı hedeflemektedir. Bu paketin, henüz Meclis Genel Kurulu’nda onaylanmadığı ve dolayısıyla 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun cevabının Resmi Gazete’de yayımlanması ile kesinleşeceği unutulmamalıdır.

5 yıl ceza indirimi ne zaman çıkacak?

11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında, kamuoyunda “COVID-19 düzenlemesi” olarak addedilen ve hükümlülere erken tahliye imkanı tanıyan düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihi ve kapsamı, mevzuatın karmaşık yapısı ve güncel gelişmeler ışığında detaylı bir analizi gerektirmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 27. maddesi, infaz rejiminde önemli değişiklikler öngörmektedir.

Bu düzenleme, 31 Temmuz 2023 tarihinden ve öncesinde işlenmiş suçlar bakımından, hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına, akabinde ise denetimli serbestlik müessesesine geçiş sürelerini 3 yıl daha erkene çekmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla, “5 yıl ceza indirimi ne zaman çıkacak?” sorusu, bu 3 yıllık erken ayrılma imkanı bağlamında değerlendirilmelidir. Zira mevcut düzenlemede doğrudan “5 yıl” gibi belirli bir indirimden ziyade, infaz rejiminin hızlandırılması söz konusudur.

Paket, henüz Meclis Genel Kurulu’nda nihai oylamadan geçmemiş ve Cumhurbaşkanı onayını almamış olduğundan, kesin bir yürürlük tarihinden bahsetmek erken olmakla birlikte, TBMM Adalet Komisyonu’nda 5 Aralık 2025 tarihinde kabul edildiği göz önüne alındığında, yasalaşma sürecinin tamamlanması akabinde Resmi Gazete’de yayımlanması ile yürürlüğe girecektir. Bu süreç, yasal takvime göre Aralık 2025 ayı sonundaki Bütçe görüşmelerinin tamamlanmasının ardından Meclis Genel Kurulu gündemine taşınmasıyla şekillenecektir.

Ancak, bu düzenlemenin kapsayıcılığı bazı önemli istisnalar içermektedir. Komisyon görüşmeleri esnasında yapılan değişikliklerle, belirli ağır suçlar erken salıverme hakkının dışında bırakılmıştır. Bu suçlar şunlardır:

  • Alt soya, üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme suçları.
  • Cinsel saldırı suçları.
  • Çocuğun cinsel istismarı suçları.
  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kişilere yönelik kasten öldürme suçları.

Ayrıca terör suçları ve organize suç örgütleriyle bağlantılı suçlar da bu istisnalar arasında yer almaktadır. Bu durum, kamuoyundaki hassasiyetleri gidermeyi ve toplumsal vicdanı rahatlatmayı amaçlayan bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsam dışı bırakılan hükümlüler, cezalarının tamamını kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında geçirmek durumunda kalacaklardır.

11. yargı paketi denetim süresi bakımından da önemli bir genişleme getirmektedir. Terör ve örgütlü suçlar ile yukarıda belirtilen istisnalar dışında kalan hükümlüler için, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise en az 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise en az 3 ayını kapalı ceza infaz kurumlarında geçirmeleri şartıyla, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına 3 yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına geçiş yapabileceklerdir.

Benzer şekilde, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesi işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, talepleri halinde ve en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak koşuluyla, denetimli serbestlik tedbiri altında infaz uygulamasından 3 yıl erken yararlandırılacaklardır.

Bu infaz düzenlemesi, başlangıçta yaklaşık 55 bin mahkûmun faydalanması öngörülürken, komisyonda yapılan daraltmalar neticesinde bu sayının etkilenebileceği tahmin edilmektedir. Yani, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun cevabı, belirtilen istisnalar dışında kalan tüm suçları içermekle beraber, infazda eşitliği sağlamayı ve cezaevlerinin yükünü hafifletmeyi temel amaç edinmiştir.

Sonuç olarak, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun cevabı, Meclis Genel Kurulu’ndaki oylama ve Cumhurbaşkanlığı onayı ile Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında netlik kazanacaktır. Bu süreç tamamlandığında, infaz rejimindeki bu kritik değişiklikler yürürlüğe girerek hukuk sistemimize yeni bir boyut kazandıracaktır.

11. yargı paketi infaz düzenlemesi

2025 Denetimli Serbestlik Kaç Yıl Olacak?

11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında denetimli serbestlik sürelerine ilişkin yapılan değişiklikler, ceza infaz sistemi üzerindeki etkileri ve toplumsal yansımaları itibarıyla önem arz etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Kanun Teklifi ile 31 Temmuz 2023 tarihine kadar işlenmiş suçlar için denetimli serbestlik uygulamalarında belirli yenilikler getirilmiştir. Bu düzenlemeler, pandemi döneminde ortaya çıkan ve “aynı suçu işleyip farklı infaza tabi olma” şeklinde ifade edilen eşitsizlikleri gidermeyi hedeflemektedir.

Mevcut düzenlemeye göre, h\u00fck\u00fcml\u00fclerin kapal\u0131 cezaevinden a\u00e7\u0131k cezaevine, akabinde ise denetimli serbestliğe ayrılma süreçleri 3 yıl daha erkene çekilmektedir. Esasen, bu hüküm, 31 Temmuz 2023 ve öncesindeki suçları kapsamakta olup, bu tarihten önce suç işleyenlerin 3 yıl daha erken denetimli serbestlikten faydalanmasını sağlamaktadır. Özellikle, toplam hapis cezası 10 yıldan az olanlar için 1 ay, 10 yıl ve üzeri olanlar için ise 3 ay kapalı ceza infaz kurumunda geçirdikten sonra, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalan h\u00fck\u00fcml\u00fcler bu haktan yararlanabilecektir. Bu bağlamda, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan h\u00fck\u00fcml\u00fcler de talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla denetimli serbestlik tedbiri altında infazdan 3 yıl erken yararlandırılacaktır.

Ancak, bu genişletilmiş denetimli serbestlik imkanının belirli suç türleri için kısıtlandığının altını çizmek gerekir. Zira TBMM Adalet Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde, kamuoyunda önemli hassasiyet oluşturan bazı suçların kapsam dışı bırakılması yönünde kararlar alınmıştır. Bu kısıtlamalar, özellikle terör suçları, örgüt su\u00e7ları, alt ve \u00fcst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı ile beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik kasten öldürme suçlarından h\u00fck\u00fcm giyenleri kapsamaktadır. Bu bağlamda, bu tür suçları işleyenlerin, cezalarını tamamen kapalı ve açık cezaevlerinde çekmeleri öngörülmüştür. Bu durum, adaletin sağlanması ve mağduriyetlerin giderilmesi noktasında kamu vicdanını rahatlatmaya yönelik bir düzenleme olarak değerlendirilmektedir.

İlk etapta yaklaşık 55 bin mahkumun bu düzenlemeden yararlanması beklenirken, sürecin ilerleyen dönemlerinde 100 bin civarında mahkumun etkileneceği tahmin edilmektedir. Belirtmek gerekir ki, 11. yargı paketi denetim süresinde yapılan bu değişiklikler, genel af niteliği taşımamaktadır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da ifadelerinde belirttiği gibi, “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değildir.” Dolayısıyla, bu düzenlemeler, infaz rejimlerini eşitlenmesi ve cezaevlerindeki yoğunluğun azaltılması hedeflenerek yapılmış olup, belirli suçlar için herhangi bir muafiyet ya da af getirici bir niteliği bulunmamaktadır. 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusu da bu bağlamda, istisna tutulan suç türleri ile netlik kazanmaktadır.

Sonuç olarak, 2025 yılı için denetimli serbestlik uygulamaları, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında, 31 Temmuz 2023 öncesi işlenen suçlar için 3 yıl erken ayrılma imkanı sunarken, belirli ağır suçlar için bu haktan yararlanma kısıtlamaları getirilmiştir. Bu düzenlemelerin tam olarak 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun cevabı ise, paketin yasalaşma sürecinin tamamlanması ve Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla kesinleşecektir.

Denetim ne zaman 3 yıl olacak?

Kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, infaz rejimi hususunda önemli değişiklikler öngörmektedir. Özellikle hükümlülerin denetimli serbestlik sürelerine ilişkin düzenlemeler, adalet sistemimizdeki belirli eşitsizlikleri gidermeyi ve infaz süreçlerini güncel koşullara uyarlamayı hedeflemektedir.

Paketin merkezinde yer alan bu düzenleme, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar için geçerli olacak şekilde denetimli serbestlikten yararlanma koşullarını yeniden şekillendirmektedir. Buna göre, terör ve örgütlü suçlar ile belirli ağır nitelikli suçlar (alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına, çocuklara veya beden/ruh bakımından kendini savunamayacak kişiye yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçları) hariç tutulmak suretiyle, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler için yeni bir geçiş mekanizması kurgulanmıştır.

Söz konusu düzenlemeye göre, toplam hapis cezası 10 yıldan az olan hükümlülerden 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise 3 ayını kapalı kurumlarda geçiren ve ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartları sağladıkları tarih itibarıyla doğrudan açık ceza infaz kurumlarına ayrılabileceklerdir. Bu hükümlüler ile 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak koşuluyla, denetimli serbestlik tedbiri altında infaz uygulamasından 3 yıl erken yararlandırılacaktır.

Bu bağlamda denetimli serbestlik süresinin 3 yıla çıkarılması veya bu yönde bir erken yararlanma imkânının tanınması, paketin Adalet Komisyonu’nda kabul edilmesiyle başlamış ve yasal sürecin tamamlanmasını akabinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun yanıtı, yasal teklifin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanlığı onayından sonra Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla kesinleşecektir. Şu an itibarıyla paketin ilk 15 maddesi Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş olup, tüm maddelerin yasalaşarak yürürlüğe girmesi için Genel Kurul aşaması ve Cumhurbaşkanlığı onayı beklenmektedir.

Bu düzenleme ile pandemi döneminde oluşan “aynı suçu işleyip farklı infaza tabi olma” eşitsizliğinin giderilmesi hedeflenmekte olup, suçun türüne değil suç tarihine göre eşit infaz hakkı tanınması amaçlanmaktadır. Bu sayede, teknik anlamda infaz rejiminin eşitlenmesi sağlanarak, tahmini olarak ilk etapta 55 bin mahkûmun bu düzenlemeden yararlanabileceği öngörülmektedir. Ancak erken tahliye kapsamı, AKP üyelerinin önergesiyle genişletilerek alt ve üst soya, eşe, boşanılmış eşe, beden veya ruh bakımından kendini koruyamayacak olanlara, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme suçunu işleyenler, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçunu işleyenler kapsam dışına çıkarılmıştır. Dolayısıyla, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun cevabı, belirtilen istisnalar dışında kalan 31 Temmuz 2023 öncesinde işlenmiş suçlar olarak netleşmiştir.

Özetle, mevcut düzenleme ile denetimli serbestlikte 3 yıllık bir erken yararlanma imkânı getirilmiş olup, bu 11. yargı paketi denetim süresinin uzatılmasından ziyade, belirli suçlar ve koşullar altındaki hükümlülere 3 yıl daha erken denetimli serbestlikten faydalanma hakkı tanınması yönünde bir uygulamadır. Bu sayede infaz rejimindeki eşitsizliklerin giderilmesi ve hükümlülerin topluma kazandırılması süreçlerinin optimize edilmesi hedeflenmektedir.

11 Yargı Paketi Kabul Edildi mi?

11. yargı paketi süreci, Türk hukuk sisteminde önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan ve kamuoyunda büyük bir ilgiyle takip edilen bu düzenleme, çeşitli aşamalardan geçerek nihai şeklini almaktadır. Halihazırda, paket, TBMM Adalet Komisyonunda kapsamlı müzakereler sonucunda kabul edilmiştir. Ancak bu kabul, paketin tamamen yasalaştığı anlamına gelmemektedir. Zira yasal mevzuatın yürürlüğe girmesi için takip etmesi gereken adımlar mevcuttur.

Mevcut durumda, 11. yargı paketinin ilk 15 maddesi Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiştir. Bu durum, paketin yasama sürecindeki ilerleyişini gözler önüne sermektedir; nitekim teklifin genel kurul aşamasına taşındığını, fakat bütün maddelerinin henüz yasalaşmadığını göstermektedir. Bir kanun teklifinin yürürlüğe girmesi için şu aşamalardan geçmesi gerekmektedir:

  • Komisyon Kabulü: Teklifin ilgili ihtisas komisyonunda (bu durumda Adalet Komisyonu) görüşülerek kabul edilmesi ilk adımdır.
  • Genel Kurul Görüşmeleri ve Oylama: Komisyonda kabul edilen teklif, TBMM Genel Kurulu’nda detaylı bir şekilde tartışılarak oylamaya sunulur. Bu aşamada maddeler üzerinde değişiklikler yapılabilir veya eklemeler eklenebilir.
  • Cumhurbaşkanı Onayı: Genel Kurul’da kabul edilen kanun, Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulur. Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra kanun yürürlüğe girer.

Bu bağlamda, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun yanıtı, Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin tamamlanması ve Cumhurbaşkanının onayını almasının ardından belirginleşecektir. Dolayısıyla, teklifin yasalaşma süreci devam etmekle birlikte, kamuoyunun yakından takip ettiği gelişmelerin önümüzdeki günlerde netleşeceği öngörülmektedir.

Paket toplamda 38 maddeden oluşmakta ve 12 farklı kanunda değişiklik öngörmektedir. Bu değişiklikler, Türkiye’nin hukuk sisteminde önemli dönüşümler yaratmayı hedeflemektedir. Özellikle suçla ve suçlularla mücadelede cezaların caydırıcılığının artırılması, yargı süreçlerinin hızlandırılması ve hukuki belirliliğin pekiştirilmesi amaçlanmaktadır.

11. yargı paketi infaz düzenlemesi

Yargı paketi ne zaman yürürlüğe girecek?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda yoğun müzakereler sonucunda kabul edilen 11. yargı paketi, hukuk sistemimizde köklü değişiklikler öngören önemli bir yasal düzenleme paketidir. Ancak, kamuoyunun sıkça yönelttiği 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun yanıtı, yasal sürecin tamamlanma aşamasına bağlıdır. Bilindiği üzere, bir kanun teklifinin yürürlüğe girmesi, belirli meclis ve cumhurbaşkanlığı onay süreçlerinden geçmesini gerektirmektedir.

İlk olarak, 38 maddeden oluşan ve 12 farklı kanunda değişiklik öngören bu kapsamlı teklif, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiştir. Komisyondaki bu onay, teklifin yasama sürecindeki ilk önemli aşamasını teşkil etmektedir. Ancak, kanun teklifinin yürürlüğe girmesi için komisyon onayı yeterli değildir. Bir sonraki aşamada, 11. yargı paketi, TBMM Genel Kurulu’nun gündemine alınacaktır. Genel Kurul’da maddeler üzerinde tek tek görüşmeler yapılacak, gerekli görülen değişiklikler ve iyileştirmeler için önergeler sunulabilecektir. Bu süreçte, milletvekillerinin paketin içeriği hakkında detaylı değerlendirmelerde bulunmaları ve oylama yapmaları beklenmektedir. Nitekim, paketin ilk 15 maddesinin komisyonda kabul edilmiş olması, sürecin henüz başlarında olduğunu ve genel kurul aşamasının tamamını beklemek gerektiğini göstermektedir.

Genel Kurul’daki oylamaların ardından, kanun teklifi, Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacaktır. Cumhurbaşkanı’nın onayıyla birlikte, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi de dahil olmak üzere tüm maddeler, Resmi Gazete‘de yayımlanarak resmen yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, paketin nihai olarak yürürlüğe girme tarihi, TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin ne kadar süreceği ve Cumhurbaşkanlığı onayının ne zaman gerçekleşeceğine bağlıdır.

Bu bağlamda, 5 Aralık 2025 tarihli gelişmeler, paketin TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildiğini göstermekle birlikte, yürürlük tarihi için henüz kesin bir takvim belirlenmemiştir. Komisyon aşamasında yapılan düzenlemelerle, özellikle 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar için 3 yıl erken denetimli serbestlik veya açık cezaevine geçiş hakkı gibi önemli infaz değişiklikleri öngörülmüştür. Bahse konu değişiklikler, yaklaşık 50 ila 55 bin mahkumu etkileyebileceği ön görülürken, süreç içinde 100 bin civarında mahkumun da bu düzenlemeden yararlanabileceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, terör, cinsel istismar gibi bazı suçlardan hüküm giyen mahkumlar bu erken tahliye haklarından faydalanamayacaktır. Dolayısıyla, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun cevabı, istisnalar gözetilerek verilmeli ve bu düzenlemelerin kapsamı dikkatle incelenmelidir.

Özetle, 11. yargı paketi denetim süresi gibi infaz rejimini etkileyen maddeleriyle birlikte, yürürlüğe girme aşamasından önce TBMM Genel Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı onay süreçlerini tamamlamak zorundadır. Bu süreçler tamamlandığında, kamuoyu 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun kesin yanıtına kavuşacaktır.

2025’te denetimli serbestlik kaç yıl olacak?

2025 yılında ceza infaz sistemi içerisindeki denetimli serbestlik uygulamalarına ilişkin süreler, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında önemli değişikliklere tabi tutulmuştur. Bu düzenlemeler, özellikle 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar bakımından hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına geçişi ve denetimli serbestlikten yararlanma koşullarını yeniden yapılandırmıştır. Söz konusu paketin kabulüyle birlikte, denetimli serbestlik sürelerinde üç yıla kadar erken ayrılma imkânı tanınmıştır.

Bu bağlamda, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Kanun Teklifi’nin 27. maddesi, infaz eşitsizliğini gidermeyi amaçlamaktadır. Daha önceki pandemi dönemi düzenlemelerinde cezaevinde bulunma şartı arandığından, aynı suçu işlemiş ancak farklı infaz rejimlerine tabi kalmış binlerce hükümlü mağduriyet yaşamıştı. Yeni düzenleme, bu eşitsizliği ortadan kaldırarak, suçun türüne değil, suç tarihine göre “eşit infaz hakkı” prensibini benimsemiştir. Teklif uyarınca, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işlemiş olan hükümlüler, belirli istisnalar dışında, üç yıl daha erken denetimli serbestlikten ya da açık cezaevine geçişten faydalanabilecektir.

Ancak, bu pozitif düzenlemenin kapsamı, toplum vicdanını rahatlatmak adına bazı ağır suç tipleri için daraltılmıştır. Özellikle şu suçları işleyen hükümlüler, erken tahliye ve denetimli serbestlik uygulamasından yararlanamayacaktır:

  • Alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme suçları.
  • Cinsel saldırı suçu.
  • Çocuğun cinsel istismarı suçu.
  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kişiye yönelik kasten öldürme suçu.

Terör ve organize suç örgütleriyle bağlantılı suçlar da daha önce olduğu gibi bu düzenleme dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla, bu kategoriye giren suçlardan hüküm giyen mahkûmlar, cezalarının tamamını kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında geçireceklerdir. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından yapılan açıklamalar da, suçla ve suçlularla mücadelede cezaların caydırıcılığının artırılmak istendiğini doğrulamaktadır.

Öte yandan, 11. yargı paketi denetim süresi kapsamında getirilen bir diğer yenilik ise, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise 3 ayını bu kurumlarda geçirip ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına 3 yıl veya daha az süre kalanların, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına ayrılabileceği hükmüdür. Ayrıca, bu hükümlüler ile 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak koşuluyla, denetimli serbestlik tedbiri altında infaz uygulamasından üç yıl erken yararlandırılabilecektir.

“Yeni Yargı Paketi’nin en önemli unsurlarından biri, infaz rejimindeki eşitsizliği gidermeyi hedefleyen 27. madde olarak belirginleşmektedir. Bu madde, ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan eşitlik ilkesini güçlendirmekle birlikte, toplumun hassasiyet gösterdiği belirli suç tiplerinde herhangi bir gevşemeye mahal vermemektedir.”

Bu düzenlemenin tahmini olarak 50 ila 55 bin mahkûmu doğrudan etkilemesi beklenirken, süreç içinde bu sayının 100 bine kadar ulaşabileceği öngörülmektedir. Kamuoyunda dolaşan 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? ve 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? gibi soruların yanıtları, bu detaylı infaz düzenlemesiyle somutlaşmıştır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da açıkça belirttiği gibi, pakette genel af anlamında hiçbir çalışma bulunmamaktadır; odak noktası mevcut infaz rejiminin güncellenmesi ve uyumlaştırılmasıdır. Paket, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin ardından gündeme alınacak ve Resmi Gazete’de yayımlandığında yürürlüğe girecektir.

5 Yıldan Az Ceza Alanlar Yatar mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve kamuoyunda 11. yargı paketi infaz düzenlemesi olarak bilinen kanun teklifi, hürriyeti bağlayıcı cezalara hükmedilmiş kişilerin durumu özelinde önemli tartışmaları beraberinde getirmektedir. Özellikle beş yıldan daha az hapis cezası alan hükümlülerin infaz rejimleri, paketin getirdiği yenilikler çerçevesinde detaylı bir analizi gerektirmektedir.

Normal şartlar altında, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, beş yıldan az süreli hapis cezası alan hükümlülerin cezalarının infaz usullerini belirlemektedir. Bu tür cezalar genellikle Açık Ceza İnfaz Kurumlarında veya doğrudan denetimli serbestlik hükümleri altında infaz edilme potansiyeli taşımaktadır. Ancak 11. yargı paketi infaz düzenlemesi, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar dikkate alınarak, mevcut infaz sistemine ekstra kolaylıklar getirmeyi hedeflemektedir.

Paket, belirli suç grupları hariç olmak üzere, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik sürelerinde üç yıllık bir erken ayrılma imkânı sunmaktadır. Bu durum, beş yıldan az ceza alan hükümlüler için iki farklı senaryoyu ortaya çıkarmaktadır:

  • Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine Geçiş: Toplam hapis cezası 10 yıldan az olan ve 31 Temmuz 2023 tarihi öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, cezalarının bir ayını bu kurumlarda geçirmeleri ve ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına üç yıl veya daha az süre kalması halinde, bu şartların oluştuğu tarih itibarıyla açık ceza infaz kurumlarına geçebileceklerdir. Dolayısıyla, beş yıldan az ceza alan hükümlüler için bu düzenleme, kapalı cezaevinde geçirecekleri süreyi kısaltarak açık cezaevine daha erken geçiş imkânı sunmaktadır.
  • Açık Cezaevinden Denetimli Serbestliğe Geçiş: Bu hükümlülerle birlikte, 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talep etmeleri ve en az üç ay süreyle açık ceza infaz kurumunda kalmış olmaları koşuluyla, cezalarının denetimli serbestlik tedbiri altında infaz edilmesi uygulamasından üç yıl erken yararlanabileceklerdir. Bu, beş yıldan az ceza alan hükümlülerin denetimli serbestlik 11. yargı paketi denetim süresi kapsamına girmelerine olanak tanıyarak ceza infazını hızlandırıcı bir etki yaratmaktadır.

Ancak, vurgulamak gerekir ki, düzenlemenin kapsamı belirli suç tipleri açısından daraltılmıştır. Altı çizilmesi gereken önemli bir nokta, terör ve örgütlü suçlar ile belirli şiddet suçlarından hüküm giyenlerin bu düzenlemelerden faydalanamayacak olmasıdır. Bu kapsam dışı bırakılan suçlar şunlardır:

  • Alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme.
  • Beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiye yönelik kasten öldürme.
  • Cinsel saldırı.
  • Çocuğun cinsel istismarı.

Bu suçları işleyen kişiler, cezalarının tamamını kapalı ve açık cezaevlerinde infaz etmek durumunda kalacaklardır. Dolayısıyla, beş yıldan az ceza almış olsa bile, yukarıda belirtilen suçları işleyen hükümlüler, erken tahliye ya da denetimli serbestlik avantajlarından yararlanamayacaklardır.

Özetle, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında, beş yıldan az hapis cezası alan hükümlülerin önemli bir kısmı, 31 Temmuz 2023 öncesinde işlenen suçlar için sunulan erken açık cezaevi ve denetimli serbestlik imkânlarından faydalanabilecektir. Bu düzenleme, ceza infaz sürelerini kısaltarak yargı sistemindeki yükü azaltmayı ve mahpusların topluma daha hızlı entegrasyonunu sağlamayı amaçlamaktadır. Ancak, kamu vicdanını rahatsız eden ve toplumda büyük infial uyandıran cinsel suçlar, çocuk istismarı ve aile içi şiddet gibi ağır suçlar bu istisnanın dışında tutularak, bu tür suçlarda kesinlikle bir af veya erken tahliye söz konusu değildir. Bu durum, paketin adil bir denge gözetmeye çalıştığını göstermektedir. Kamuoyunda merak edilen 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusunun cevabı ise teklifin Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilip Resmi Gazete’de yayımlanmasına bağlıdır. Paket, şu anda TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş olup, genel kurul görüşmeleri sonrasında kesinleşecektir. Dolayısıyla, hangi suçları kapsadığı ve kimlerin yararlanabileceği, yayımlanan nihai metinle tam olarak netlik kazanacaktır.

11. yargı paketi infaz düzenlemesi

11. Yargı Paketi Genel Af Mıdır?

Türk hukuk sistemini yakından ilgilendiren 11. yargı paketi, kamuoyunda büyük bir merak uyandırmış ve içerisinde genel af düzenlemesi bulunup bulunmadığı hususu yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Ancak, mevcut veriler ve yetkili açıklamalar, paketin herhangi bir genel af niteliği taşımadığını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un konuya dair kesin beyanları, bu hususta spekülasyonlara mahal bırakmamıştır. Tunç, “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değil” ifadeleriyle, paketin genel af kapsamına giren bir düzenleme içermediğini vurgulamıştır. Dolayısıyla, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi bağlamında getirilen yenilikler, bir genel affın aksine, mevcut infaz rejiminde belirli kriterler çerçevesinde değişiklikler öngörmektedir.

Bu ayrım, hukuki terminoloji açısından hayati öneme sahiptir. Genel af, belirli suçları veya belirli bir tarihe kadar işlenmiş tüm suçları kapsayan ve o suçlardan dolayı verilmiş cezaları tamamen ortadan kaldıran bir düzenleme iken; infaz düzenlemesi, mahkumların ceza sürelerini etkileyen, onların kapalı cezaevinden açık cezaevine geçmeleri veya denetimli serbestlikten yararlanma koşullarını değiştiren bir uygulamadır. 11. yargı paketi, bu ikinci kategoriye giren, yani infaz rejimine yönelik spesifik değişiklikler içeren bir tekliftir.

Paket, özellikle 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar açısından, hükümlülerin kapalı cezaevinden açık cezaevine, akabinde de denetimli serbestliğe geçiş sürelerini 3 yıl kadar erkene almayı hedeflemektedir. Bu, yaklaşık 50 ila 55 bin mahkumu etkilemesi beklenen, ancak belirli suç tiplerini istisna tutan bir düzenlemedir. Örneğin, terör, cinsel istismar, kadına ve çocuğa yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı gibi ağır suçlardan hüküm giyen mahkumlar, bu erken tahliye veya açık cezaevine nakil haklarından faydalanamayacaklardır. Bu kısıtlama, Adalet Komisyonu’nda yapılan görüşmeler sonucunda, toplum vicdanını rahatlatmak amacıyla pakete dahil edilmiştir. Dolayısıyla, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun cevabı, bu istisnalar doğrultusunda şekillenmektedir.

Nitekim paket, suçun türüne değil, suçun işlendiği tarihe odaklanarak bir “infaz eşitsizliğini” gidermeyi amaçlamaktadır. Pandemi döneminde yürürlüğe giren infaz düzenlemesinin yalnızca cezaevinde bulunan hükümlüleri kapsaması nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi, bu yeni düzenlemenin temel motivasyonlarından biridir. Bu bağlamda, 11. yargı paketi denetim süresinde de değişiklikler öngörerek, hükümlülerin topluma entegrasyon süreçlerini hızlandırmayı amaçlamaktadır.

Sonuç olarak, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusu özelinde, kamuoyunun genel af beklentisinin aksine, paketin mevcut haliyle böyle bir düzenlemeyi içermediği; bilakis, infaz rejiminin daha rasyonel ve adil bir zemine oturtulmasını hedefleyen belirli kısıtlamalarla donatılmış bir reform niteliğinde olduğu vurgulanmalıdır.

Yeni Yargı Paketinde Çek Cezası Yenilikleri Var Mı?

  1. Yargı Paketi, Türk hukuk sisteminde kapsamlı değişiklikler öngörürken, özellikle icra ve iflas hukuku alanında önemli düzenlemeler içermektedir. Ancak, çek cezalarına yönelik spesifik bir düzenleme, paket kapsamında doğrudan yer almamaktadır. Paketin ana odak noktaları arasında organize suç örgütleriyle mücadele, bilişim suçları, trafik güvenliği ve infaz rejimi gibi alanlar bulunmaktadır. Bununla birlikte, 11. yargı paketi infaz düzenlemesi bağlamında getirilen genel değişiklikler, dolaylı olarak çek cezası alan hükümlüleri etkileyebilir.

Öncelikle, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi olarak bilinen bu paket, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar için hükümlülerin açık cezaevine veya denetimli serbestliğe erken ayrılmalarına imkan tanımaktadır. Bu düzenleme, belirli suç kategorileri hariç tutulmak üzere, ceza infaz süreçlerinin hızlandırılmasını hedeflemektedir. Dolayısıyla, çekle ilgili hükümlülük durumları da, eğer kanunda belirtilen istisnalar dışında kalıyorsa, bu infaz düzenlemesinden faydalanabilir.

Paket kapsamında, İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) birtakım değişikliklere gidildiği görülmektedir. Özellikle nispi harç ve teminat yatırma yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ihale feshi taleplerinin mahkemece dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilmesi düzenlemesi dikkat çekicidir. Ayrıca, bağışlama ve tasarruf iptaliyle ilgili düzenlemeler, son bir yılda yapılan ivazsız tasarrufların iptal edilebilir hale gelmesini sağlamakta ve yakın akrabalar arasındaki işlemlerin gerçek değerinin ispatlanamaması durumunda bağış sayılmasını öngörmektedir. Bu değişiklikler, borçlu-alacaklı ilişkilerinde şeffaflığı ve adaleti pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu düzenlemelerin doğrudan çek cezasının niteliği veya miktarına ilişkin bir değişiklik getirmediği unutulmamalıdır.

Diğer taraftan, paketin genel içeriği incelendiğinde, dolandırıcılık suçlarına yönelik yargılama süreçlerinin Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülecek olması gibi adli sistemin işleyişini hızlandıracak düzenlemeler mevcuttur. Bu tür değişiklikler, çek karşılıksızlığı gibi mali suçlarla bağlantılı olabilecek dolandırıcılık vakalarının daha hızlı sonuçlandırılmasına katkı sağlayabilir. Ancak, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun yanıtları arasında çek karşılıksızlığı suçu için özel bir madde bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mevcut yasal çerçevede çekle ilgili suçların esasında bir değişiklik öngörülmemektedir.

“Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un daha önceki açıklamalarında vurguladığı üzere, af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değildir. Bu doğrultuda, çek cezalarına ilişkin bir ‘genel af’ ya da benzeri bir müjdenin de bu paket kapsamında yer almadığı anlaşılmaktadır.”

Sonuç olarak, 11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusuyla birlikte kamuoyunda geniş bir beklenti oluşsa da, çek cezalarına özel bir düzenleme paketin bilinen maddeleri arasında yer almamaktadır. İnfaz düzenlemesi kapsamında 31 Temmuz 2023 öncesinde işlenen suçlara yönelik genel indirim mekanizmaları, çekle ilgili hükümlülük durumlarına sahip bireyleri, belirli şartlar ve istisnalar dahilinde etkileyebilir. Ancak, çek cezasının hukuki niteliğini veya yaptırımını değiştiren doğrudan bir yenilik pakette bulunmamaktadır. 11. yargı paketi denetim süresi veya erken tahliye gibi kavramlar, sadece belirli suç türlerinde ve koşullarda uygulanabilirken, çek karşılıksızlığı suçu bu kapsamda özel bir iyileştirme ile ele alınmamıştır. Bu durum, paketin genel olarak yargı sistemindeki aksaklıkları gidermeye yönelik geniş kapsamlı bir vizyon taşıdığını, ancak her bir spesifik suç türüne ayrıntılı müdahalede bulunmadığını göstermektedir.

TCK 158 Bakımından 11. Yargı Paketi Hangi Yenilikleri Getiriyor?

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılık suçunu düzenlemekte olup, bu madde kapsamında gerçekleşen eylemler, genellikle toplumda geniş yankı uyandıran ve mağdurları üzerinde ciddi mağduriyetler oluşturan suç tiplerini içermektedir. 11. yargı paketi ile bu alanda yapılan düzenlemeler, suçla mücadelenin etkinliğini artırma ve adli süreçlerdeki aksaklıkları giderme amacı taşımaktadır. Zira bu tür suçların karmaşık yapısı ve teknolojik gelişmelerle birlikte evrilen işleniş biçimleri, mevcut hukuki çerçevede birtakım adaptasyonları zorunlu kılmaktadır.

Öncelikle, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “dolandırıcılık” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarına ilişkin yargılamaların daha önce farklı mahkemelerde yürütülmesinden kaynaklanan görev uyuşmazlıkları, adli süreçlerin uzamasına ve mağduriyetlerin artmasına neden olmaktaydı. 11. yargı paketi infaz düzenlemesi kapsamında yapılan değişiklikle, bu tür görev uyuşmazlıklarının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Artık “dolandırıcılık” suçunun yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yapılacaktır. Bu sayede, yargılama süreçleri hızlanacak ve dolandırıcılık dosyalarının çok daha hızlı bir şekilde sonuçlandırılması mümkün hale gelecektir. Bu merkeziyetçi yaklaşım, yargılamaların standartlaşmasını ve hukuki belirliliğin artırılmasını temin edecektir.

Ayrıca, bilişim suçlarıyla mücadele de paketin önemli bir bileşenidir. Günümüzde giderek artan bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen dolandırıcılık suçları, yeni ve daha sofistike hukuki tedbirleri gerektirmektedir. Bu bağlamda, Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen hükümlerle bilişim suçlarının işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin bulunduğu hesabın askıya alınması ve el koymaya ilişkin mekanizmalar ihdas edilmiştir. Nitekim bu tür suçlarda suç gelirlerinin hızla transfer edilmesi, soruşturma makamlarının etkinliğini azaltmaktaydı. Yeni düzenlemeler, bu tür mali hareketleri daha hızlı bir şekilde durdurma ve suç kaynaklarına el koyma olanağı sunmaktadır.

11. yargı paketi ne zaman çıkacak? sorusu, bu düzenlemelerin pratikte ne zaman uygulanmaya başlanacağı açısından önem arz etmektedir. Paket, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildikten sonra Genel Kurul’a sunulacak ve Cumhurbaşkanı’nın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecektir. Bu süreç tamamlandığında, dolandırıcılık suçlarıyla mücadelede yeni ve daha güçlü araçlar kullanılmaya başlanacaktır.

Ek olarak, pakette dolandırıcılık, hırsızlık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı tespit edilen telefon hatlarının şebekeyle bağlantısının kesilmesi gibi tedbirler de yer almaktadır. Bu tür önlemler, suçun işlenişini zorlaştırmayı ve suçluların iletişim ağlarını kesintiye uğratmayı hedeflemektedir. Bu durum, özellikle çağrı merkezi dolandırıcılığı veya çevrimiçi dolandırıcılık gibi suç tipleri için caydırıcı bir etki yaratabilecektir.

Sonuç olarak, 11. yargı paketi hangi suçları kapsıyor? sorusunun TCK 158 açısından yanıtı, dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarıyla mücadelede yargılamaların hızlandırılması, bilişim suçlarına karşı yeni tedbirlerin getirilmesi ve suçun işlenişini kolaylaştıran unsurların ortadan kaldırılması yönünde önemli yenilikler içerdiğini göstermektedir. Bu düzenlemeler, adalet sisteminin daha etkin ve güncel tehditlere karşı daha dirençli hale getirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

11. yargı paketi infaz düzenlemesi

Sıkça Sorulan Sorular

11. Yargı Paketi nedir ve hangi temel alanlarda düzenlemeler içermektedir?

  1. Yargı Paketi, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi olarak bilinmekte olup, Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiştir. Bu paket, organize suç örgütleriyle mücadele, bilişim suçlar ibilişim suçlar ı, trafik güvenliği, infaz rejimi gibi çeşitli alanlarda önemli düzenlemeler getirmektedir. Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu ile Avukatlık Kanunu’nda da değişiklikler öngörülmekte, ihalenin feshi talepleri ve avukatlar için disiplin cezası kategorileri yeniden düzenlenmektedir. Paketin temel amacı, yargı süreçlerini hızlandırmak, hukuki belirliliği artırmak ve yargıyı daha adil, hızlı ve erişilebilir kılmaktır.

11. Yargı Paketi kapsamında bir genel af düzenlemesi bulunmakta mıdır?

  1. Yargı Paketi, kamuoyunda sıklıkla dile getirilen bir genel af düzenlemesini içermemektedir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu konuda daha önce yaptığı açıklamada, “Af anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma söz konusu değil” ifadesini kullanarak genel af iddialarını kesin bir dille yalanlamıştır. Paket, yalnızca belirli infaz düzenlemeleri etrafında şekillenmekte olup, kapsamlı bir af maddesi içermemektedir. Dolayısıyla, 11. Yargı Paketi’nin temel odak noktası, ceza adalet sisteminin işleyişine yönelik yapısal ve usule ilişkin iyileştirmelerdir.

11. Yargı Paketi’nin infaz düzenlemesi hangi suçları kapsamamaktadır?

  1. Yargı Paketi’nin infaz düzenlemesi, toplum vicdanında derin yaralar açan belirli suç tiplerini kapsam dışı bırakmıştır. Özellikle, alt ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına ve çocuklara yönelik kasten öldürme suçları ile cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçları, erken tahliye ve denetimli serbestlik imkanlarından yararlanamayacaktır. Ayrıca, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenen kasten öldürme suçları da bu kapsamın dışında tutulmuştur. Terör ve örgütlü suçlardan hüküm giyen mahkumlar da infaz düzenlemesinin istisnaları arasında yer almakta olup, cezalarını kapalı veya açık cezaevlerinde tamamıyla çekmek durumunda kalacaklardır. Bu kısıtlamalar, toplumsal hassasiyetleri göz önünde bulundurarak adaletin sağlanmasını amaçlamaktadır.

11. Yargı Paketi, bilişim suçları ve örgütlü suçlarla mücadelede ne gibi yenilikler getirmektedir?

  1. Yargı Paketi, bilişim suçları ve örgütlü suçlarla mücadelede önemli yenilikler sunmaktadır. Bilişim suçlarına karşı, banka hesabı açılışlarında biyometrik doğrulama yöntemlerinin zorunlu hale getirilmesi (fotoğraf, yüz tanıma, parmak izi veya çipli kimlik kartı gibi) öngörülmektedir. Ayrıca, dolandırıcılık, hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması gibi suçlarda kullanılan telefon hatlarının mobil şebeke bağlantısının kesilmesi gibi tedbirler de getirilmiştir. Örgütlü suçlarla mücadelede ise, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçuna yönelik hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılmış; örgüt üyeliği ve silahlı örgüt kapsamında verilecek cezalar yükseltilmiştir. Özellikle çocukların suç örgütlerinde araç olarak kullanılması durumunda, örgüt yöneticilerine verilecek cezaların yarıdan bir katına kadar artırılması öngörülerek, bu tür suçlarla daha etkin mücadele edilmesi hedeflenmektedir.

Bu içerik tavsiye veyahut hukuki yönlendirme içermemektedir. İçerik AI yarafından oluşturulmuştur.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.