HEMEN ARA: +905309118133

Sakarya boşanma davası avukatı

Sakarya boşanma davası avukatı,
Adapazarı boşanma davası avukatı
Sakarya nafaka avukatı,
Sakarya velayet avukatı,
Sakarya anlaşmalı boşanma avukatı,
Sakarya çekişmeli boşanma avukatı,
Sakarya mal paylaşım avukatı,
Sakarya mal rejim avukatı,
Sakarya boşanma dava avukatı,
Sakarya geneli boşanma avukatı,
Sakarya’da boşanma avukatı,

Nafaka İptal Davası

Boşanma davaları ile birlikte ya da boşanmanın gerçekleşmesinden sonra talep edilen nafakanın belirlenmesinde genellikle herhangi bir süre öngörülmemektedir. Ancak bu durum nafakaların süresiz bir şekilde ödeneceği sonucu da doğurmamaktadır. Bu nedenle nafakayı sonlandıran durumların varlığı halinde Nafaka İptal Davası açılması mümkündür. Sakarya boşanma avukatı, Adapazarı boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı, Serdivan boşanma avukatı olarak bu yazımızda nafaka iptal davalarına değineceğiz. Nafaka iptal nedenleri hakkında detaylı bilgiler vermeden önce nafaka iptal davalarına konu olabilecek nafaka türleri hakkında kısa da olsa bilgi vermek yerinde olacaktır.

İştirak Nafakası

Türk Medeni Kanunumuza göre; Çocuğun her türlü bakım ve gözetimi ile eğitim konusunda tüm masraflar; anne ve baba tarafından karşılanmaktadır. Her ne kadar evlilik birliği sona ermiş olsa dahi olağan üstü haller dışında bu durum değişmemektedir. Dolayısıyla boşanmanın gerçekleşmesinden sonra da eşlerin çocuk üzerindeki yükümlülükleri devam etmektedir. Evliliğin sona ermesine rağmen devam eden bu yükümlülük iştirak nafakasının konusunu oluşturmaktadır. Bu durumda iştirak nafakası; “Velayet sahibi olmayan eş tarafından ortak çocuk için bakım giderleri ile eğitim giderlerini karşılamak; için velayet sahibine ödenen ekonomik anlamda değerler” olarak adlandırılmaktadır.

İştirak Nafakası Hesaplama

Sakarya boşanma avukatı; ve Adapazarı boşanma avukatı olarak iştirak nafakası miktarı ve iştirak nafakası hesaplama konusunda sorularla sıklıkla karşılaşmaktayız. Öncelikle belirtmekte fayda vardır ki; Bu konuda genel bir miktar belirtmek ve iştirak nafakası hesaplaması ile elde edilebilecek bir miktar tespit etmek olanaksızdır. Diğer nafaka türlerinde olduğu gibi iştirak nafakası da eşlerin ekonomik durumu, mevcut mal varlıkları veya çocuğun yaş ya da sağlık durumuna veya eğitim durumuna göre belirlenmektedir.

Daha çok bu ve benzeri kriterler göz önüne alınarak hakim tarafından takdir edilmektedir. İştirak nafakasına ilişkin Sakarya boşanma avukatı olarak hatırlatmak istediğimiz en önemli husus; çocuğun üstün menfaati gereği iştirak nafakası talep olunmaksızın resen gözetilen bir durumdur. Ancak boşanma davaları sırasında veya boşanmanın gerçekleşmesinden sonra da ayrıca nafaka davaları açılması mümkündür.

Yoksulluk Nafakası

Sakarya boşanma avukatı olarak değinmek istediğimiz ve; nafaka iptal davalarına konu olan başka bir nafaka türü; ise yoksulluk nafakasıdır. İştirak nafakasından farklı olarak boşanma dolayısıyla yoksulluğa düşmüş olan eşe diğer eş tarafından ödenmektedir. Türk Medeni Kanunumuz yoksulluk nafakası konusunda herhangi bir ayrım yapmamıştır. Bu nedenle nafaka yükümlüsü kadın olabileceği gibi erkekte olabilmektedir. Esasen nafaka iptal davası daha çok yoksulluk nafakası konu olduğunu söylemek de mümkündür.

Yoksulluk Nafakası Ne Kadar?

Daha önce de belirttiğimiz gibi; gerek iştirak nafakası gerekse yoksulluk nafakası konusunda genel geçerli bir miktar belirtmemiz mümkün değildir. Eşlerin ekonomik durumları göz önüne alınarak takdir edilen bir miktar olması nedeniyle; yoksulluk nafakası ne kadar sorusuna da tam bir cevap vermek oldukça zordur. Bu konuda boşanma avukatından destek alınması daha yerinde olacaktır.

Nafaka İptal Davası

Evlilik birliğinin sonra ermesine bağlı olarak nafaka yükümlülüğünün ortadan kalkması nafaka iptal davalarına konu olmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası, nafaka iptal davalarına konu olmaktadır. Her iki nafaka türü için ayrı ayrı nafaka iptal nedeni öngörülmüş olduğundan; Sakarya Boşanma avukatı olarak nafaka iptal davalarını; iştirak nafakasının iptali ve yoksulluk nafakasının iptali olarak iki ayrı başlık altında incelemeyi uygun gördük.

İştirak Nafakası İptali

Daha çok çocuğun bakım giderleri ve eğitim masrafları için ödenmesi nedeniyle nafaka iptal davalarına sıkça konu olan bir durum değildir. Ancak Sakarya boşanma avukatı olarak iştirak nafakasının iptaline neden olan durumları ve iştirak nafakasını ortadan kaldıran nedenleri belirtmekte fayda olduğunu düşünmekteyiz.

– Ergin olma; İştirak nafakasını ortadan kaldıran ilk durum ergin olmadır. Türk medeni kanunun 328. maddesine göre; Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olması ile veya evlenmesi ile sona ermektedir. Dolayısıyla iştirak nafakası da çocuğun ergin duruma gelmesi veya evlenmesi ile sona ermektedir. Ergin olma nedeniyle nafakasının iptali ve nafakanın sona ermesinin istisnası bulunmaktadır. Çocuğun ergin olmasına rağmen eğitim hayatı devam ediyorsa bu durumda eşlerin çocuk üzerindeki bakım yükümlülükleri kısmen de olsa devam etmektedir.

– Ölüm; Nafaka yükümlüsünün ölümü her ne kadar nafaka iptal davası konusu olmamakta ise de; İştirak nafakasını ortadan kaldıran nedenler arasında yer almaktadır. Ancak nafaka yükümlüsünün ölmeden önce ödememiş olduğu nafaka bulunması halinde ödenmemiş olan gecikmiş nafakaların iştirak nafakasının ödenmesi nafaka yükümlüsünün mirasçılarından talep edilmesi ile mümkündür.

Feragat; Ergin olma ile birlikte ölüm ve feragat duruları iştirak nafakası iptali davalarına konu olmamaktadır. Daha çok iştirak nafakasını ortadan kaldıran durumlar olarak nitelendirilmektedir. Nafaka iptal davaları ile aynı sonucu doğurması nedeniyle Sakarya boşanma avukatı, Adapazarı boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı ve Serdivan boşanma avukatı olarak kısaca değinmekte fayda olduğunu düşündük.

Nafaka Yükümlülüğünü Ortadan Kaldıran Durumlar

– Velayet Hakkının Elden Alınması; Bir başka iştirak nafakasını ortadan kaldıran durum ise velayet hakkının elden alınmasıdır. Velayet değişikliği gibi herhangi bir nedenle velayet hakkının elden alınması ile iştirak nafakası son bulabileceği, velayetin değişmesi sonucunu doğurması sonucunu doğurması sonucunu doğurması halinde ise eşler arasında nafaka yükümlüğünün de değişmesi mümkündür.

– Evlatlık Verilme; Türk Medeni Kanunu 314. maddesinde düzenlenmiş olan evlat edinme; İştirak nafakasını sona erdiren bir durumdur. Türk Medeni Kanunun 314. maddesine göre; Çocuk üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğü evlat edinene geçmektedir. Dolayısıyla evlat edinme durumunda iştirak nafakası yükümlülüğünden de söz etmek mümkün değildir.

– Çocuğun Çalışmaya Başlaması; İştirak nafakasının amacı çocuğun ihtiyaçlarını karşılaması olması nedeniyle; Kendi ihtiyaçlarını karşılaması mümkün hale gelmesi durumunda çocuğun çalışmaya başlaması iştirak nafakasını sona erdiren durumlar arasında kabul edilmektedir.

– Nafaka Yükümlüsünün Yoksullaşması; Nafaka iptal davalarına esasen nafaka yükümlüsünün yoksullaşması konu olmaktadır. Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak nafaka iptal davalarında sıklıkla nafaka yükümlüsünün yoksullaşmasının ileri sürüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durumun mahkeme nezdinde kanıtlanması oldukça önemlidir. Bu nedenle nafaka iptal nedenlerinin varlığının kanıtlanması açısından boşanma avukatından destek alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Sakarya Boşanma Avukatı

Yoksulluk Nafakasının İptali

Nafaka iptal davalarına daha çok yoksulluk nafakası konu olmaktadır. İştirak nafakasının iptalinde olduğu gibi yoksulluk nafakasının iptalinde de bir takım nedenler belirlenmiştir. Sakarya boşanma avukatı olarak yoksulluk nafakasının iptaline neden olan durumları aşağıdaki gibi özetlemek isteriz.

– Yoksulluğun Ortadan Kalkması; Yoksulluk nafakasını ortadan kaldıran ilk neden olarak yoksulluğun ortadan kalkması örnek gösterilmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi evlilik birliğinin sona ermesi ve diğer eşin bu nedenle yoksulluğa düşmesi yoksulluk nafakasını doğurmaktadır. Ancak daha sonra yoksul duruma düşen eşin herhangi bir nedenden ötürü yoksulluk durumundan kurtulması durumunda nafaka iptali davası açılması mümkündür. Ancak bu durumun boşanma avukatı vasıtasıyla delillendirilmesinde fayda vardır.

Yeniden Evlenme Nedeniyle Nafakanın İptali; Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi nafakanın ortadan kaldırılmasına neden olmaktadır. Nafakayı kendiliğinden sona erdirmesi nedeniyle nafaka iptal davalarına pek konu olmayan bir durumdur.Nafaka alacaklısının resmi olarak evli olmamakla birlikte evliymiş gibi bir başkası ile hayat sürmesi nafaka iptal davalarına konu olabilmektedir. Bu durum kesin ve inandırıcı deliller ile desteklenmesi halinde mahkemece nafakanın iptaline karar verilebilmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak bu ve benzer durumlarla sıklıkla karşılaşmaktayız. Nafaka alacaklısının evli olmamasına rağmen bir başkası ile evliymiş gibi hayat sürmesi durumunun delillendirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle boşanma avukatından destek alınması tavsiye edilmektedir.

Sakarya Boşanma Avukatı

Evlilik birlikteliğini sona erdirmek isteyen eşler öncelikle boşanma avukatı arayışı içinde olmaktadırlar. Uygulamada sıklıkla boşanma avukatı, Sakarya boşanma avukatı, hatta Sakarya en iyi boşanma avukatı tabirleri ile karşılaşılmakta ise de; Boşanma avukatı adı altında ayrıca bir meslek kolu düzenlenmemiştir. Ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı, en iyi boşanma avukatı ya da bölgesel olarak Sakarya en iyi boşanma avukatı gibi tabirler daha çok halk arasında kullanılan tabirlerdir.

Boşanma davaları konusunda bilgiler vereceğimiz bu yazımızda bizde konunun daha anlaşılabilir olması açısından boşanma  avukatı ve Sakarya boşanma avukatı tabirlerini kullanacağız. Ayrıca Boşanma davaları konusunda hukuki destek almak için;, iletişim bölümlerinden konusunda uzman ekibimiz ile irtibata geçmeniz yeterli olacaktır.

Boşanma Davaları

Boşanma davaları genellikle anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Her iki boşanma davasında da; çocuğun velayeti, nafaka, ve nafaka miktarı ile maddi manevi tazminat gibi konular öne çıkmaktadır. Boşanmaya bağlı bu hak ve yükümlülükler içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran konulardır. Bu nedenle Sakarya boşanma avukatı olarak gerek çekişmeli boşanma davalarında; Gerekse anlaşmalı boşanma davalarında boşanma avukatından destek alınması gerektiğini belirtmek isteriz.

Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma davaları her iki eş için başta boşanma istekleri olmak üzere; Nafaka, velayet, tazminat gibi boşanmaya bağlı diğer uyuşmazlıklarda anlaşmalarına bağlıdır. Boşanma sonrası gelişebilecek herhangi bir uyuşmazlığın bulunması durumunda anlaşmalı boşanma gerçekleşmeyecektir. Dolayısıyla anlaşmalı boşanmanın varlığından söz etmek de mümkün olmayacaktır. Eşler arasında aile hukukundan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın varlığı halinde çekişmeli boşanma davası ile; boşanma davası açılması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Şartları

Her ne kadar anlaşmalı boşanma olarak tabir edilmekte ise de; Sakarya boşanma avukatı (Adapazarı boşanma avukatı, Serdivan Boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı) olarak anlaşmalı boşanma şartları hakkında da kısa da olsa bilgi vermek isteriz Sakarya boşanma avukatı olarak uygulamada sıkça karşılaştığımız anlaşmalı boşanma şartları özetle aşağıdaki gibidir.

  • Anlaşmalı boşanma davası şartlarından en önemlisi evlilik birlikteliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerektiğidir.
  • Eşler arasında aile hukukundan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın bulunmaması gerekmektedir.
  • Eşlerin boşanma isteklerini ya da anlaşmalı boşanma protokollerinde belirtmiş oldukları hususları hakim önünde de özgür iradeleri ile tekrar etmiş olmaları gerekmektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz anlaşmalı boşanma şartları nitelikleri itibariyle birlikte gerçekleşmesi gereken şartlardır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma şartlarından herhangi birisinin gerçekleşmemesi halinde boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak yürütülmektedir. Özellikle anlaşmalı boşanma protokollerinin hazırlanmasında boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Çekişmeli boşanma davaları veya anlaşmalı boşanma davaları hakkında ayrıca bir usul belirlenmemiştir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davaları da Aile Mahkemelerinde yürütülen davalardandır. Boşanma kararının alınmasının eşler için oldukça zor olduğu, dolayısıyla boşanma dava süreçlerinin de oldukça yıpratıcı olduğu göz önüne alındığında anlaşmalı boşanma davaları açılmadan öne usulüne uygun bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması süreci oldukça kısaltmaktadır. Anlaşmalı boşanma protokollerinin ise boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanması oldukça önemlidir. Anlaşmalı boşanma protokollerinin hazırlanması konusunda Sakarya boşanma avukatı olarak konusunda uzman kadromuzdan destek almanız mümkündür.

Çekişmeli Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı (Adapazarı boşanma avukatı) olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma davası türü çekişmeli boşanma davalarıdır. Daha çok eşlerden herhangi birisinin boşanma konusunda isteğinin bulunmaması çekişmeli boşanma davasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle evlilik birlikteliğini sona isteyen eş Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş boşanma nedenlerinden bir veya bir kaçını ileri sürerek çekişmeli boşanma davası açması gerekmektedir.

Boşanma Sebepleri

Boşanma sebepleri niteliğine göre genel boşanma sebepleri ve özel boşanma nedenleri olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Ancak Sakarya boşanma avukatı olarak belirtmek isteriz ki her iki durumda da çekişmeli boşanma davası açılması gerekmektedir.

Genel Boşanma Sebepleri

Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma sebeplerinden başında genel boşanma sebepleri gelmektedir. Uygulamada daha çok şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma olarak da adlandırılmaktadır. Tartışma, şiddet, hakaret veya herhangi bir konuda uyuşmama şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalara konu olabilmektedir. Bu durumların varlığının kanıtlanmasında boşanma avukatı oldukça önemli bir yere sahiptir.

Özel Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunun 161 ve 165. maddelerinde özel boşanma nedenleri düzenlenmiştir. Özel boşanma nedenleri genel olarak; Aldatma nedeniyle boşanma, (zina nedeniyle boşanma), hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma, terk nedeniyle boşanma ve akıl hastalığı nedeniyle boşanma olarak gerçekleşmektedir. Özel boşanma nedenlerinin varlığının ispatlanması boşanmanın gerçekleşmesi için oldukça önemlidir. Bu nedenle Sakarya boşanma avukatı olarak kısaca özel boşanma nedenleri üzerinde durulmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz.

Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma nedenlerinden ilki zina nedeniyle boşanmadır. (Aldatma nedeniyle boşanma) Halk arasında daha çok aldatma nedeniyle boşanma davası olarak da bilinmektedir. Çekişmeli boşanma davasının aldatma nedenine dayandırılması da bir takım ön koşullara bağlanmıştır. Bunlardan en önemlisi aldatılan eş tarafından aldatan eşin fa edilmemesidir. Aldatmanın gerçekleşmesine rağmen aldatılan eş affetmiş ise zina nedeniyle boşanma davası açılması söz konu olmamaktadır. Aldatma nedeniyle boşanmanın diğer bir önemli şartı ise sürelere ilişkindir. Şöyle ki; Zina nedeniyle boşanma davasının; Zinanın gerçekleştiğinin öğrenilmesinden itibaren altı aylık süre içinde açılması gerekmektedir. Ayrıca beş yıllık sürenin geçmesi ile aldatma nedeniyle boşanma davası açılması gerekmektedir. Bu sürelere dikkat edilerek aldatma nedeniyle boşanma davasının açılması gerektiğini Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak hatırlatmak isteriz.

Hayata Kast ve Onur Kırıcı Davranışlar Nedeniyle Boşanma Davası

Uygulamada sıklıkla şiddetli geçimsizlik nedeni boşanma ile hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Bu nedenle Adapazarı boşanma avukatı olarak her iki durumun birbirinden farkını belirtmek isteriz. Şiddetli geçimsizlikte sadece eşler arasında tartışma yaşanırken hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma davalarında eşe karşı kasten yaralama veya ağır şekilde tehdit ve hakaretler söz konusu olabilmektedir. Hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma davalarında herhangi bir tehdide uğrayan veya yaralamaya maruz kalan eşin bu andan itibaren boşanma avukatından destek alması gerekmektedir. Hatta yaralamaya maruz kalan eşin adli raporlarının aldırılması boşanma davası sırasında kusur durumunun tespitinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız bir başka boşanma nedeni ise; Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davalarıdır. Elbette ki her suç işleyen eşe karşı bu nedenle boşanma davası açılması mümkün değildir. Taksirli suçlar da hariç olmak üzere daha çok dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, cinsel saldırı, cinsel taciz, kasten öldürme, uyuşturucu madde ticareti, rüşvet veya irtikap yüz kızartıcı suçlar suç işleme nedeniyle boşanma davalarına konu olmaktadır. Ayrıca haysiyetsiz hayat sürmenin niteliği ve derecesi oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu durumların kanıtlanması büyük ölçüde mahkeme hakiminin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenle boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Terk Sebebiyle Boşanma Davası

Bir başka çekişmeli boşanma davasına konu olan durum ise terktir. Eşlerden herhangi birisinin ortak konutu belirli bir süre terk etmesi olarak bilinmektedir. Eşlerden herhangi birisinin ortak konutu terk ederek yapılan çağrılara rağmen ortak konuta dönmemesi nedeniyle terk sebebiyle boşanma davasının açılabilmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak boşanmanın terk sebebine dayandırılmasında bir takım şartların gerçekleşmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz. Örneğin konuta terk eden eşe usulünce ortak konuta dönmesi yönünde uyarı yapılmış olması terk nedeniyle boşanma davasının açılmasının ön koşuludur. Bu nedenle bu ve benzeri usulü eksikliklerin giderilmesi oldukça önemlidir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak değinmek istediğimiz son çekişmeli boşanma sebebi ise akıl hastalığıdır. Boşanmanın akıl hastalığına dayandırılması için öncelikle söz konusu akıl hastalığının evliliği etkileyecek derecede olması gerekmektedir. Evlilik birlikteliğini çekilemez hale gelmesi halinde akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür. Bu durumun doktor raporları veya diğer delillerle desteklenmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz boşanma nedenlerinin varlığının delillendirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle özellikle çekişmeli boşanma davalarında en iyi boşanma avukatı hatta Sakarya en iyi boşanma avukatı, Adapazarı en iyi boşanma avukatı, Serdivan en iyi boşanma avukatı, Erenler en iyi boşanma avukatı konularında da araştırma yapılmaktadır. Turan & Karakoç avukatlık ofisimizde boşanma davaları konusunda tecrübe sahibi kadromuz ile sizleri hukuki destekte bulunmamız mümkündür.

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır

Anlaşmalı boşanma davalarında olduğu gibi çekişmeli boşanma davaları da Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Boşanma davalarında görevli mahkemeleri Aile Mahkemesi olmakla beraber yetkili mahkemenin tespit edilmesi oldukça önemlidir. Eşlerin son olarak birlikte en az altı ay süre ile ikamet edilen yer Aile Mahkemesinde boşanma davaları açılabileceği gibi herhangi bir eşin son olarak ikamet etmiş olduğu yer mahkemelerinde de boşanma davaları açılması mümkündür.

Boşanma Davalarında Avukat Zorunlu Mudur?

Boşanma konusunda kararlı olan bir çok eşin öncelikle araştırma yapmış olduğu durumların başında, boşanma davalarında avukat zorunlu mudur? Sorusu gelmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak boşanma davalarında avukatın zorunlu olmadığını belirtmek isteriz. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi anlaşmalı boşanma davalarında özellikle anlaşmalı boşanma protokollerin hazırlanması oldukça önemlidir. Bu protokoller her iki eşe bir çok hak ve yükümlülükler yükleyebilmektedir. Bu nedenle boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanmasında fayda vardır.

Çekişmeli boşanma davalarında ise boşanma nedenlerinin tespiti veya eşlerin kusur durumu oldukça önemlidir. Bu nedenle özellikle çekişmeli boşanma davalarında da boşanma avukatından destek alınması faydalı olacaktır.

Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer

Evlilik birlikteliğine karar vermek kadar evliliğin sonlandırılması da eşler için oldukça zor bir karardır. Bu nedenle eşler bu zorlu sürece en kısa sürede sonuçlandırmak istemelerine bağlı olarak boşanma davaları ne kadar sürer konularında araştırma yapmaktadır Süreler ve hukuki işlemler göz önüne alınarak boşanma davaları ne kadar sürer sorusuna, Çekişmeli boşanma davaları ne kadar sürer? Ve anlaşmalı boşanma davaları ne kadar sürer şeklinde iki ayrı başlık altında cevap vermenin faydalı olacağını düşünmekteyiz.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer

Her ne kadar anlaşmalı boşanma davası olarak anılmakta ise de; Yukarıda belirtmiş olduğumuz anlaşmalı boşanma şartlarının varlığının tespiti ve tarafların duruşmada; anlaşmalı boşanma protokolünde belirtmiş oldukları beyanlarının hakim huzurunda tekrar etmeleri gerektiği hususları; dikkate alındığında anlaşmalı boşanma davalarında da bir çok usuli işlemler bulunmaktadır. Bu durumlar göz önüne alındığında anlaşmalı boşanma davalarının ortala 2-3 ay sürebildiğini söylemek mümkündür. Elbette ki bu durum iş yoğunluğuna göre daha da kısalabileceği gibi daha uzun sürelerde de olabilmektedir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davalarında da boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına nazaran içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran davalardır. Sakarya boşanma avukatı olarak çekişmeli boşanma davalarının anlaşmalı boşanmalı davalarına göre daha uzun sürebildiğinin söylemek mümkündür. Genel olarak Aile Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin iş yoğunlukları göz önüne alındığında çekişmeli boşanma davalarının ülkemiz genelinde 3 – 6 ay gibi bir sürede neticelendirildiğini söylemek mümkündür. Boşanma davaları açılması sırasında usuli eksikliklerin bulunmaması oldukça önemlidir. Bu nedenle bu hususların irdelenerek boşanma avukatı vasıtasıyla boşanma davalarının açılması yukarıda belirtmiş olduğumuz süreleri kısaltabilmektedir.

Çekişmeli Boşanma Davaları Anlaşmalı Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Adapazarı boşanma avukatı (Sakarya boşanma avukatı), Serdivan boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı olarak boşanma davaları sırasında sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de; çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davasına dönüşebilir mi? Sorudur. Çekişmeli boşanma davaları devam ettiği süre içerisinde tarafların uzlaşamamış oldukları durumlar hakkında uzlaşmaya varmaları halinde çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına dönüşebilmektedir. Bu durumda taraflar aralarında düzenlemiş olduğu anlaşmalı boşanma protokolünü mahkemeye ibraz etmeleri yeterli olacaktır. Bu aşamada boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davaları Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Boşanma davaları sırasında sıklıkla karşılaştığımız bir başka soru ise anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir mi şeklinde sorulardır. Anlaşmalı boşanma davaları bir boşanma protokolüne bağlı olarak açılmaktadır. Ancak tarafların hakim huzurunda bu protokolde belirtilen hususları tekrar etmemeleri halinde herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davalarında tarafların en az bir kez hakim huzurunda dinlenmesi şarttır. Herhangi bir nedenle duruşmalara katılamayan eş nedeniyle anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşebilmektedir. Ayrıca eşlerden herhangi bir birisinin duruşmalarda anlaşma protokolünde belirtilen hususları reddetmesi veya; boşanmak istemediğini belirtmesi de anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi için yeterli bir durumdur.

Türk Vatandaşı Olmayan Eşe Karşı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Türkiye’nin ve bir çok ülkenin taraf olarak bulunduğu Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu uyarınca Türk vatandaşı olmayan eşe karşı Türkiye’de boşanma davası açılması mümkündür. Bu durum içerisinde diğer boşanma davalarına nazaran farklı usul ve esaslara tabi olduğundan boşanma avukatı vasıtasıyla açılmasında fayda vardır.

Boşanma Davası İle Birlikte Mal Paylaşımı Davası Açılabilir Mi?

Sakarya boşanma avukatı olarak üstlenmiş olduğumuz boşanma davaları sırasında boşanma davası ile birlikte mal paylaşımı davası açılıp açılamayacağı soruları ile karşılaşmaktayız. Bu nedenle Adapazarı boşanma avukatı olarak kısa da olsa bu durum üzerinde durmakta fayda görmekteyiz. Kural olarak mal rejimine bağlı olarak mal paylaşımı davaları boşanmanın gerçekleşmesinden sonra açılabilmektedir. Ancak boşanma davası dilekçesi ile birlikte mal paylaşımı hususunda da talepte bulunulması mümkündür. Bu durumda görevli ve yetkili mahkeme boşanma kararı konusunda kararını verdikten sonra; mal paylaşımı davası hakkında karar vermektedir. Her ne kadar her iki davanın birlikte açılmasında bir engel yok ise de; mal paylaşımı davası boşanma davası sonrasında görülmektedir.

Sakarya Boşanma Avukatı

Adapazarı boşanma avukatı, Sakarya boşanma avukatı, Serdivan Boşanma avukatı ve Erenler Boşanma avukatı olarak yukarıda; Anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davaları hakkında vermiş olduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Her iki boşanma davaları da içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran davalardır. Bu nedenle boşanma avukatı vasıtasıyla yürütülmesinde fayda olduğunu düşünmekteyiz. Boşanma davaları konusunda hukuk ofisimizden gerekli desteği almanız mümkündür.

Sakarya Boşanma Avukatı,

Sakarya Nafaka Avukatı,

Sakarya Velayet Avukatı,

Sakarya Mal Rejim Avukatı,

Sakarya Mal Paylaşım Avukatı,

Ceza Avukatı

Ceza soruşturması veya ceza kovuşturmaları sırasında sıklıkla ceza avukatı tabiri ile karşılaşılmaktadır. Ancak avukatlık meslek kanununda ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı, miras avukatı gibi avukatlık meslek kolu ayrıca düzenlenmemiştir. Buna rağmen halk arasında en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı veya en iyi miras avukatı gibi nitelendirmelerle karşılaşıldığı görülmektedir. Hatta bu durum daha da özelleştirilerek bölge bazında da değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin; Sakarya ceza avukatı, Sakarya boşanma avukatı, Sakarya icra avukatı, Sakarya miras avukatı tabirleri ile de karşılaşılabilmektedir. Bizde ceza hukuku hakkında bilgiler vereceğimiz bu yazımızda konunun daha anlaşılabilir olması için zaman zaman ceza avukatı tabirlerini kullanacağız.

Ceza Avukati

Ceza Avukatı Nedir?

Daha öncede belirtildiği gibi ceza avukatı adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Daha çok halk arasında kullanılan bir tabirdir. Bu anlamda ceza avukatının tanımını yapmak gerekirse; Ceza hukuku alanında tecrübe sahibi olmuş veya bu alanda ihtisas sahibi olan avukatlar ceza avukatı olarak anılmaktadırlar.

Ağır Ceza Avukatı Nedir?

Sıklıkla karşılaşılan nitelendirmelerden birisi de Ağır Ceza Avukatı tabiridir. Bu şekilde de bir meslek kolu avukatlık kanununda bulunmamaktadır. Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalarda görev alan avukatlar halk arasında Ağır eza Avukatı olarak nitelendirildiği görülmektedir. Bu durum zaman zaman daha da özelleştirilerek Sakarya en iyi Ağır Ceza avukatı olarak da tabir edildiği görülmüştür.

Ceza Avukatının Görevleri

Soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında ceza avukatının görevleri değişiklik gösterebilmektedir. Ayrıca şüpheli ya da sanık müvekkilliği veya mağdur müvekkilliği açısından ceza avukatının görevleri değişmektedir. ancak genel olarak yargı birimleri önünde müvekkillerinin haklarını savunmakla görevli olduklarını söylemek mümkündür. Sakarya ceza avukatı olarak ceza avukatının görevlerini aşağıdaki gibi sıralamak isteriz.

  • Mağdur veya sanık müvekkili olarak yargı birimlerine savunma ve delilleri sunmak
  • Sorgu veya ifade sırasında müvekkilleri ile birlikte hukuki destek sağlamak
  • Yapılan soruşturma veya kovuşturma dolayısıyla müvekkillerini bilgilendirmek
  • Delillerin toplanmasında yargı birimlerine yardımcı olmak
  • Müvekkilleri aleyhine bir karar verilmesi halinde kanun yollarına başvuruda bulunmak

Ceza Davası Aşamaları

Ceza davaları bir çok aşamadan geçerek sonuçlandırılmaktadır. Bunlardan en önemlisi soruşturma ve kovuşturma aşamasıdır. Genel olarak ceza davası aşamalarının soruşturma aşaması ile başladığını söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya ceza avukatı olarak ceza davası aşamalarını; Ceza soruşturması, Ceza kovuşturması (Ceza davası – ceza yargılaması), istinaf kanun yolu ve Yargıtay temyiz kanun yolu olarak ayrı başlıklar altında incelenmesini uygun görüyoruz. Ayrıca Anayasa Mahkemesine başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Başvuru yollarını da ceza davası aşamaları arasında nitelendirmek mümkündür.

Ceza Soruşturması Nedir?

Ceza davaları genellikle soruşturma aşaması ile başlamaktadır. Şüpheli hakkında aleyhte ve lehte tüm delillerin eksiksiz bir şekilde toplanmaksızın yargılaması yapılması mümkün değildir. Aksi halde evrensel bir hukuk kuralı olan adil yargılama hakkının ihlali gerçekleşmektedir. Bu nedenle ceza yargılamasına başlanılmadan önce ceza soruşturması yapılması zorunlu olup; Şüpheli ve mağdur açısından oldukça önemli bir aşamadır. Esasen ceza davalarında sanık olarak yargılanan kişilerin üzerine atılı suçlar ceza soruşturması aşamasında şekillenmektedir. Soruşturma aşamasında delillerin toplanması oldukça önemlidir. Bu nedenle ceza soruşturmalarında da ceza avukatından destek alınması tavsiye edilmektedir. Yapılan soruşturma sonucunda şüpheli hakkındaki suç isnadının yeterli delillerle kanıtlanması halinde ceza davası aşamalarından ceza soruşturması aşamasına geçilmektedir. Cumhuriyet savcılarına hazırlanan iddianameler görevli mahkemelere sunularak ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir.

Ayrıca ceza soruşturması sonucunda toplanan delillerin şüphelinin yargılanmasına yeterli olmaması; Şüphelinin üzerine atılı suçu işlemediğinin anlaşılması veya şüphelinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması; gerekçe gösterilerek soruşturma aşamasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi mümkündür. Soruşturma aşamasında bu şekilde bir karar verilmesi halinde ceza yargılaması aşamasına geçilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki; Ayrıca ceza soruşturması sırasında toplanan deliller; Ceza davasının devam ettiği süre içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Ceza Soruşturması Ne Zaman Tamamlanır?

Şüpheli veya sanık olarak ceza soruşturmasında taraf olarak bulunan bir çok kişi yapılan incelemeden sonra ceza soruşturması ne zaman tamamlanır sorusunu sormaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ceza soruşturmalarında genellikle şüphelinin üzerine atılı suç nedeniyle deliller toplanmaktadır. Bu aşamalar suçun niteliğine göre değişmektedir. Failin tespiti, mağdurun şikayetinin tespiti, failin ve suçun mağdurunun beyanlarının alınması gibi işlemler zaman zaman oldukça uzun süreçlere tabi olabilmektedir. Bu nedenle ceza soruşturmasının tamamlanması konusunda herhangi bir azami süre öngörülmemiştir. İş yoğunluğu ve suçun niteliğine göre bu süre 1 ay olabileceği gibi 2 yıl da olabilmektedir. Ayrıca faili meçhul suçlarda ise suçun zamanaşımı süresi boyunca soruşturma yapılmaktadır.

Ceza Kovuşturması (Ceza Yargılaması)

Ceza soruşturmasının tamamlanması ile düzenlenen iddianame ile ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir. Uygulamada daha çok ceza davası olarak da anılmaktadır. Failin üzerine atılı suçun niteliği ve öngörülen ceza miktarlarına göre görevli mahkemede ceza kovuşturması yapılmaktadır. Örneğin; Kasten basit yaralama soncunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesinde iken; Failin için daha ağır ezalar öngörülmüş olan kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet veya irtikap gibi suçlar için; Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılama yapılmaktadır. Bu nedenle ceza avukatları alanında sıklıkla Ağır Ceza avukatı tabiri de kullanılmaktadır.

Ceza davaları daha önce de belirtilen Cumhuriyet Savcıları tarafından düzenlenen iddianamenin kabul kararı ile başlamaktadır. Kabul edilen iddianame sonucu ceza yargılaması başlamaktadır. Suçun niteliğine göre ve iş yoğunluğuna göre yargılaması süresi oldukça değişmektedir. Bu aşamada ceza avukatından destek alınması suçun faili ve suçun mağduru açısından oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında İlk Duruşma Ne Zaman Olur?

Ceza davalarının başlamasından sonra veya şüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlenmesinden sonra Sakarya Ceza avukatı ve Sakarya Ağır Ceza avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de “Ceza davalarında ilk duruşma ne zaman olur?” sorusudur. İddianamenin kabulü sonrasında mahkeme hakimi tarafından ön inceleme yapılarak tensip zaptı düzenlenmektedir. Bu tensip zaptı ile ceza davalarında ilk duruşmanın ne zaman yapılacağı konusunda da karar verilmektedir. Her ne kadar suçun niteliği veya iş yoğunluğuna göre bu durum değişmekte ise de; Ortalama olarak ilk duruşmalar genellikle 1 – 3 ay içerisinde yapılmaktadır.

Istinaf Kanun Yolu

İstinaf Kanun Yolu

Yukarıda belirtilmiş olan ceza yargılaması sonucu aleyhte bir karar verilmesi halinde istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. Daha çok ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu ve kesinleşmemiş olan kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemeleri olarak da adlandırılan yargı birimlerinde istinaf incelemesi yapılmaktadır. Daha çok yerel mahkeme tarafından yapılan usul ve esas yönündeki hataları inceleyip bu konuda karara varmakla görevlidirler.

İstinaf Mahkemesi Ne Kadar Sürer

İstinaf incelemesinde görevli Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşunun ülkemizde yeni olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak sıklıkla istinaf mahkemesi ne kadar sürer sorularıyla karşılaşmaktayız. Bu duruma genel geçerli bir cevap vermek oldukça zordur. Ülkemizde Bölge Adliye Mahkemeleri sayısı 2023 yılı itibariyle 11’dir. Bu nedenle iş yoğunluğu göz önüne alınarak bir cevap vermek daha yerinde olacaktır. Ülkemiz genelinde istinaf incelemeleri 2-3 ay sürebileceği gibi 1- 2 yıl da sürebilmektedir. Bu durum genellikle suçun niteliği ve Bölge Adliye Mahkemesindeki dairelerin iş yoğunluğuna göre değişmektedir.

Temyiz Kanun Yolu

Temyiz Kanun Yolu

Ceza davası aşamalarından bir başkası ise temyiz kanun yoludur. İstinaf kanun yolu incelemesinden sonra Yargıtay bünyesinde temyiz kanun yoluna başvurmak mümkündür. Ancak her suç için temyiz kanun yoluna başvurmak mümkün olamamaktadır. Örneğin fail hakkında verilmiş olan hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis cezası) beş yıl ve daha az olması halinde temyiz kanun yoluna başvurmak yasal olarak mümkün değildir. Görüldüğü üzere temyiz incelemesi failin için oldukça önemli bir yere sahiptir. Temyiz incelemesine konu olan suçlar genellikle Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen ve sonuçlanan suçlardan oluşabilmektedir. Bu nedenle Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak temyiz kanun yoluna başvuru yapılmadan önce; Ceza avukatından destek alınmasını tavsiye etmekteyiz.

Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesine Başvuru

2012 yılında Anayasamızda yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu değişiklik ile Anayasa Mahkemesine Başvurunun bir çeşit ceza yargılaması aşaması olduğunu söylemek mümkündür. Sakarya Ceza avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki Anayasa Mahkemesine başvuru bir çok usul ve esaslara tabidir. Anayasa Mahkemesine başvuruda yukarıda belirtmiş olduğumuz istinaf kanunun yolu, temyiz kanun yolu gibi ceza hukuku alanında önemli bir yere sahip iç hukuk yollarının tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvuru ceza avukatı tarafından yapılmasında fayda vardır.

Avrupa Insan Haklari Mahkemesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru

Her ceza soruşturması sonucunda gerek Anayasa Mahkemesine başvuru gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılması sık rastlanan bir uygulama olmasa da; Niteliği itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurunun da Ceza Yargılaması aşamalarından olduğunu söylemek mümkündür. Yukarıda belirtilen istinaf kanun yolu, temyiz kanun yolu veya Anayasa Mahkemesine başvuru ile netice alınamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru mümkün hale gelebilmektedir. Anayasa Mahkemesine başvuru şartlarında da olduğunu gibi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda da iç hukuk yollarının tamamının tüketilmesi oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında Avukatın Önemi

Ceza davaları sonucu failin üzerine atılı suçun niteliği itibariyle 3 – 5 ay hapis cezası ile karşılamak mümkün iken; müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis veya 15 – 20 yıl gibi hapis cezaları ile de karşılaşmak mümkündür. Her ne kadar bu süreler mahkeme tarafından takdir edilmekte ise de; Yargılama sırasında daha az cezayı gerektiren haller, cezasızlık nedenleri, meşru müdafaa veya nefsi müdafaa hatta zorunluluk halleri gibi uygulamalar bu ceza miktarlarına oldukça etki etmektedir. Bu nedenle ceza davalarında avukatın önemi yadsınamayacak derecededir.

Ayrıca kısa süreli olsa da bir çok suçtan dolayı adli sicil kaydına sahip olmak kimsenin istemeyeceği bir durumdur. Yukarıda belirtilen hususların kanıtlanmasında ceza avukatları oldukça önemli bir yere sahiptir. Örneğin hırsızlık veya basit dolandırıcılık suçlarında kısa süreli denilebilecek kadar 5 -6 ay hapis cezası alınması halinde yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyet alınması anlamına gelmektedir. Bu durumda yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymek bir çok alanda engeller ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir.

Sakarya Ceza Avukatı

Ceza davaları ve ceza soruşturmaları hakkında yukarıda vermiş olduğumuz kısa bilgilendirmelerden de anlaşılacağı üzere; Ceza davası aşamaları oldukça fazladır. Her ne kadar daha önce de belirttiğimiz gibi ceza avukatı, en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı, en iyi miras avukatı gibi tabirler kullanılmakta ise de; Avukatlık kanununda bu alanlarda ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle bölge bazında Sakarya en iyi ceza avukatı veya benzeri nitelendirilmelere göre avukat seçiminde karar verilmesi oldukça yanlıştır. Turan & Karakoç avukatlık ofisi olarak sizlere ceza hukuku ile birlikte aile hukuku, icra hukuku, borçlar hukuku, gayrimenkul hukuku ve idare hukuku gibi bir çok alanda konusunda uzman kadromuz ile hizmet vermekteyiz.

Sakarya En İyi Ceza Avukatı

Bir çok meslek kolunda olduğu gibi Avukatlık meslek kolunda da; En iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi aile avukatı, en iyi icra avukatı veya en iyi Ağır Ceza Avukatı gibi sıfatlar yer almamaktadır. Bu nedenle; Sakarya en iyi ceza avukatı, Sakarya en iyi boşanma avukatı veya Sakarya en iyi icra avukatı gibi tabirler kullanılmamaktadır. Ancak uygulamada sıklıkla ceza hukukunda uzmanlaşmış olan avukatlar en iyi ceza avukatı tabirini kullanabilmektedirler. Bizde bu yazımızda ceza hukuku alanında bilgiler verirken konunun daha iyi anlaşılabilmesi izin zaman zaman Sakarya en iyi ceza avukatı (Adapazarı en iyi ceza avukatı) ve Sakarya en iyi Ağır Ceza Avukatı tabirlerini kullandık.

Sakarya En Iyi Ceza Avukati

Ceza Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Sakarya ceza avukatı olarak belirtmek isteriz ki; Ceza hukuku bir çok alanda karşımıza çıkmaktadır. Sanık veya şüpheli haklarını Savcılık veya mahkeme huzurunda savunulmasında sanık vekilliği; Herhangi bir suçun mağduru olunması halinde ise müşteki veya mağdur vekilliği üstlenilmektedir. Ceza avukatı her iki durumda da müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde savunmakla görevlidirler. Bu nedenle zaman zaman Sakarya en iyi ceza avukatı cümleleri ile karşılaşmaktayız. Esasen en iyi ceza avukatı tabirinin ortaya çıkışı haklarının en iyi şekilde savunulmasını istenilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Sakarya en iyi ceza avukatı veya Sakarya en iyi Ağır Ceza Avukatı tabirlerinin doğuş noktası da haklarının en iyi savunulmasın istenmesidir. Ülkemizde ceza mahkemeleri genel olarak Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Bunlardan başka daha çok özel mahkeme statüsünde bulunan Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, İcra Mahkemesi veya Çocuk Mahkemesi de bulunmaktadır.

Asliye Ceza Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?

Daha önce de belirtildiği gibi ceza mahkemeleri Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi olarak iki ayrı başlıkta incelenmektedir. Bu ayrımda daha çok fail için öngörülen ceza miktarı göz gönüne alınmaktadır. Şöyle ki; Fail için yasada belirtilen ceza miktarının on yıldan az olması halinde yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesindedir. On yıldan fazla cezalar için ise yargılama görevi Ağır Ceza Mahkemelerine aittir. Sakarya en iyi ceza avukatı olarak Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen sıklıkla karşılaşılan davaları aşağıdaki gibi özetlemek isteriz.

  • Tehdit – Hakaret
  • Hırsızlık
  • Basit Dolandırıcılık
  • Mala Zarar Verme
  • Kasten Yaralama
  • Taksirle Yaralama
  • Bilişim Sistemlerine Girme
  • Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma
  • İntihara Yönlendirme
  • Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak
  • Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma
  • Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması
  • Cinsel Taciz

Ağır Ceza Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Bir başka ceza mahkemesi ise Ağır Ceza Mahkemeleridir. Sakarya en iyi ceza avukatı olarak karşılaştığımız bir başka soru ise; Ağır ceza avukatı hangi davalara bakar sorusudur. Daha öncede belirtildiği gibi ceza mahkemelerindeki ayrım failin üzerine atılı suç için öngörülmüş hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarına göre yapılmaktadır. Ağır Ceza Mahkemeleri de 10 yıl ve üzeri hürriyeti bağlayıcı cezalar öngörülmüş suçlarda görevlidirler. Sakarya Ağır Ceza avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız, Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davalar özetle aşağıdaki gibidir.

  • Kasten Öldürme
  • Nitelikli Dolandırıcılık
  • Bilinçli Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme
  • Suç İşlemek Maksadıyla Örgüt Kurmak, Yönetmek ve Bu Örgüte Üye Olmak
  • Nitelikli Yağma
  • Uyuşturucu Madde Ticareti
  • Zimmet
  • Rüşvet

Suçları Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmekte olan davalara örnek olarak gösterilebilmektedir.

Ceza Türleri

Ceza hukuku alında; Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak ve Sakarya Ceza Avukatı olarak karşılaştığımız sorulardan birisi de ceza türleri hakkındadır. Ceza Mahkemelerince yapılan yargılama sonucu fail; Adli para cezası, süreli hapis cezası, müebbet hapis cezası ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası  ile cezalandırılmaları mümkün olabilmektedir. Sakarya en iyi ceza avukatı olarak bu cezalar hakkında da bilgi vermeden önce fail için en ağır yaptırımları olan cezaların müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğunu belirtmek isteriz.

Adli Para Cezası

Ceza yargılaması sonucu hürriyeti bağlayıcı  cezalar veya adli para cezaları ile karşılaşmak mümkündür. Öncelikle Sakarya ceza avukatı olarak kısa da olsa adli para cezası ile idari para cezasının farkına değinmek isteriz. Adli para cezaları isminden de anlaşılacağı üzere adli makamlarca karar verilmektedir. Ayrıca adli para cezaları ödenmediği takdirde hürriyeti bağlayıcı diğer bir ifade ile hapis cezası ile karşılaşmak mümkündür. Ancak idari para cezalarında cezayı düzenleyen idari makamlardır. Ve ödenmemesi halinde hapis cezasına dönüşmesi mümkün değildir. İdari para cezalarının ödenmemesi halinde kamu alacakları tahsilatı usulüne göre hareket edilmektedir. İdari para cezası ile adli para cezası arasındaki farka kısaca değindikten sonra adli para cezası türleri hakkında da bilgi vermek yerinde olacaktır.

Adli Para Cezası Türleri

Uygulama şekli, niteliği ve amacına göre adli para cezaları; Doğrudan adli para cezası, seçenek yaptırım olarak adli para cezası, hapis cezasından çevrilen adli para cezası ve hapis cezası ile birlikte adli para cezası olarak değişebilmektedir.

Doğrudan Adli Para Cezası

Temel ceza kanunumuz; Türk Ceza Kanunu veya diğer özel yasalarca failin eylemi için adli para cezası öngörülmesi; durumlarında doğrudan adli para cezası ile hükmedilmesi mümkündür. Sakarya en iyi ceza avukatı olarak belirtmek isteriz ki her suç için adli para cezası öngörülmemektedir. Ve doğrudan adli para cezası öngörülen suçlar yasalarımızda oldukça azdır. Konunun bir örnekle açılanması gerekirse; TCK 182/1 maddesinde çevrenin kasten kirletilmesi suçu düzenlenmiştir. Çevrenin taksirle kirletilmesi suçu için adli para cezası öngörülmüş olduğundan; Atılı suç nedeniyle yargılanması yapılan fail için doğrudan adli para cezasına hükmedilmesi mümkündür.

Seçenek Yaptırım Olarak Adli Para Cezası

Ceza kanunumuzda fail için öngörülen cezai yaptırım için hürriyeti bağlayıcı eza VEYA adli para cezası öngörülmüş suçlarda vardır. Mahkeme hakiminin takdiri doğrultusunda bu cezalardan hürriyeti bağlayıcı ceza hükmedilebileceği gibi adli para cezasına da hükmedilmesi mümkündür. Bu tür suçlarda mahkeme hakimi takdirini adli para cezası yönünde kullanması halinde seçenek yaptırım olarak adli para cezası söz konusu olmaktadır.

Hapis Cezasından Çevrilen Adli Para Cezaları

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan adli para cezaları hapis cezasından çevrilen adli para cezalarıdır. Genellikle taksirli suçlarda ve bir yıl ve daha az hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına çevrildiğini söylemek mümkündür. Sakarya ceza avukatı olarak hürriyeti bağlayıcı cezalar ile karşılaşmak istemeyen kişilerin yargılama sonucunda takdir edilen; hapis ezasının bir yıldan az olması gerektiğini hatırlatmak isteriz.

Hapis Cezası İle Birlikte Adli Para Cezası

Sakarya ceza avukatı olarak adli para cezası ile neticelenen yargılamalarda hapis cezası ile birlikte adli para cezasının da uygulanabilirliğinden söz etmek isteriz. Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları ve hapis cezası ile birlikte hükmedilen adli para cezaları sık uygulama alanına sahiptir.

Süreli Hapis Cezaları

Süreli hapis cezaları tanımı TCK 49’da yapılmıştır. Buna göre; Bir ay ile yirmi yıl arasında değişmektedir. Bu süreler 3 ay olabileceği gibi 19 yıl 6 ay gibi uzun sürelerde de olabilmektedir. Ancak bir yıldan daha az süreli hapis cezaları kısa süreli hapis cezası olarak da adlandırılabilmektedir.

Müebbet Hapis Cezası ve Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezalarının süresi ömür boyudur. Bu nedenle fail için öngörülen en ağır cezai yaptırımlardandır. Gerek müebbet hapis gerekse; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları her iki durumda da; infaz süresi ömür boyu olması nedeniyle bu cezai yaptırımların kısaca ayrımının yapılmasında fayda vardır.

Müebbet Hapis ve Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası Farkı

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkum olmak ya da bu şekilde işlenen bir suçun mağduru olmak kimse tarafından istenilen bir durum değildir. Ancak Sakarya en iyi ceza avukatı ve Sakarya en iyi Ağır eza avukatı olarak bu farkı da belirtmek isteriz. Her iki durumda da infaz süresinin ömür boyu olduğunu söylemiştik. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları daha çok failin infazının çektirilme koşulu ile ilgilidir. Şöyle ki, ağırlaştırılmış müebbet hapis ezalarının infazı yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında gerçekleşmektedir.

Ceza Avukatı Nasıl Olunur?

Daha önce de belirttiğimiz gibi; Avukatlık meslek kolunda ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı veya benzer konularda bir ayrım yapılmamaktadır. Dolayısıyla en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı veya en iyi Ağır Ceza avukatı gibi bir niteleyici sıfatlarda avukatlık kanununda tanımlanmamıştır. Yine ilimizde de Sakarya en iyi ceza avukatı, Sakarya en iyi boşanma avukatı, Sakarya en iyi icra avukatı gibi tabirler yerinde olmasa da sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle ceza avukatı nasıl olunur sorusun da ayrıca bir cevap vermek olanak dışıdır. Bu nedenle avukat nasıl olunur sorusuna kısa da olsa cevap vermek yerinde olacaktır. Avukat olabilmek için öncelikle hukuk fakültelerinden mezun olmak gerekmektedir. Mezuniyetten sonra belirli bir süre avukatlık ofislerinde ve yine adliye içerisinde bulunan mahkemeler, Cumhuriyet Savcılıkları veya icra müdürlüklerinde staj görevinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Ceza Yargılamalarında Avukat Zorunlu Mu?

Herhangi bir suçun mağduru veya faili olunması durumunda ilk akıllara gelen sorulardan birisi de; ceza yargılamalarında avukat zorunlu mu sorusudur. Daha önce de belirtildiği gibi gerek bir suçun mağduru gerekse faili yargılama aşamasında veya soruşturma aşamasında haklarının en iyi şekilde savunulmasını istemektedir. Bu nedenle bir çok kişi en iyi ceza avukatı arayışı içerisine girmektedir. Bu durum zaman zaman en iyi Ağır Ceza avukatı (Sakarya en iyi ceza avukatı, Sakarya en iyi Ağır Ceza Avukatı) olarak da değişebilmektedir. Genel olarak ceza yargılamalarında avukat tutmanın zorunlu olmadığını söylemek mümkündür. Ancak bu durumun bir takım istisnaları da mevcuttur. Örneğin fail için öngörülen ceza miktarı 5 yıldan fazla olması veya suçun mağduru veya failinin 18 yaşından küçük olması yada kısıtlı olması halinde ceza soruşturmalarında ve ceza yargılamalarında avukat ile temsil ettirilmenin zorunlu olduğunu söylemek mümkündür.

Sakarya En İyi Ceza Avukatı

Turan & Karakoç Avukatlık Ofisi olarak ceza hukuku alanında yukarıda vermiş olduğumuz kısa bilgiler sırasında zaman zaman Sakarya en iyi ceza avukatı tabirini kullandık. Ceza hukuku da başta olmak üzere; Şirketler hukuku, Sözleşmeler hukuku, aile hukuku, icra hukuku, gayrimenkul hukuku, iş hukuku, miras hukuku ve idare hukuku alanında sizlere hizmetler vermekteyiz. Avukatlık ofisimizde yukarıda belirtmiş olduğumuz tüm alanlarda tecrübe sahibi olmuş genç ve dinamik kadromuz ile; gerek herhangi bir suçun mağduru veya faili için en etkin çözüm önerilerini sizlere sunmaktayız. Avukatlık ofisimiz ve kadromuz hakkında detaylı bilgi sahibi olmanız mümkündür.

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada mal paylaşımı; Yasal mal rejimi veya eşlerin aralarında yapmış oldukları mal rejimi sözleşmesine dayanılarak yapılmaktadır. Evlilik birlikteliğinin kurulması anında veya öncesinde herhangi bir mal rejimi sözleşmesi düzenlenmemiş olması durumunda boşanmada; Yasal mal rejimi kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunumuzda; 2002 yılından önce kurulan evlilik birliktelikleri için mal ayrılığı rejimi yasal mal rejimi; olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple boşanmada mal paylaşımı genel olarak; yasal mal rejimi, mal ayrılığı rejimi ve evlilik sözleşmesi üzerinde şekillenmektedir. Gerek boşanmada mal paylaşımı gerekse; Evlilik sözleşmeleri içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran hukuki belgelerdir. Bu nedenle boşanmada mal paylaşımı davalarının ve evlilik öncesi düzenlenecek olan; mal rejimi sözleşmelerinin veya evlilik sözleşmelerinin boşanma avukatı veya aile avukatı tarafından yürütülmesinde fayda vardır.

Boşanmada Yasal Mal Rejimi

Yukarıda da belirtildiği üzere boşanmada yasal mal rejimi; 2002 yılından itibaren edinilmiş mallara katılma mal rejimi geçerlidir. Edinilmiş mallara katılma rejimi diğer bir ifade ile yasal mal rejiminde eşlerin evlilik birlikteliği devam ettiği süre zarfında edinmiş oldukları malların boşanma sonrasında yarı yarıya paylaşımını öngören mal rejimi türüdür. Boşanmada mal paylaşımı; edinilmiş mallara katılma şeklinde yapılmış olması nedeniyle “edinilmiş mallar” kavramının tanımının yapılmasında yarar vardır.

Edinilmiş Mal Nedir?

Türk Medeni Kanununun 209. Maddesi göz önüne alınarak edinilmiş mal her iki eşin evlilik devam etmiş olduğu süre içerisinde karşılığını ödeyerek mal edinmiş oldukları varlıklara edinilmiş mal adı verilir. edinilmiş mal olarak değerlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunun kapsamında edinilmiş mallar kapsamına giren değerler özetle; aşağıdaki gibidir.

  • Emek veya çalışma karşılığı gerçekleşen kazanımlar
  • Kişisel mallara ait olan gelirler
  • Sosyal Güvenlik Kurumlarınca yapılan ödemeler
  • İş gücü kaybına neden olarak ödenen tazminatlar

Mal Rejimi Ayrılığı

2002 yalından önce yapılan evliliklerde; boşanmada mal paylaşımı olarak kabul edilen yasal mal rejimidir. Mal rejimi ayrılığına göre evlilik sırasında edinilmiş olsa dahi söz konusu değerler ve mal varlıkları hangi eş üzerinde kayıtlı ise boşanma sırasında da bu mal ve değerler kişisel mal olarak kabul edilmekte olduğu mal rejimine mal rejimi ayrılığı denilmektedir. Boşanma sonrası mal paylaşımı olarak mal rejimi ayrılığının kabul edilmiş olması; durumunda diğer eşin “katkı payı alacağı davası” açması mümkündür.

Evlilikte Kişisel Mal Nedir?

Evlilik birlikteliği içerisinde herhangi bir eşin kişisel kullanımına tahsis edilmiş olan eşyalara kişisel mal denilir. Boşanma davalarında sıklıkla takı,mücevher, bilgisiyar veya cep telefonu gibi eşyaların kişisel mal niteliğinde olup olmadığı tartışma konusu olmaktadır. Kullanım şekilleri dikkate alındığında ve gerek yerel mahkeme kararları gerekse yüksek yargı organlarının konuya bakış açısı değerledirildiğinde takı, bilgisayar, mücevher ve benzeri eşyalar kişisel mal niteliğinde olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle bu ve benzeri ürünlerin boşanmada mal paylaşımına konu edilmemektedir.

Mal Rejimi Sözleşmesi

Mal rejimi sözleşmesi uygulamada sıklıkla “evlilik sözleşmesi” olarak da anılmaktadır. Evlilik birlikteliğinin kurulmasından önce ya da evlilik birlikteliği devam ettiği süre içerisinde eşler aralarında evlilik sözleşmesi ile mal rejimlerinde değişiklik yapmaları mümkündür. Boşanmada mal paylaşımı bu durumda eşlerin aralarında yapmış oldukları sözleşmede belirtildiği şekilde gerçekleşmektedir.

Mal Paylaşımı Davası

Mal paylaşımı davası kural olarak boşanmanın gerçekleşmesinden sonra açılması mümkün davalardır. Boşanmada mal paylaşımı konusunda aralarında bir uyuşmazlık bulunan eşler diğer aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm mercii olan Aile Mahkemelerinde mal paylaşımı davası açmaları mümkündür. Ancak mal paylaşımı davasının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre zarfından açılması gerekmektedir.

Boşanmada mal paylaşımı konusunda yukarıda yapmış olduğumuz bilgilendirmelerden de anlaşılacağı üzere. Diğer aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda olduğu gibi özellikle kişisel malların delillendirilmesi ve evlilik sözleşmesine bağlı kalınıp kalınmadığı oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle benzer davalar ile birlikte boşanma davalarının da boşanma avukatı veya aile avukatı tarafından yürütülmesinde fayda vardır. Sakarya boşanma avukatı (Adaparazı boşanma avukatı) olarak aile hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda hukuk ofisimizden destek almanız mümkündür.

Velayet Davaları

Velayet Türk Medeni Kananında; evlilik birliği içerisinde veya evliliğin herhangi bir sebeple sona ermesi ile birlikte çocuğun; eğitim, öğretim ihtiyaçları ile korunmasına yönelik anne veya babaya ya da her iki eşe aynı anda (ortak velayet) verilen görev ve yükümlülüklerdir. Velayet kural olarak on sekiz yaşından küçükler için ya da; on sekiz yaşından büyük olup; hakkında hâkim kararına dayalı olarak kısıtlama kararı olan kişiler için kullanılması mümkündür. Özellikle boşanma davaları sırasında eşler arasında çocuğun velayeti konusunda sıklıkla uyuşmazlıklar meydana gelmektedir. Sakarya boşanma avukatı ve Sakarya aile avukatı olarak velayet davaları başlıklı yazımızda; öncelikle velayet davaları konusunda; boşanmada çocuğun velayeti, velayet değişikliği ve velayet davaları üzerinde durulacaktır.

Velayet Nedir

Türk Medeni Kanunu çerçevesinde velayet nedir sorusuna bir cevap vermek gerekirse; on sekiz yaşından küçük, ya da kısıtlı olan kişilerin; eğitim ve öğretim ihtiyaçları başta olmak üzere, diğer temel bakımlarının sağlanması, bu konudaki ihtiyaçların giderilmesi konularında anne ve babaya verilmiş olan tüm hak ve ödevlerdir. Evlilik birliği devam ettiği sürece çocuğun velayet hakkını anne ve baba ortak olarak kullanmaktadır. Olağan üstü haller dışında çocuğun velayeti anne ve babadan alınarak bir başkasına verilmesi mümkün değildir. Hukukumuzda anne ve baba haricinde çocuğun velayet hakkının kullanılması daha çok “vasi” olarak tanımlanmaktadır. Velayet hakkı anne ve babaya çocuğun doğması ile kendiliğinden tanınmış bir hak iken; vasi ataması hâkim kararı ile mümkündür.

Evlilik Dışı Çocuğun Velayeti

Evlilik dışı çocuğun velayeti 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun “anne ve baba evli değilse” başlığı altında 337. Maddesinde düzenlenmiş bir kavramdır. 337. Maddeye göre; evlilik dışı çocuğun velayeti anneye aittir. Evlilik dışı çocuğun velayeti kuralının bir takım istisnaları vardır. Bunlar annenin on sekiz yaşından küçük olması veya annenin ölmüş olması durumlarıdır. Ayrıca çocuğun velayeti herhangi bir sebep ile anneden alınmış olması 337. Maddenin başka bir istisnasıdır. Bu istisnai durumların varlığı halinde; mahkeme çocuğun menfaati doğrultusunda vasi atayabileceği gibi çocuğun velayetini velayet davası ile babaya verme konusunda da bir karar vermesi mümkündür. Ayrıca babanın açacak olması muhtemel babalık davası, tanıma veya evlilik birliğinin kurulması halinde çocuğun velayetinin ortak kullanılması durumları ortaya çıkabilmektedir.

BOŞANMADA ÇOCUĞUN VELAYETİ

Boşanmada çocuğun velayeti konusu uygulamada sıklıkla çekişmeleri boşanma davalarına konu olmaktadır. Velayet veya ortak velayet konusunda eşler arasında bir uyuşmazlığın varlığı halinde çocuğun velayeti sadece anne veya babaya verilebilmektedir. Kural olarak 0 -6 yaş aralığındaki çocukların velayeti istisnalar dışında anne bakımına daha muhtaç olmalarından dolayı anneye verilmektedir. 6 yaşından büyük çocukların; boşanma davalarında velayet konusunda genel hükümler geçerlidir. Mahkeme hâkimi çocuğun velayeti konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Ancak bu takdir yetkileri kullanılması sırasında çocuğun menfaatinin gözetilmesi zorunludur. Aile mahkemeleri bu konuda zaman zaman pedagog görüşüne başvurmakla beraber; anne ve babanın yaşam tarzı, iş ve meslek hayatı veya kazanç durumlarını dikkate alarak da bir karar vermesi mümkündür.  Boşanmada çocuğun velayeti konusunda genellikle “geçici velayet” ve “ortak velayet” uyuşmazlıkları ortaya çıkmaktadır.

Geçici Velayet

Geçici velayet boşanma davaları devam ederken çocuğun velayetini hangi eşin kullanacağı yönünde ortaya çıkan bir sorundur. Türk Medeni Kanununda geçici velayet konusunda ayrı bir düzenleme yoluna gidilmemiştir. Sakarya boşanma avukatı olarak belirtmek isteriz ki; Geçici önlemler başlığı altında düzenlenen 169. Madde geçici velayeti de kapsamaktadır. Geçici velayet uygulamada sıklıkla tedbiren velayet olarak da adlandırılmaktadır. Tedbiren velayet konusunda hâkim herhangi bir talep olmasa dahi resen karar vermek durumundadır. Tedbiren velayet daha çok bir koruma önlemi durumundadır. Bu nedenle; hâkim boşanma davası sırasında geçici velayeti değiştirmesi mümkündür. Ayrıca hâkim geçici velayet konusunda vermiş olduğu kararında boşanma kararı sonrasında bağlı değildir. Örneğin geçici velayetin boşanma davası devam ederken anneye verilmesi ve boşanma kararı ile birlikte çocuğun geçici velayetinin anneden alınarak babaya verilmesi mümkündür.

VELAYET DAVALARI

Yukarıdaki nedenlerden herhangi birisine dayandırarak velayet davası açması mümkündür. Velayet davaları boşanma davalarında olduğu gibi Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise bu görev Asliye Hukuk Mahkemelerine verilmiştir. Velayet değişikliği davalarında yetkili mahkeme velayet sahibi olan eşin bulunduğu yerdeki Aile Mahkemeleridir. Ancak yetkili mahkemenin bulunduğu yer dışında farklı bir şehirde bulunan eş bulunduğu yer nöbetçi Aile Mahkemesine müracaat ederek velayet değişikliği davası açması mümkündür. 

Görüldüğü üzere velayet davaları da boşanma davaları kadar içerisinde bir çok hukuku bilgi ve işlem içeren davalardır. Bu nedenle gerek çocuğun ve eşlerin menfaati açısından velayet davalarının da boşanma davalarında olduğu gibi boşanma avukatı tarafından yürütülmesinde fayda vardır. Boşanma davaları, velayet davaları veya nafaka davaları konusunda Sakarya boşanma avukatı olarak uzman kadromuzdan her zaman destek almanız mümkündür.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.