HEMEN ARA: +905309118133

Yazar: admin

İcra Takibinde Fahiş Faiz Talepleri: Türk Borçlar Kanunu ve Sınırlamaları

İcra takibinde fahiş faiz talepleri genellikle bankalar, GSM operatörleri veya zincir mağazalar gibi kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Ancak Türk Borçlar Kanunu, sözleşmelerde belirlenen faiz oranlarının belirli sınırlar içinde olması gerektiğini açıkça belirtmektedir. Faiz, asıl alacağın yanı sıra genellikle sözleşmeyle belirlenir. Ancak bazen alacaklılar, icra takiplerinde aşırı yüksek faiz taleplerinde bulunabilmektedirler. Hatta bazı durumlarda talep edilen faiz miktarları, asıl alacağı bile aşabilmektedir.

Türk Borçlar Kanunu, faiz konusunda birtakım sınırlamalar getirmiştir. Kanunun 88. maddesine göre, sözleşmeyle kararlaştırılan yıllık faiz oranı, yıllık yasal faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz. Benzer şekilde, temerrüt faizi için de 120. maddeye göre, sözleşmeyle belirlenen yıllık temerrüt faizi oranı, yıllık yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını geçemez. Bu hükümler, alacaklıların borçlulardan talep edebileceği faiz miktarını sınırlamaktadır.

Ayrıca, 6502 sayılı Tüketici Koruma Kanunu, tüketici sözleşmeleri, kredi kartları, kredili mevduat hesabı sözleşmeleri gibi belirli tüketici ilişkileri için faiz üst sınırları getirmektedir. Bu sınırlamalar, tüketici haklarını korumayı amaçlamaktadır.

Sonuç olarak, kanunlarımız, alacaklıların borçlulardan talep edebileceği faiz miktarını belirli sınırlar içinde tutmaktadır. Bu sınırlamaları aşan fahiş faiz talepleri hukuka aykırıdır ve borçlu, ödenen fazla faiz tutarını geri talep edebilir. “Sakarya Avukat” olarak, bu konuda uzman bir avukata danışmanızı öneririz.

Tarım Arazilerinin Satış Usulü Haritası

6537 Sayılı Kanunla, tarım arazilerinin devir işlemleri, miras yolu ile intikali, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarım arazisi büyüklüklerinin belirlenmesi, bugüne kadar parçalanmış olan tarım arazilerinin tekrar ekonomik büyüklüklere ulaştırılması ve bölünmelerinin önlenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu hükme göre tarım arazilerinin usulüne uygun olarak bölünmesi adına aşağıda ki tablo düzenlenmiştir.

Satiş Şartlari

Sigorta Mail Adresleri

avukatlikofisi siyah
Değer Kaybı Mail Adresi
Türkiye Sigorta
hasariletisim@turkiyesigorta.com.tr
Unico Sigorta
eshasarihbar@unicosigorta.com.tr
Axa Sigorta
degerkaybi@axasigorta.com.tr
Corpus Sigorta
degerkaybi@corpussigorta.com.tr
Anadolu Sigorta
bilgi@anadolusigorta.com.tr
Eureko Sigorta
eshasarihbar@eurekosigorta.com.tr
Ray Sigorta
info@raysigorta.com.tr
Ak Sigorta
degerkaybitalepleri@aksigorta.com.tr
Quick Sigorta
degerkaybi@quicksigorta.com
Neova Sigorta
degerkaybi@neova.com.tr
Ethica Sigorta
degerkaybi@ethicasigorta.com.tr
Allianz Sigorta
hasarevrak@allianz.com.tr
Ankara Sigorta
degerkaybi@ankarasigorta.com.tr
Magdeburger Sigorta
degerk@magdeburger.com.tr
Groupama Sigorta
hasarihbar@groupama.com.tr
Bedeni Hasar Mail Adresi
Unico Sigorta
bedenihasar@unicosigorta.com.tr
Anadolu Sigorta
bilgi@anadolusigorta.com.tr
Quick Sigorta
bedenitazminatlar@quicksigorta.com
Neova Sigorta
bedenibilgi@neova.com.tr
Allianz Sigorta
dysotobedeniihbar@allianz.com.tr
Ankara Sigorta
BedeniHasar@ankarasigorta.com.tr

Araç Değer Kaybı Tazminatı Nasıl Alınır?

Değer kaybı, bir aracın kaza sonrası piyasa değerinde yaşanan azalmadır. Bu durumda araç sahibi, aracının önceki değerini korumak için sigorta şirketine başvurarak değer kaybı tazminatı talep edebilir. Ancak sigorta şirketleri genellikle bu talepleri reddedebilir ya da düşük bir miktar ödeyebilirler. Bu durumda Sakarya değer kaybı avukatı, araç sahibinin haklarını savunmak için devreye girer.

Sakarya değer kaybı avukatı, araç sahiplerine değer kaybı tazminatı alma konusunda yardımcı olur. Bir araç kaza sonrası onarım görürse, aracın piyasa değerinde bir düşüş yaşanır. Bu durumda, araç sahibi, aracın önceki değerini korumak için değer kaybı tazminatı talep edebilir. Ancak, sigorta şirketleri, aracın onarım masraflarının tazmin edilmesi için ödeme yaptıktan sonra, aracın değer kaybını tazmin etmeyi reddedebilirler.

Sakarya değer kaybı avukatı, araç sahibinin haklarını savunmak ve sigorta şirketinden adil bir tazminat almalarını sağlamak için çalışır. Avukat, araçın önceki değerini ve onarım masraflarını hesaplayarak, araç sahibinin haklarını savunur. Ayrıca, sigorta şirketi tarafından sunulan düşük tazminat tekliflerini reddeder ve müvekkilinin adil bir tazminat almasını sağlar.

Sakarya değer kaybı avukatı, araç sahibinin yanı sıra, tüm sigortalıların da haklarını savunur. Bu avukatlar, sigorta şirketlerinin müşterileri yanılttığı veya haksız yere tazminat ödemesini reddettiği durumlarda müşterilerinin yanında yer alır. Bu tür durumlarda, avukatlar sigorta şirketlerine karşı hukuki mücadele verirler ve müşterilerinin adil bir tazminat almalarını sağlarlar.

Sakarya değer kaybı avukatları, araç sahiplerinin yanı sıra, sigorta şirketleriyle ilgili olarak da çalışırlar. Sigorta şirketleri, müşterilerinin taleplerini reddettiğinde veya adil bir tazminat ödemeyi reddettiğinde, bu avukatlar şirketlerin yanlış yaptığını belirleyerek, müşterilerin haklarını savunurlar. Ayrıca, sigorta şirketleriyle müzakere ederek

müşterilerin adil bir tazminat almalarını sağlarlar.

Sakarya değer kaybı avukatları, müvekkillerine hizmet verirken, bir dizi görevi yerine getirirler. Bu görevler arasında:

  1. Müşterilerin haklarını savunmak: Sakarya değer kaybı avukatları, müvekkillerinin haklarını savunmak için hukuki mücadele verirler. Sigorta şirketleri tarafından sunulan düşük tazminat tekliflerine karşı mücadele ederler ve müşterilerinin adil bir tazminat almalarını sağlarlar.
  2. Araştırma yapmak: Değer kaybı tazminatı talep eden müvekkillerin haklarını savunmak için, Sakarya değer kaybı avukatları, aracın önceki değerini ve onarım masraflarını hesaplamak için araştırma yaparlar. Bu araştırmalar, müşterilerin adil bir tazminat almalarını sağlar.
  3. Hukuki belgeler hazırlamak: Sakarya değer kaybı avukatları, müşterilerinin haklarını savunmak için hukuki belgeler hazırlarlar. Bu belgeler, müvekkillerin taleplerini savunmak için kullanılır.
  4. Sigorta şirketleriyle müzakere etmek: Sakarya değer kaybı avukatları, sigorta şirketleriyle müzakere ederek müvekkillerinin adil bir tazminat almasını sağlarlar. Bu müzakereler, müvekkillerin haklarını savunmak için önemlidir.

Sakarya değer kaybı avukatları, müvekkillerinin haklarını savunurken, aynı zamanda sigorta şirketleriyle ilişkilerini de dikkate alırlar. Bu avukatlar, sigorta şirketlerinin müşterilerinin haklarını ihlal ettiği durumlarda, şirketlerle hukuki mücadele vererek müvekkillerinin haklarını savunurlar.

Sonuç olarak, Sakarya değer kaybı avukatları, müvekkillerinin haklarını savunmak için çaba harcarlar. Araç sahiplerinin değer kaybı tazminatı talep etmeleri halinde, bu avukatlar araştırma yaparlar ve müvekkillerinin adil bir tazminat almalarını sağlarlar. Ayrıca, sigorta şirketleri tarafından sunulan düşük tazminat tekliflerine karşı mücadele ederler ve müşterilerinin haklarını savunurlar. Sakarya değer kaybı avukatları, müvekkillerinin haklarını savunurken, sigorta şirketleriyle ilişkilerini de göz önünde bulundurarak, müvekkillerinin haklarını savunurlar.

Sakarya Adapazarı İş Avukatı

Kıdem tazminatı, işçinin iş yerinden ayrılması durumunda, işverenin işçiye ödemesi gereken bir tazminattır. Kıdem tazminatı, işçinin çalıştığı süreye ve işverenin ödeme yapacağı tutara göre hesaplanır. Kıdem tazminatı konusu, iş hukuku konularının en önemli ve sıkıntılı konularından biridir. İşçiler, işverenlerin kıdem tazminatı ödemelerini zamanında ve doğru şekilde yapmalarını beklerler. Ancak, bazı durumlarda işverenler, kıdem tazminatı ödemelerini yapmayabilir veya yanlış hesaplayabilirler. İşçiler, bu durumda Sakarya işçi avukatından yardım alabilirler.

Sakarya İşçi Avukatı işçilerin haklarını korumak ve iş hukuku konularında danışmanlık hizmeti vermek için özel olarak eğitilmiş bir avukattır. İşçiler, işverenlerin kıdem tazminatı ödemelerinde yanlışlık yapması veya ödeme yapmaması durumunda Sakarya işçi avukatından yardım alabilirler. Sakarya işçi avukatı, işçilerin haklarını korumak ve işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için çalışır.

Sakarya İşçi Avukatı, Sakarya Kıdem Tazminatı Avukatı

Adapazarı İşçi Avukatı kıdem tazminatı konusunda işçilere hukuki danışmanlık hizmeti sunar. İşçilerin iş sözleşmelerinde kıdem tazminatı hakkında net bir şekilde belirtildiğinden emin olmalarına yardımcı olur. İşçiler, iş sözleşmelerinde kıdem tazminatı hakkında belirli bir madde bulunmuyorsa, kıdem tazminatı alıp alamayacakları konusunda Sakarya işçi avukatından yardım alabilirler. Ayrıca, işverenlerin kıdem tazminatı hesaplamalarını da kontrol eder ve işçilerin adil bir kıdem tazminatı almalarını sağlar.

Sakarya’da İşçi Davaları işçilerin işverenleriyle kıdem tazminatı konusunda anlaşamaması durumunda, işçilerin haklarını savunmak için mahkeme sürecinde de çalışır. Mahkeme sürecinde, Sakarya işçi avukatı, işçilerin haklarını korumak ve

adil bir kıdem tazminatı almalarını sağlamak için işçilerin yanında durur. İşverenlerin yanlış hesaplama yaptıklarında veya ödeme yapmadıklarında, Sakarya işçi avukatı işçilerin haklarını korumak için yasal yollara başvurabilir. Bu yasal yollar arasında, arabuluculuk, dava açma ve tazminat talep etme gibi yöntemler yer alabilir.

Kıdem tazminatı konusu, işçi ve işverenler arasında sık sık tartışma konusu olabilir. İşçiler, çalıştıkları süre boyunca işverenlerine bağlılık göstermişlerdir ve kıdem tazminatı haklarını korumak isteyebilirler. İşverenler ise, işverenin yükümlülüklerini yerine getirirken, işçiye ödenecek kıdem tazminatının maliyetini de hesaba katmak isteyebilirler.

Sakarya işçi avukatı, hem işçilerin hem de işverenlerin yararına çalışır. İşçilerin haklarını korumak ve işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için çalışır. İşçiler, kıdem tazminatı konusunda yaşadıkları sorunlarla karşı karşıya kaldıklarında, Sakarya işçi avukatı’ndan yardım alarak haklarını savunabilirler.

Sonuç olarak, kıdem tazminatı konusu, işçi ve işverenler arasında sık sık tartışma konusu olabilir. İşçiler, haklarını korumak ve adil bir kıdem tazminatı almak için Sakarya İş Hukuku Avukatından yardım alabilirler. Sakarya İş Davası Avukatı işçilerin haklarını savunmak ve işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için çalışır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu ve Cezası

Uyuşturucu madde ticareti suçu ve cezası, uygulamada cezası ve şartları merak edilen suçlardandır. Türk Ceza Kanunu md.188’de düzenlenmiştir. Söz konusu suçun konusu; kokain, eroin, morfin, bazmorfin ya da bonzai ve sair uyuşturucu maddeler ise suçun nitelikli hali işlenmiş olur ve daha ağır cezai yaptırım uygulanır. Bunun haricindeki tüm uyuşturucu maddelerin ticareti suçu ise suçun temel şekliyle cezalandırılır. Uygulamada, uyuşturucu kaçakçılığı suçu olarak da bilinen uyuşturucu madde ticareti suçu, neticesi itibariyle oldukça ağır cezai yaptırımlar gerektiren suç tipidir. Bu nedenle deneyimli ve uzman bir ceza avukatından hukuki destek almak oldukça önemlidir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası

Uyuşturucu madde ticareti suçu, seçimlik hareketle işlenebilen bir suç olup uyuşturucu madde alma, satma, temin etme, nakletme ve sair eylemlerle işlenir. Uyuşturucu madde ticareti suçu cezası ise şu şekildedir:

  • Uyuşturucu maddeleri ruhsat olmaksızın ya da ruhsata aykırı biçimde imal, ithal veyahut ihraç eden kişi 20 seneden 30 seneye kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezasına çarptırılır.
  • Uyuşturucu maddeleri ruhsata aykırı biçimde veya ruhsatsız bir şekilde ülke içinde satan, başkalarına veren, satışa arz eden, nakleden, satın alan, depolayan, kabul eden, bulunduran kişi 10 seneden az olmamak kaydı ile hapis cezasına ve yirmi bin güne kadar adli para cezasına çarptırılır.
  • Yukarıda ifade edilen hallerde, uyuşturucu maddelerin eroin, sentetik kannabinoid, morfin, kokain ve türevleri olması halinde ceza yarı oranda artırılarak uygulanır.
  • Uyuşturucu madde satma, satışa arz etme, temin etme, sevk etme, nakil etme, satın alma, depolama, bulundurma eylemleri şayet; okul, yurt, kışla, hastane ya da ibadethane gibi eğitim, sosyal, askeri ve tedavi amacıyla toplu bulunulan tesislerde işenirse suçun cezası 15 seneden az olmamak şartı ile süreli hapis ve 30 bin güne kadar adli para cezası uygulanır.
  • Uyuşturucu suçlarının üç ya da daha çok kişi ile beraber işlenirse verilecek ceza yarı oranda artırılır. Suç işleme amacıyla kurula bir örgüt faaliyetinde işlenirse ceza, bir kat artırılarak cezalandırılır.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve Cezası

Uyuşturucu madde kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 191. Maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Uyuşturucu maddenin, şahsi kullanım gayesiyle satın alan, uyuşturucu maddeyi kabul eden, kullanma maksadıyla elinde bulunduran ya da herhangi bir biçimde uyuşturucu madde kullanan kişi TCK 191’de düzenlenen uyuşturucu madde kullanma suçunu işlemiş kabul edilir. Bu suç iki farklı biçimde işlenebilir. Uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanma gayesi ile uyuşturucu bulundurma, satın alma veyahut kabul etme şeklinde işlenir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Nasıl İşlenir?

Uyuşturucu veyahut uyarıcı madde kullanma suçu; bir kişinin, uyuşturucu yahut uyarıcı maddeyi, damarına şırınga ederek, ağır ya da burundan alarak veya vücuda herhangi bir şekilde alınarak işlenir. Uyuşturucu maddenin, kişisel ihtiyaçtan fazla oranda bulundurulması, uyuşturucu madde ticareti suçunu meydana getirir.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Cezası

Uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla satın alan, kabul eden yahut bulunduran kişi 2 yıldan 5 yıla kadar süreli hapis cezasına çarptırılır. Söz konusu suç; okul, yurt, hastane, kışla ya da ibadethane gibi mekanlarda işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranda artırılarak uygulanır.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda HAGB ve Adli Para Cezası

İşlenen bir suça mukabil, süreli hapis cezası ile beraber ya da tek başına uygulanabilen bir yaptırım türü olan adli para cezası, uyuşturucu madde kullanma suçu için uygulanabilir değildir. HAGB ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması olup, sanığa verilen cezanın belirli bir denetim süresi zarfında netice doğurmaması, denetim süresi içinde belirli şartların karşılanması halinde ceza kararının herhangi bir netice doğurmayacak biçimde ortadan kaldırılmasına neden olur. Uyuşturucu madde kullanma suçunda gereken şartların mevcut olmasıyla birlikte HAGB kararı verilebilir. Erteleme ise, mahkemece öngörülen cezanın ceza infaz kurumunda infaz edilmesinden koşullu şekilde vazgeçilmesi olup uyuşturucu madde kullanma suçunda erteleme mümkündür.

Uyuşturucu madde kullanma suçu, neticesi itibariyle oldukça ağır cezai müeyyideler gerektiren, bu nedenle hafife alınmaması gereken bir suçtur. Suça ilişkin yargılamada arzu edilen müspet neticenin elde edilmesi adına deneyimli bir avukat ile birlikte hareket edilmesi isabetli olacaktır.

KHK ile İhraç Halinde Göreve Geri Dönme

15 Temmuz darbe girişimi neticesinde OHAL ilan edilerek kanun hükmünde kararnameler yayınlanmıştır. Yayınlanan KHK’lar ile birçok memur, görevinden ihraç edilmiştir. Söz konusu KHK’ların normal KHKlardan farklı olmasının sebebi bu KHK’ların OHAL KHK’sı olmasıdır. Anayasa’nın 120 ve 121. maddesinde dayanılarak çıkarılan KHK’ler ile kamu görevinden ihraçlar yaşanmış ve bu ihraçlar iki yöntemle gerçekleştirilmiştir. Bunlar;

  • KHK EK’li listeyle ihraç,
  • KHK’lara dayanarak ve fakat kurum kararı ile ihraç.

KHK’lara dayanarak ve fakat kurum kararı ile ihraç halinde idari yargı yolu açıktır. Bu noktada, İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 3 – 12 üzere ifade edilen usul kuralları gereği, görevden alma kararını veren kurum veya bakanlığa karşı dava açılabilir. Bu dava, kamu görevlisinin son görev yerindeki İdare Mahkemesinde açılmalıdır. Yani bu gruptaki kişilerin yargı yoluna müracaat hakkı bulunur. Söz konusu kişiler, iç hukukta düzenlenen olağan kanun yollarını tüketmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’ne ve akabinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkeme’sine başvurabilir. Bu kişilerin, kendilerini ihraç eden kurumun ya da yargının kararıyla birlikte bir yeni kanuna ya da KHK’ya gereksinim duymaksızın görevlerine dönebilmesi mümkündür. Mahkeme kararı ile haksız ihraç edildiğini ispat edenler, geçmiş tüm özlük hakları ve geleceğe dair haklarını kazanarak mesleğine tekrar dönebilir.

Hukuki anlamda tartışma ve kargaşa bulunan durum ise KHK EK’li liste ile ihraç edilenlerin durumudur. Bu noktada tartışmanın temel sebebi, KHK ile gerçekleştirilen işlemin hukuki niteliğine dairdir. Bu hususa ilişkin geçmişte bir emsal bulunmaması nedeniyle nasıl ilerleneceği belirsiz bir şekilde seyretmektedir. Şüphesiz, zamanla netlik kazanacak ve hukuki sürecin ne şekilde ilerleyeceği belirlenecektir. Fakat bu süreçte hak ve menfaat kaybı yaşamamak adına deneyimli ve uzman bir avukat ile iletişim sağlamak ve sürece ilişkin bilgi alarak işlemleri başlatmak önemlidir. Bilhassa, AİHM’e müracaatların kabul edilebilmesi açısından usuli işlemlerin özenle tamamlanması ve hatalı işlemlerden kaçınmak adına avukat yardımı alınması mühimdir. Sürecin bir an evvel avukat nezaretinde başlatılması ve takip edilmesi, hak kaybının telafisi mümkün olmayan boyuta ulaşmasına mani olacaktır.

Kamulaştırma Sonucunda Tazminat

İdarelerin, kişilere ait özel mülkiyetlerde var olan taşınmazları, kamusal gereksinimlerin mecbur kıldığı ölçüde, farklı hukuki işlemlere konu etme hakkı bulunur. Söz gelimi; İmar Kanunu’nun 18. Maddesinde ifade edilen uygulama, özel mülkiyette var olan taşınmazlara, hukuki yollar ile gerçekleştirilen müdahale şekillerinden birisidir. İdare bu işlemi ile, kamu yararı maksadıyla mülkiyet hakkının kullanımına ilişkin bir sınırlama getirmektedir. İdare, kişilere ait özel mülkiyetlerdeki taşınmazlara hukuki olmayan yollar ile müdahale ederse, kamulaştırmasız el atma gündeme gelir. Bu tür bir durumda kamulaştırma sonucu tazminat söz konusu olur.

İdare, gerçekleştireceği işlemleri hukuka uygunluk ilkesine bağlı kalarak gerçekleştirmekle yükümlüdür. Ancak kamulaştırmasız el atma halinde hukuka uygunluk değil hukuk dışı yollar mevcuttur. Kişi, idarenin bu tür bir müdahalesi söz konusu olduğunda yani kamulaştırmasız el atma halinde tazminat talepli dava açarak zararının tazmin edilmesini isteyebilir.

Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat talebi uygulamada sıkça görülen durumlar arasında yer alır. Yukarıda izah edildiği üzere idarenin kamulaştırmasız el atma işlemi halinde tazminat davası açmak için mahkemeye müracaat etmek ve zararın tazmin edilmesini talep etmek gerekir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına bakmakla görevli mahkeme İdare Mahkemesidir. Söz konusu davada yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davası Öncesinde İdareye Başvuru Şart Mıdır?

Hukuki el atma sebebiyle tazminat davası açarak mevcut zararının yargı eli ile giderilmesini talep eden kişilerin öncelikle idareye başvurması gibi bir mecburiyeti yoktur. Zira bu tür bir davada, dava açmadan önce idareye başvuru ve uzlaşma görüşmesi şartı bulunmaz. Kişi, idareye başvurmadan ve herhangi bir uzlaşma görüşmesi gerçekleştirmeden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açma hakkına sahiptir. İdare Hukuku’nun oldukça geniş ve kapsamlı bir hukuk dalı olması sebebiyle bu tür davalarda hatalı veya ihmali işlemler sebebiyle hak kaybı yaşamamak adına liyakat sahibi bir İdare Avukatı ile iletişim sağlayarak süreç hakkında bilgi almasında yarar vardır.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.