HEMEN ARA: +905309118133

Erenler boşanma avukatı,

Erenler boşanma avukatı-
Erenler boşanma davaları-
Erenler boşanma davası avukatı-
Erenler boşanma hukuku avukatı-
Erenler anlaşmalı boşanma avukatı-
Erenler anlaşmalı boşanma davaları-
Erenler çekişmeli boşanma avukatı-
Erenler çekişmeli boşanma davaları-
Erenler nafaka avukatı-
Erenler nafaka davaları-
Erenler velayet avukatı-
Erenler velayet davaları-
Erenler soy bağı davası avukatı-
Erenler soy bağı davaları-
Erenler babalık davası avukatı-
Erenler babalık davaları-
Erenler ziynet davası avukatı-
Erenler ziynet davaları-
Erenler aile hukuku avukatı-
Erenler aile hukuku davaları-

Sakarya Adapazarı Ağır Ceza Avukatı

Hukuk sistemimiz bir çok alanlara ayrılarak incelenmektedir. Borçlar hukuku, bilişim hukuku, icra hukuku, idare hukuku bunlardan bir kaçıdır. Ceza hukuku ise sıklıkla karşılaşılan bir hukuk dalıdır. Türk Ceza Kanununda yer alan suçların niteliğine göre Sakarya
Sakarya’da Ceza Avukatları zaman zaman Ağır Ceza Avukatı olarak da anılmaktadırlar. Avukatlık kanunda ceza avukatlığı adı altında ayrıca bir meslek kolu tanımlanmamış olmasına rağmen sıklıkla kullanılan bir tabir haline gelmiştir. Ayrıca Sakarya Ağır Ceza Avukatı, gibi bölgesel bazda da nitelendirilmelerle karşılaşmak mümkündür.

ADAPAZARI AGIR CEZA AVUKATI
ADAPAZARI AĞIR CEZA AVUKATI

Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalar hakkında bilgiler vereceğimiz bu yazımızda; bizde zaman zaman konunun daha anlaşılabilir olması amacıyla; Ağır ceza avukatı ve Adapazarı Ağır Ceza Avukatı, Sakarya Ağır Ceza Avukatı yada Erenler Ağır Ceza Avukatı tabirlerini kullanacağız. Ancak daha öne de belirttiğimiz gibi ceza avukatlığı adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmadığı gibi Ağır Ceza avukatı olarak da bir meslek kolu bulunmamaktadır.

Ağır Ceza Mahkemesinde Görülen Davalar

Özel mahkemeler (Çocuk Mahkemesi, İcra Ceza Mahkemesi, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi vs.) hariç olmak üzere; hukuk sistemimizde ceza mahkemeleri Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi olarak ikiye ayrılmaktadır. Her iki mahkemenin yargılamada görevli olduğu suçların ayrımında Türk Ceza Kanununda suç için öngörülmüş ceza üst sınırı dikkate alınmaktadır. Ceza üst sınırı on yıl ve üzerinde hürriyeti bağlayıcı ceza olması halinde yargılama görevi; Ağır Ceza Mahkemelerindedir. Diğer suçlarda ise yargılama görevi Asliye eza Mahkemelerindedir. Ayrıca yargılama sonrasında fail için ön görülen müebbet hapis cezası ile; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olması halinde de yargılama görevi Ağır Ceza Mahkemelerindedir. Adapazarı Ağır eza avukatı ve Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak bu ayrıma göre; Ağır ceza mahkemelerinde görülen davaları aşağıdaki gibi sıralamak isteriz.

Kasten Öldürme Suçu

Müebbet hapis cezası ve failin seçimlik hareketlerine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülen ve Adapazarı Ağır Ceza Avukatı olarak ilk olarak değinmek isteğimiz suç kasten öldürme suçudur. TCK 81 maddesinde düzenlendiği şekilde nitelikli hal dışında kalan durumlar dışında kasten öldürme suçunun cezası müebbet hapis ezasıdır. Kasten öldürme suçunun nitelikli halleri ise TCK 82/1 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kasten öldürmenin nitelikli kasten öldürme olarak nitelendirilmesinde özetle aşağıdaki seçimlik hareketlerin bir veya bir kaçının gerçeklemesi gerekmektedir.

  • Tasarlayarak Öldürme
  • Eziyet çektirerek ya da canavarca hisle öldürme
  • Bombalama, biyolojik silah veya kimyasal silah kullanarak öldürme
  • Üst soy, alt soy ile boşanmış olunan eş ve kardeşi öldürme
  • Beden ya da ruh bakımından kendisini savunamayacak kişileri öldürme
  • Kadını veya çocuğu öldürme
  • Kamu görevlisini görevinden dolayı öldürme
  • Bir suçu gizlemek ya da delillerini yok etme veya yakalanmamak için kasten öldürme
  • Kan gütmek saikiyle öldürme ve töre saikiyle öldürme

Yukarıda sıralamış olduğumuz seçimlik hareketler ile kasten öldürme gerçekleşmesi halinde; fail ağırlaştırılmış müebbet hapis ezası ile cezalandırılmaktadır. Adapazarı Ağır eza Avukatı olarak kasten öldürme suçları için katılmış olduğumuz davalarda; meşru müdafaa, nefsi müdafaa, zorunluluk hali durumları ile daha az cezayı gerektiren hallerin delillendirilmesinin fail için yukarıda belirtmiş olduğumuz cezaların miktarı için büyük ölçüde önemli olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Nitelikli Yağma

Adapazarı Ağır Ceza Avukatı, Sakarya Ağır Ceza Avukatı ve Erenler Ağır Ceza Avukatı olarak; belirtmek istediğimiz son yıllarda artış gösteren ve Ağır Ceza mahkemelerinde görülen bir başka suç ise; nitelikli yağma suçudur. Daha çok TCK 148 maddesinde düzenlenen yağma suçunun daha ağır cezayı gerektiren hali olarakda kabul edilmektedir. Bu nedenle yağma suçunun nitelikli olarak kabul edilmesinde; öngörülen seçimlik hareketler hakkında bilgi vermeden önce yağma suçunun tanımının yapılmasında fayda vardır. “Failin bir başkasına yönelik olmak üzere kendisine ya da herhangi bir yakınının hayatına vücut ya da; cinsel dokunulmazlığına hatta mal varlıklarına karşı bir saldırıda bulunacağından bahisle cebir ya da tehdit kullanarak bir malı kendisine teslim etmeye zorlaması” yağma suçu olarak tanımlanmıştır. TCK 148/1 maddesindeki basit yağma suçu ile birlikte ayrıca TCK 149/1 maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri sıralanmıştır. Buna göre yağma suçunun;

  • Silahla
  • Tanınmayacak bir hale kendisini koyarak
  • Birden fazla kişiyle
  • İş yerinde veya konutta
  • Yol keserek
  • Kendisini savunamayacak kişilere karşı
  • Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak veya suç örgütlerine yarar sağlamak amacıyla
  • Geceleyin

İşlenmesi halinde fail hakkında on beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Adapazarı Ağır Ceza Avukatı ve Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak nitelikli yağma suçunda belirtilen seçimlik hareketlerin varlığının tespit edilmesi oldukça önemli olduğunu hatırlatmak isteriz.

Rüşvet Suçu

TCK 252/1 maddesinde düzenlenen ve büyük ölçüde kamu görevlilerine özgü olan rüşvet suçu da Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalar arasındadır. Rüşvet suçunun unsurları oldukça çeşitlilik göstermesi nedeniyle Adapazarı Ağır Ceza Avukatı, Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak ayrıca değinmek istediğimiz suçlar arasındadır. TCK 252/1 maddesindeki tanıma göre; görevi gereği olup bir işi yapması veyahut yapmaması adına doğrudan veya aracılar vasıtasıyla bir kamu görevlisine veya gösterilen başka bir kişiye menfaat sağlanması rüşvet suçunu oluşturmaktadır. Rüşvet suçunu işleyen fail hakkında 4 yıl ile 12 yıl arasında hapis cezası öngörülmüştür.

Bilinçli Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme

Büyük ölçüde Asliye Ceza Mahkemesi görev alanına giren ancak bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet verme suçlarında yargılama görevi Ağır Ceza Mahkemelerinde olan bir başka suç ise; Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçudur. Bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet verme suçunda “bilinçli taksirin” kanıtlanması oldukça önemlidir. Adapazarı Ağır Ceza avukatı ve Sakarya Ağır Ceza avukatı olarak bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet verme suçlarında soruşturma aşamasından itibaren; Ağır Ceza Avukatından destek alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

İşkence Suçu

Ağır Ceza Avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız bir başka suç ise işkence suçudur. TCK 94/1 maddesinde işkence suçunun temel şekli düzenlenmişken, TCK 94/2 maddesinde ise; Daha ağır cezayı gerektiren halleri belirtilmiştir. TCK 94/1 maddesinde yapılan tanıma göre; Kişiye ruhsal veya bedensel olarak acı çektirmeye, iradesinin veya algılama yeteneğinin etkilenmesi veya kişinin aşağılanması; İşkence suçunu oluşturmaktadır. TCK 94/2 maddesinde ise;

  • Kendisine savunamayacak kişiler ile çocuklara karşı
  • Cinsel Taciz ile birlikte işkence
  • Kamu görevlileri ile avukatlara karşı görevlerinden dolayı

İşkence suçunun işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmektedir. İşkence suçunun TCK 94/1 maddesindeki temel şekli ile işlenmesi halinde fail için üç yıl ile on yıl arasında hapis; Nitelikli haller (TCK 94/2) kapsamında işlenmesi halinde on yıl ile on beş yıl arasında hapis cezası öngörülmüştür. Gerek suçun temel şeklinin düzenlendiği TCK 94/1 ve daha ağır cezayı gerektiren hallerinin düzenlendiği TCK 94/2 maddelerinden de anlaşılacağı üzere; İşkence suçu için ön görülen ceza alt ve üst sınırları oldukça farklıdır. Bu nedenle Ağır Ceza Avukatının işkence suçlarında rolü oldukça fazladır.

Adapazarı Ağır Ceza Avukatı

Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmekte olan; Adapazarı Ağır Ceza Avukatı, Sakarya Ağır Ceza Avukatı ve İstanbul Avrupa Yakası Ağır Ceza Avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız suçların başında yukarıda belirtmiş olduğumuz suçlar gelmektedir. Bunlar haricinde ayrıca;

Milli Savunmaya Karşı Suçlar

Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar

Anayasal Düzene Karşı Suçlar

ADAPAZARI AĞIR CEZA AVUKATI

Yine Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen suçlardır. Ayrıca bir çok suçun ağırlaştırıcı nedenlerinin varlığı halinde Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmesi mümkün hale gelebilmektedir. Suçlardaki daha ağır cezayı gerektiren hallerin varlığı, cezasızlık nedenleri; Veya cezada indirim nedenleri gibi unsurlar göz önüne alındığında yukarıda belirtmiş olduğumuz suçlar ve diğer ceza hukuku alanındaki suçların yargılanması sırasında Sakarya’da Ağır Ceza Avukatından destek alınması oldukça önemlidir.

İlgili Aramalar

Sakarya Ceza Avukatı,
Sakarya Ağır Ceza Avukatı,
Sakarya Uyuşturucu Dava Avukatı,
Sakarya Sulh Ceza Avukatı,
Sakarya Asliye Ceza Avukatı,

Adapazarı Ceza Avukatı,
Adapazarı Ağır Ceza Avukatı,
Adapazarı Uyuşturucu Dava Avukatı,
Adapazarı Sulh Ceza Avukatı,
Adapazarı Asliye Ceza Avukatı,

Nafaka İptal Davası

Boşanma davaları ile birlikte ya da boşanmanın gerçekleşmesinden sonra talep edilen nafakanın belirlenmesinde genellikle herhangi bir süre öngörülmemektedir. Ancak bu durum nafakaların süresiz bir şekilde ödeneceği sonucu da doğurmamaktadır. Bu nedenle nafakayı sonlandıran durumların varlığı halinde Nafaka İptal Davası açılması mümkündür. Sakarya boşanma avukatı, Adapazarı boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı, Serdivan boşanma avukatı olarak bu yazımızda nafaka iptal davalarına değineceğiz. Nafaka iptal nedenleri hakkında detaylı bilgiler vermeden önce nafaka iptal davalarına konu olabilecek nafaka türleri hakkında kısa da olsa bilgi vermek yerinde olacaktır.

İştirak Nafakası

Türk Medeni Kanunumuza göre; Çocuğun her türlü bakım ve gözetimi ile eğitim konusunda tüm masraflar; anne ve baba tarafından karşılanmaktadır. Her ne kadar evlilik birliği sona ermiş olsa dahi olağan üstü haller dışında bu durum değişmemektedir. Dolayısıyla boşanmanın gerçekleşmesinden sonra da eşlerin çocuk üzerindeki yükümlülükleri devam etmektedir. Evliliğin sona ermesine rağmen devam eden bu yükümlülük iştirak nafakasının konusunu oluşturmaktadır. Bu durumda iştirak nafakası; “Velayet sahibi olmayan eş tarafından ortak çocuk için bakım giderleri ile eğitim giderlerini karşılamak; için velayet sahibine ödenen ekonomik anlamda değerler” olarak adlandırılmaktadır.

İştirak Nafakası Hesaplama

Sakarya boşanma avukatı; ve Adapazarı boşanma avukatı olarak iştirak nafakası miktarı ve iştirak nafakası hesaplama konusunda sorularla sıklıkla karşılaşmaktayız. Öncelikle belirtmekte fayda vardır ki; Bu konuda genel bir miktar belirtmek ve iştirak nafakası hesaplaması ile elde edilebilecek bir miktar tespit etmek olanaksızdır. Diğer nafaka türlerinde olduğu gibi iştirak nafakası da eşlerin ekonomik durumu, mevcut mal varlıkları veya çocuğun yaş ya da sağlık durumuna veya eğitim durumuna göre belirlenmektedir.

Daha çok bu ve benzeri kriterler göz önüne alınarak hakim tarafından takdir edilmektedir. İştirak nafakasına ilişkin Sakarya boşanma avukatı olarak hatırlatmak istediğimiz en önemli husus; çocuğun üstün menfaati gereği iştirak nafakası talep olunmaksızın resen gözetilen bir durumdur. Ancak boşanma davaları sırasında veya boşanmanın gerçekleşmesinden sonra da ayrıca nafaka davaları açılması mümkündür.

Yoksulluk Nafakası

Sakarya boşanma avukatı olarak değinmek istediğimiz ve; nafaka iptal davalarına konu olan başka bir nafaka türü; ise yoksulluk nafakasıdır. İştirak nafakasından farklı olarak boşanma dolayısıyla yoksulluğa düşmüş olan eşe diğer eş tarafından ödenmektedir. Türk Medeni Kanunumuz yoksulluk nafakası konusunda herhangi bir ayrım yapmamıştır. Bu nedenle nafaka yükümlüsü kadın olabileceği gibi erkekte olabilmektedir. Esasen nafaka iptal davası daha çok yoksulluk nafakası konu olduğunu söylemek de mümkündür.

Yoksulluk Nafakası Ne Kadar?

Daha önce de belirttiğimiz gibi; gerek iştirak nafakası gerekse yoksulluk nafakası konusunda genel geçerli bir miktar belirtmemiz mümkün değildir. Eşlerin ekonomik durumları göz önüne alınarak takdir edilen bir miktar olması nedeniyle; yoksulluk nafakası ne kadar sorusuna da tam bir cevap vermek oldukça zordur. Bu konuda boşanma avukatından destek alınması daha yerinde olacaktır.

Nafaka İptal Davası

Evlilik birliğinin sonra ermesine bağlı olarak nafaka yükümlülüğünün ortadan kalkması nafaka iptal davalarına konu olmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası, nafaka iptal davalarına konu olmaktadır. Her iki nafaka türü için ayrı ayrı nafaka iptal nedeni öngörülmüş olduğundan; Sakarya Boşanma avukatı olarak nafaka iptal davalarını; iştirak nafakasının iptali ve yoksulluk nafakasının iptali olarak iki ayrı başlık altında incelemeyi uygun gördük.

İştirak Nafakası İptali

Daha çok çocuğun bakım giderleri ve eğitim masrafları için ödenmesi nedeniyle nafaka iptal davalarına sıkça konu olan bir durum değildir. Ancak Sakarya boşanma avukatı olarak iştirak nafakasının iptaline neden olan durumları ve iştirak nafakasını ortadan kaldıran nedenleri belirtmekte fayda olduğunu düşünmekteyiz.

– Ergin olma; İştirak nafakasını ortadan kaldıran ilk durum ergin olmadır. Türk medeni kanunun 328. maddesine göre; Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olması ile veya evlenmesi ile sona ermektedir. Dolayısıyla iştirak nafakası da çocuğun ergin duruma gelmesi veya evlenmesi ile sona ermektedir. Ergin olma nedeniyle nafakasının iptali ve nafakanın sona ermesinin istisnası bulunmaktadır. Çocuğun ergin olmasına rağmen eğitim hayatı devam ediyorsa bu durumda eşlerin çocuk üzerindeki bakım yükümlülükleri kısmen de olsa devam etmektedir.

– Ölüm; Nafaka yükümlüsünün ölümü her ne kadar nafaka iptal davası konusu olmamakta ise de; İştirak nafakasını ortadan kaldıran nedenler arasında yer almaktadır. Ancak nafaka yükümlüsünün ölmeden önce ödememiş olduğu nafaka bulunması halinde ödenmemiş olan gecikmiş nafakaların iştirak nafakasının ödenmesi nafaka yükümlüsünün mirasçılarından talep edilmesi ile mümkündür.

Feragat; Ergin olma ile birlikte ölüm ve feragat duruları iştirak nafakası iptali davalarına konu olmamaktadır. Daha çok iştirak nafakasını ortadan kaldıran durumlar olarak nitelendirilmektedir. Nafaka iptal davaları ile aynı sonucu doğurması nedeniyle Sakarya boşanma avukatı, Adapazarı boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı ve Serdivan boşanma avukatı olarak kısaca değinmekte fayda olduğunu düşündük.

Nafaka Yükümlülüğünü Ortadan Kaldıran Durumlar

– Velayet Hakkının Elden Alınması; Bir başka iştirak nafakasını ortadan kaldıran durum ise velayet hakkının elden alınmasıdır. Velayet değişikliği gibi herhangi bir nedenle velayet hakkının elden alınması ile iştirak nafakası son bulabileceği, velayetin değişmesi sonucunu doğurması sonucunu doğurması sonucunu doğurması halinde ise eşler arasında nafaka yükümlüğünün de değişmesi mümkündür.

– Evlatlık Verilme; Türk Medeni Kanunu 314. maddesinde düzenlenmiş olan evlat edinme; İştirak nafakasını sona erdiren bir durumdur. Türk Medeni Kanunun 314. maddesine göre; Çocuk üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğü evlat edinene geçmektedir. Dolayısıyla evlat edinme durumunda iştirak nafakası yükümlülüğünden de söz etmek mümkün değildir.

– Çocuğun Çalışmaya Başlaması; İştirak nafakasının amacı çocuğun ihtiyaçlarını karşılaması olması nedeniyle; Kendi ihtiyaçlarını karşılaması mümkün hale gelmesi durumunda çocuğun çalışmaya başlaması iştirak nafakasını sona erdiren durumlar arasında kabul edilmektedir.

– Nafaka Yükümlüsünün Yoksullaşması; Nafaka iptal davalarına esasen nafaka yükümlüsünün yoksullaşması konu olmaktadır. Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak nafaka iptal davalarında sıklıkla nafaka yükümlüsünün yoksullaşmasının ileri sürüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durumun mahkeme nezdinde kanıtlanması oldukça önemlidir. Bu nedenle nafaka iptal nedenlerinin varlığının kanıtlanması açısından boşanma avukatından destek alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Sakarya Boşanma Avukatı

Yoksulluk Nafakasının İptali

Nafaka iptal davalarına daha çok yoksulluk nafakası konu olmaktadır. İştirak nafakasının iptalinde olduğu gibi yoksulluk nafakasının iptalinde de bir takım nedenler belirlenmiştir. Sakarya boşanma avukatı olarak yoksulluk nafakasının iptaline neden olan durumları aşağıdaki gibi özetlemek isteriz.

– Yoksulluğun Ortadan Kalkması; Yoksulluk nafakasını ortadan kaldıran ilk neden olarak yoksulluğun ortadan kalkması örnek gösterilmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi evlilik birliğinin sona ermesi ve diğer eşin bu nedenle yoksulluğa düşmesi yoksulluk nafakasını doğurmaktadır. Ancak daha sonra yoksul duruma düşen eşin herhangi bir nedenden ötürü yoksulluk durumundan kurtulması durumunda nafaka iptali davası açılması mümkündür. Ancak bu durumun boşanma avukatı vasıtasıyla delillendirilmesinde fayda vardır.

Yeniden Evlenme Nedeniyle Nafakanın İptali; Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi nafakanın ortadan kaldırılmasına neden olmaktadır. Nafakayı kendiliğinden sona erdirmesi nedeniyle nafaka iptal davalarına pek konu olmayan bir durumdur.Nafaka alacaklısının resmi olarak evli olmamakla birlikte evliymiş gibi bir başkası ile hayat sürmesi nafaka iptal davalarına konu olabilmektedir. Bu durum kesin ve inandırıcı deliller ile desteklenmesi halinde mahkemece nafakanın iptaline karar verilebilmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak bu ve benzer durumlarla sıklıkla karşılaşmaktayız. Nafaka alacaklısının evli olmamasına rağmen bir başkası ile evliymiş gibi hayat sürmesi durumunun delillendirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle boşanma avukatından destek alınması tavsiye edilmektedir.

Sakarya Boşanma Avukatı

Evlilik birlikteliğini sona erdirmek isteyen eşler öncelikle boşanma avukatı arayışı içinde olmaktadırlar. Uygulamada sıklıkla boşanma avukatı, Sakarya boşanma avukatı, hatta Sakarya en iyi boşanma avukatı tabirleri ile karşılaşılmakta ise de; Boşanma avukatı adı altında ayrıca bir meslek kolu düzenlenmemiştir. Ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı, en iyi boşanma avukatı ya da bölgesel olarak Sakarya en iyi boşanma avukatı gibi tabirler daha çok halk arasında kullanılan tabirlerdir.

Boşanma davaları konusunda bilgiler vereceğimiz bu yazımızda bizde konunun daha anlaşılabilir olması açısından boşanma  avukatı ve Sakarya boşanma avukatı tabirlerini kullanacağız. Ayrıca Boşanma davaları konusunda hukuki destek almak için;, iletişim bölümlerinden konusunda uzman ekibimiz ile irtibata geçmeniz yeterli olacaktır.

Boşanma Davaları

Boşanma davaları genellikle anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Her iki boşanma davasında da; çocuğun velayeti, nafaka, ve nafaka miktarı ile maddi manevi tazminat gibi konular öne çıkmaktadır. Boşanmaya bağlı bu hak ve yükümlülükler içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran konulardır. Bu nedenle Sakarya boşanma avukatı olarak gerek çekişmeli boşanma davalarında; Gerekse anlaşmalı boşanma davalarında boşanma avukatından destek alınması gerektiğini belirtmek isteriz.

Anlaşmalı Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma davaları her iki eş için başta boşanma istekleri olmak üzere; Nafaka, velayet, tazminat gibi boşanmaya bağlı diğer uyuşmazlıklarda anlaşmalarına bağlıdır. Boşanma sonrası gelişebilecek herhangi bir uyuşmazlığın bulunması durumunda anlaşmalı boşanma gerçekleşmeyecektir. Dolayısıyla anlaşmalı boşanmanın varlığından söz etmek de mümkün olmayacaktır. Eşler arasında aile hukukundan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın varlığı halinde çekişmeli boşanma davası ile; boşanma davası açılması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Şartları

Her ne kadar anlaşmalı boşanma olarak tabir edilmekte ise de; Sakarya boşanma avukatı (Adapazarı boşanma avukatı, Serdivan Boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı) olarak anlaşmalı boşanma şartları hakkında da kısa da olsa bilgi vermek isteriz Sakarya boşanma avukatı olarak uygulamada sıkça karşılaştığımız anlaşmalı boşanma şartları özetle aşağıdaki gibidir.

  • Anlaşmalı boşanma davası şartlarından en önemlisi evlilik birlikteliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerektiğidir.
  • Eşler arasında aile hukukundan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın bulunmaması gerekmektedir.
  • Eşlerin boşanma isteklerini ya da anlaşmalı boşanma protokollerinde belirtmiş oldukları hususları hakim önünde de özgür iradeleri ile tekrar etmiş olmaları gerekmektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz anlaşmalı boşanma şartları nitelikleri itibariyle birlikte gerçekleşmesi gereken şartlardır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma şartlarından herhangi birisinin gerçekleşmemesi halinde boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak yürütülmektedir. Özellikle anlaşmalı boşanma protokollerinin hazırlanmasında boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Çekişmeli boşanma davaları veya anlaşmalı boşanma davaları hakkında ayrıca bir usul belirlenmemiştir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davaları da Aile Mahkemelerinde yürütülen davalardandır. Boşanma kararının alınmasının eşler için oldukça zor olduğu, dolayısıyla boşanma dava süreçlerinin de oldukça yıpratıcı olduğu göz önüne alındığında anlaşmalı boşanma davaları açılmadan öne usulüne uygun bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması süreci oldukça kısaltmaktadır. Anlaşmalı boşanma protokollerinin ise boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanması oldukça önemlidir. Anlaşmalı boşanma protokollerinin hazırlanması konusunda Sakarya boşanma avukatı olarak konusunda uzman kadromuzdan destek almanız mümkündür.

Çekişmeli Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı (Adapazarı boşanma avukatı) olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma davası türü çekişmeli boşanma davalarıdır. Daha çok eşlerden herhangi birisinin boşanma konusunda isteğinin bulunmaması çekişmeli boşanma davasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle evlilik birlikteliğini sona isteyen eş Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş boşanma nedenlerinden bir veya bir kaçını ileri sürerek çekişmeli boşanma davası açması gerekmektedir.

Boşanma Sebepleri

Boşanma sebepleri niteliğine göre genel boşanma sebepleri ve özel boşanma nedenleri olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Ancak Sakarya boşanma avukatı olarak belirtmek isteriz ki her iki durumda da çekişmeli boşanma davası açılması gerekmektedir.

Genel Boşanma Sebepleri

Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma sebeplerinden başında genel boşanma sebepleri gelmektedir. Uygulamada daha çok şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma olarak da adlandırılmaktadır. Tartışma, şiddet, hakaret veya herhangi bir konuda uyuşmama şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalara konu olabilmektedir. Bu durumların varlığının kanıtlanmasında boşanma avukatı oldukça önemli bir yere sahiptir.

Özel Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunun 161 ve 165. maddelerinde özel boşanma nedenleri düzenlenmiştir. Özel boşanma nedenleri genel olarak; Aldatma nedeniyle boşanma, (zina nedeniyle boşanma), hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma, terk nedeniyle boşanma ve akıl hastalığı nedeniyle boşanma olarak gerçekleşmektedir. Özel boşanma nedenlerinin varlığının ispatlanması boşanmanın gerçekleşmesi için oldukça önemlidir. Bu nedenle Sakarya boşanma avukatı olarak kısaca özel boşanma nedenleri üzerinde durulmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz.

Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız boşanma nedenlerinden ilki zina nedeniyle boşanmadır. (Aldatma nedeniyle boşanma) Halk arasında daha çok aldatma nedeniyle boşanma davası olarak da bilinmektedir. Çekişmeli boşanma davasının aldatma nedenine dayandırılması da bir takım ön koşullara bağlanmıştır. Bunlardan en önemlisi aldatılan eş tarafından aldatan eşin fa edilmemesidir. Aldatmanın gerçekleşmesine rağmen aldatılan eş affetmiş ise zina nedeniyle boşanma davası açılması söz konu olmamaktadır. Aldatma nedeniyle boşanmanın diğer bir önemli şartı ise sürelere ilişkindir. Şöyle ki; Zina nedeniyle boşanma davasının; Zinanın gerçekleştiğinin öğrenilmesinden itibaren altı aylık süre içinde açılması gerekmektedir. Ayrıca beş yıllık sürenin geçmesi ile aldatma nedeniyle boşanma davası açılması gerekmektedir. Bu sürelere dikkat edilerek aldatma nedeniyle boşanma davasının açılması gerektiğini Sakarya boşanma avukatı ve Adapazarı boşanma avukatı olarak hatırlatmak isteriz.

Hayata Kast ve Onur Kırıcı Davranışlar Nedeniyle Boşanma Davası

Uygulamada sıklıkla şiddetli geçimsizlik nedeni boşanma ile hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Bu nedenle Adapazarı boşanma avukatı olarak her iki durumun birbirinden farkını belirtmek isteriz. Şiddetli geçimsizlikte sadece eşler arasında tartışma yaşanırken hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma davalarında eşe karşı kasten yaralama veya ağır şekilde tehdit ve hakaretler söz konusu olabilmektedir. Hayata kast ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle boşanma davalarında herhangi bir tehdide uğrayan veya yaralamaya maruz kalan eşin bu andan itibaren boşanma avukatından destek alması gerekmektedir. Hatta yaralamaya maruz kalan eşin adli raporlarının aldırılması boşanma davası sırasında kusur durumunun tespitinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız bir başka boşanma nedeni ise; Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davalarıdır. Elbette ki her suç işleyen eşe karşı bu nedenle boşanma davası açılması mümkün değildir. Taksirli suçlar da hariç olmak üzere daha çok dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, cinsel saldırı, cinsel taciz, kasten öldürme, uyuşturucu madde ticareti, rüşvet veya irtikap yüz kızartıcı suçlar suç işleme nedeniyle boşanma davalarına konu olmaktadır. Ayrıca haysiyetsiz hayat sürmenin niteliği ve derecesi oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu durumların kanıtlanması büyük ölçüde mahkeme hakiminin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenle boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Terk Sebebiyle Boşanma Davası

Bir başka çekişmeli boşanma davasına konu olan durum ise terktir. Eşlerden herhangi birisinin ortak konutu belirli bir süre terk etmesi olarak bilinmektedir. Eşlerden herhangi birisinin ortak konutu terk ederek yapılan çağrılara rağmen ortak konuta dönmemesi nedeniyle terk sebebiyle boşanma davasının açılabilmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak boşanmanın terk sebebine dayandırılmasında bir takım şartların gerçekleşmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz. Örneğin konuta terk eden eşe usulünce ortak konuta dönmesi yönünde uyarı yapılmış olması terk nedeniyle boşanma davasının açılmasının ön koşuludur. Bu nedenle bu ve benzeri usulü eksikliklerin giderilmesi oldukça önemlidir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Sakarya boşanma avukatı olarak değinmek istediğimiz son çekişmeli boşanma sebebi ise akıl hastalığıdır. Boşanmanın akıl hastalığına dayandırılması için öncelikle söz konusu akıl hastalığının evliliği etkileyecek derecede olması gerekmektedir. Evlilik birlikteliğini çekilemez hale gelmesi halinde akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür. Bu durumun doktor raporları veya diğer delillerle desteklenmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz boşanma nedenlerinin varlığının delillendirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle özellikle çekişmeli boşanma davalarında en iyi boşanma avukatı hatta Sakarya en iyi boşanma avukatı, Adapazarı en iyi boşanma avukatı, Serdivan en iyi boşanma avukatı, Erenler en iyi boşanma avukatı konularında da araştırma yapılmaktadır. Turan & Karakoç avukatlık ofisimizde boşanma davaları konusunda tecrübe sahibi kadromuz ile sizleri hukuki destekte bulunmamız mümkündür.

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır

Anlaşmalı boşanma davalarında olduğu gibi çekişmeli boşanma davaları da Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Boşanma davalarında görevli mahkemeleri Aile Mahkemesi olmakla beraber yetkili mahkemenin tespit edilmesi oldukça önemlidir. Eşlerin son olarak birlikte en az altı ay süre ile ikamet edilen yer Aile Mahkemesinde boşanma davaları açılabileceği gibi herhangi bir eşin son olarak ikamet etmiş olduğu yer mahkemelerinde de boşanma davaları açılması mümkündür.

Boşanma Davalarında Avukat Zorunlu Mudur?

Boşanma konusunda kararlı olan bir çok eşin öncelikle araştırma yapmış olduğu durumların başında, boşanma davalarında avukat zorunlu mudur? Sorusu gelmektedir. Sakarya boşanma avukatı olarak boşanma davalarında avukatın zorunlu olmadığını belirtmek isteriz. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi anlaşmalı boşanma davalarında özellikle anlaşmalı boşanma protokollerin hazırlanması oldukça önemlidir. Bu protokoller her iki eşe bir çok hak ve yükümlülükler yükleyebilmektedir. Bu nedenle boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanmasında fayda vardır.

Çekişmeli boşanma davalarında ise boşanma nedenlerinin tespiti veya eşlerin kusur durumu oldukça önemlidir. Bu nedenle özellikle çekişmeli boşanma davalarında da boşanma avukatından destek alınması faydalı olacaktır.

Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer

Evlilik birlikteliğine karar vermek kadar evliliğin sonlandırılması da eşler için oldukça zor bir karardır. Bu nedenle eşler bu zorlu sürece en kısa sürede sonuçlandırmak istemelerine bağlı olarak boşanma davaları ne kadar sürer konularında araştırma yapmaktadır Süreler ve hukuki işlemler göz önüne alınarak boşanma davaları ne kadar sürer sorusuna, Çekişmeli boşanma davaları ne kadar sürer? Ve anlaşmalı boşanma davaları ne kadar sürer şeklinde iki ayrı başlık altında cevap vermenin faydalı olacağını düşünmekteyiz.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer

Her ne kadar anlaşmalı boşanma davası olarak anılmakta ise de; Yukarıda belirtmiş olduğumuz anlaşmalı boşanma şartlarının varlığının tespiti ve tarafların duruşmada; anlaşmalı boşanma protokolünde belirtmiş oldukları beyanlarının hakim huzurunda tekrar etmeleri gerektiği hususları; dikkate alındığında anlaşmalı boşanma davalarında da bir çok usuli işlemler bulunmaktadır. Bu durumlar göz önüne alındığında anlaşmalı boşanma davalarının ortala 2-3 ay sürebildiğini söylemek mümkündür. Elbette ki bu durum iş yoğunluğuna göre daha da kısalabileceği gibi daha uzun sürelerde de olabilmektedir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davalarında da boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına nazaran içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran davalardır. Sakarya boşanma avukatı olarak çekişmeli boşanma davalarının anlaşmalı boşanmalı davalarına göre daha uzun sürebildiğinin söylemek mümkündür. Genel olarak Aile Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin iş yoğunlukları göz önüne alındığında çekişmeli boşanma davalarının ülkemiz genelinde 3 – 6 ay gibi bir sürede neticelendirildiğini söylemek mümkündür. Boşanma davaları açılması sırasında usuli eksikliklerin bulunmaması oldukça önemlidir. Bu nedenle bu hususların irdelenerek boşanma avukatı vasıtasıyla boşanma davalarının açılması yukarıda belirtmiş olduğumuz süreleri kısaltabilmektedir.

Çekişmeli Boşanma Davaları Anlaşmalı Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Adapazarı boşanma avukatı (Sakarya boşanma avukatı), Serdivan boşanma avukatı, Erenler boşanma avukatı olarak boşanma davaları sırasında sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de; çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davasına dönüşebilir mi? Sorudur. Çekişmeli boşanma davaları devam ettiği süre içerisinde tarafların uzlaşamamış oldukları durumlar hakkında uzlaşmaya varmaları halinde çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına dönüşebilmektedir. Bu durumda taraflar aralarında düzenlemiş olduğu anlaşmalı boşanma protokolünü mahkemeye ibraz etmeleri yeterli olacaktır. Bu aşamada boşanma avukatından destek alınması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davaları Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Boşanma davaları sırasında sıklıkla karşılaştığımız bir başka soru ise anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir mi şeklinde sorulardır. Anlaşmalı boşanma davaları bir boşanma protokolüne bağlı olarak açılmaktadır. Ancak tarafların hakim huzurunda bu protokolde belirtilen hususları tekrar etmemeleri halinde herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davalarında tarafların en az bir kez hakim huzurunda dinlenmesi şarttır. Herhangi bir nedenle duruşmalara katılamayan eş nedeniyle anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşebilmektedir. Ayrıca eşlerden herhangi bir birisinin duruşmalarda anlaşma protokolünde belirtilen hususları reddetmesi veya; boşanmak istemediğini belirtmesi de anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi için yeterli bir durumdur.

Türk Vatandaşı Olmayan Eşe Karşı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Türkiye’nin ve bir çok ülkenin taraf olarak bulunduğu Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu uyarınca Türk vatandaşı olmayan eşe karşı Türkiye’de boşanma davası açılması mümkündür. Bu durum içerisinde diğer boşanma davalarına nazaran farklı usul ve esaslara tabi olduğundan boşanma avukatı vasıtasıyla açılmasında fayda vardır.

Boşanma Davası İle Birlikte Mal Paylaşımı Davası Açılabilir Mi?

Sakarya boşanma avukatı olarak üstlenmiş olduğumuz boşanma davaları sırasında boşanma davası ile birlikte mal paylaşımı davası açılıp açılamayacağı soruları ile karşılaşmaktayız. Bu nedenle Adapazarı boşanma avukatı olarak kısa da olsa bu durum üzerinde durmakta fayda görmekteyiz. Kural olarak mal rejimine bağlı olarak mal paylaşımı davaları boşanmanın gerçekleşmesinden sonra açılabilmektedir. Ancak boşanma davası dilekçesi ile birlikte mal paylaşımı hususunda da talepte bulunulması mümkündür. Bu durumda görevli ve yetkili mahkeme boşanma kararı konusunda kararını verdikten sonra; mal paylaşımı davası hakkında karar vermektedir. Her ne kadar her iki davanın birlikte açılmasında bir engel yok ise de; mal paylaşımı davası boşanma davası sonrasında görülmektedir.

Sakarya Boşanma Avukatı

Adapazarı boşanma avukatı, Sakarya boşanma avukatı, Serdivan Boşanma avukatı ve Erenler Boşanma avukatı olarak yukarıda; Anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davaları hakkında vermiş olduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Her iki boşanma davaları da içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran davalardır. Bu nedenle boşanma avukatı vasıtasıyla yürütülmesinde fayda olduğunu düşünmekteyiz. Boşanma davaları konusunda hukuk ofisimizden gerekli desteği almanız mümkündür.

Sakarya Boşanma Avukatı,

Sakarya Nafaka Avukatı,

Sakarya Velayet Avukatı,

Sakarya Mal Rejim Avukatı,

Sakarya Mal Paylaşım Avukatı,

Ceza Avukatı

Ceza soruşturması veya ceza kovuşturmaları sırasında sıklıkla ceza avukatı tabiri ile karşılaşılmaktadır. Ancak avukatlık meslek kanununda ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı, miras avukatı gibi avukatlık meslek kolu ayrıca düzenlenmemiştir. Buna rağmen halk arasında en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı veya en iyi miras avukatı gibi nitelendirmelerle karşılaşıldığı görülmektedir. Hatta bu durum daha da özelleştirilerek bölge bazında da değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin; Sakarya ceza avukatı, Sakarya boşanma avukatı, Sakarya icra avukatı, Sakarya miras avukatı tabirleri ile de karşılaşılabilmektedir. Bizde ceza hukuku hakkında bilgiler vereceğimiz bu yazımızda konunun daha anlaşılabilir olması için zaman zaman ceza avukatı tabirlerini kullanacağız.

Ceza Avukati

Ceza Avukatı Nedir?

Daha öncede belirtildiği gibi ceza avukatı adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Daha çok halk arasında kullanılan bir tabirdir. Bu anlamda ceza avukatının tanımını yapmak gerekirse; Ceza hukuku alanında tecrübe sahibi olmuş veya bu alanda ihtisas sahibi olan avukatlar ceza avukatı olarak anılmaktadırlar.

Ağır Ceza Avukatı Nedir?

Sıklıkla karşılaşılan nitelendirmelerden birisi de Ağır Ceza Avukatı tabiridir. Bu şekilde de bir meslek kolu avukatlık kanununda bulunmamaktadır. Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalarda görev alan avukatlar halk arasında Ağır eza Avukatı olarak nitelendirildiği görülmektedir. Bu durum zaman zaman daha da özelleştirilerek Sakarya en iyi Ağır Ceza avukatı olarak da tabir edildiği görülmüştür.

Ceza Avukatının Görevleri

Soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında ceza avukatının görevleri değişiklik gösterebilmektedir. Ayrıca şüpheli ya da sanık müvekkilliği veya mağdur müvekkilliği açısından ceza avukatının görevleri değişmektedir. ancak genel olarak yargı birimleri önünde müvekkillerinin haklarını savunmakla görevli olduklarını söylemek mümkündür. Sakarya ceza avukatı olarak ceza avukatının görevlerini aşağıdaki gibi sıralamak isteriz.

  • Mağdur veya sanık müvekkili olarak yargı birimlerine savunma ve delilleri sunmak
  • Sorgu veya ifade sırasında müvekkilleri ile birlikte hukuki destek sağlamak
  • Yapılan soruşturma veya kovuşturma dolayısıyla müvekkillerini bilgilendirmek
  • Delillerin toplanmasında yargı birimlerine yardımcı olmak
  • Müvekkilleri aleyhine bir karar verilmesi halinde kanun yollarına başvuruda bulunmak

Ceza Davası Aşamaları

Ceza davaları bir çok aşamadan geçerek sonuçlandırılmaktadır. Bunlardan en önemlisi soruşturma ve kovuşturma aşamasıdır. Genel olarak ceza davası aşamalarının soruşturma aşaması ile başladığını söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya ceza avukatı olarak ceza davası aşamalarını; Ceza soruşturması, Ceza kovuşturması (Ceza davası – ceza yargılaması), istinaf kanun yolu ve Yargıtay temyiz kanun yolu olarak ayrı başlıklar altında incelenmesini uygun görüyoruz. Ayrıca Anayasa Mahkemesine başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Başvuru yollarını da ceza davası aşamaları arasında nitelendirmek mümkündür.

Ceza Soruşturması Nedir?

Ceza davaları genellikle soruşturma aşaması ile başlamaktadır. Şüpheli hakkında aleyhte ve lehte tüm delillerin eksiksiz bir şekilde toplanmaksızın yargılaması yapılması mümkün değildir. Aksi halde evrensel bir hukuk kuralı olan adil yargılama hakkının ihlali gerçekleşmektedir. Bu nedenle ceza yargılamasına başlanılmadan önce ceza soruşturması yapılması zorunlu olup; Şüpheli ve mağdur açısından oldukça önemli bir aşamadır. Esasen ceza davalarında sanık olarak yargılanan kişilerin üzerine atılı suçlar ceza soruşturması aşamasında şekillenmektedir. Soruşturma aşamasında delillerin toplanması oldukça önemlidir. Bu nedenle ceza soruşturmalarında da ceza avukatından destek alınması tavsiye edilmektedir. Yapılan soruşturma sonucunda şüpheli hakkındaki suç isnadının yeterli delillerle kanıtlanması halinde ceza davası aşamalarından ceza soruşturması aşamasına geçilmektedir. Cumhuriyet savcılarına hazırlanan iddianameler görevli mahkemelere sunularak ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir.

Ayrıca ceza soruşturması sonucunda toplanan delillerin şüphelinin yargılanmasına yeterli olmaması; Şüphelinin üzerine atılı suçu işlemediğinin anlaşılması veya şüphelinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması; gerekçe gösterilerek soruşturma aşamasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi mümkündür. Soruşturma aşamasında bu şekilde bir karar verilmesi halinde ceza yargılaması aşamasına geçilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki; Ayrıca ceza soruşturması sırasında toplanan deliller; Ceza davasının devam ettiği süre içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Ceza Soruşturması Ne Zaman Tamamlanır?

Şüpheli veya sanık olarak ceza soruşturmasında taraf olarak bulunan bir çok kişi yapılan incelemeden sonra ceza soruşturması ne zaman tamamlanır sorusunu sormaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ceza soruşturmalarında genellikle şüphelinin üzerine atılı suç nedeniyle deliller toplanmaktadır. Bu aşamalar suçun niteliğine göre değişmektedir. Failin tespiti, mağdurun şikayetinin tespiti, failin ve suçun mağdurunun beyanlarının alınması gibi işlemler zaman zaman oldukça uzun süreçlere tabi olabilmektedir. Bu nedenle ceza soruşturmasının tamamlanması konusunda herhangi bir azami süre öngörülmemiştir. İş yoğunluğu ve suçun niteliğine göre bu süre 1 ay olabileceği gibi 2 yıl da olabilmektedir. Ayrıca faili meçhul suçlarda ise suçun zamanaşımı süresi boyunca soruşturma yapılmaktadır.

Ceza Kovuşturması (Ceza Yargılaması)

Ceza soruşturmasının tamamlanması ile düzenlenen iddianame ile ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir. Uygulamada daha çok ceza davası olarak da anılmaktadır. Failin üzerine atılı suçun niteliği ve öngörülen ceza miktarlarına göre görevli mahkemede ceza kovuşturması yapılmaktadır. Örneğin; Kasten basit yaralama soncunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesinde iken; Failin için daha ağır ezalar öngörülmüş olan kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet veya irtikap gibi suçlar için; Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılama yapılmaktadır. Bu nedenle ceza avukatları alanında sıklıkla Ağır Ceza avukatı tabiri de kullanılmaktadır.

Ceza davaları daha önce de belirtilen Cumhuriyet Savcıları tarafından düzenlenen iddianamenin kabul kararı ile başlamaktadır. Kabul edilen iddianame sonucu ceza yargılaması başlamaktadır. Suçun niteliğine göre ve iş yoğunluğuna göre yargılaması süresi oldukça değişmektedir. Bu aşamada ceza avukatından destek alınması suçun faili ve suçun mağduru açısından oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında İlk Duruşma Ne Zaman Olur?

Ceza davalarının başlamasından sonra veya şüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlenmesinden sonra Sakarya Ceza avukatı ve Sakarya Ağır Ceza avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de “Ceza davalarında ilk duruşma ne zaman olur?” sorusudur. İddianamenin kabulü sonrasında mahkeme hakimi tarafından ön inceleme yapılarak tensip zaptı düzenlenmektedir. Bu tensip zaptı ile ceza davalarında ilk duruşmanın ne zaman yapılacağı konusunda da karar verilmektedir. Her ne kadar suçun niteliği veya iş yoğunluğuna göre bu durum değişmekte ise de; Ortalama olarak ilk duruşmalar genellikle 1 – 3 ay içerisinde yapılmaktadır.

Istinaf Kanun Yolu

İstinaf Kanun Yolu

Yukarıda belirtilmiş olan ceza yargılaması sonucu aleyhte bir karar verilmesi halinde istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. Daha çok ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu ve kesinleşmemiş olan kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemeleri olarak da adlandırılan yargı birimlerinde istinaf incelemesi yapılmaktadır. Daha çok yerel mahkeme tarafından yapılan usul ve esas yönündeki hataları inceleyip bu konuda karara varmakla görevlidirler.

İstinaf Mahkemesi Ne Kadar Sürer

İstinaf incelemesinde görevli Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşunun ülkemizde yeni olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak sıklıkla istinaf mahkemesi ne kadar sürer sorularıyla karşılaşmaktayız. Bu duruma genel geçerli bir cevap vermek oldukça zordur. Ülkemizde Bölge Adliye Mahkemeleri sayısı 2023 yılı itibariyle 11’dir. Bu nedenle iş yoğunluğu göz önüne alınarak bir cevap vermek daha yerinde olacaktır. Ülkemiz genelinde istinaf incelemeleri 2-3 ay sürebileceği gibi 1- 2 yıl da sürebilmektedir. Bu durum genellikle suçun niteliği ve Bölge Adliye Mahkemesindeki dairelerin iş yoğunluğuna göre değişmektedir.

Temyiz Kanun Yolu

Temyiz Kanun Yolu

Ceza davası aşamalarından bir başkası ise temyiz kanun yoludur. İstinaf kanun yolu incelemesinden sonra Yargıtay bünyesinde temyiz kanun yoluna başvurmak mümkündür. Ancak her suç için temyiz kanun yoluna başvurmak mümkün olamamaktadır. Örneğin fail hakkında verilmiş olan hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis cezası) beş yıl ve daha az olması halinde temyiz kanun yoluna başvurmak yasal olarak mümkün değildir. Görüldüğü üzere temyiz incelemesi failin için oldukça önemli bir yere sahiptir. Temyiz incelemesine konu olan suçlar genellikle Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen ve sonuçlanan suçlardan oluşabilmektedir. Bu nedenle Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak temyiz kanun yoluna başvuru yapılmadan önce; Ceza avukatından destek alınmasını tavsiye etmekteyiz.

Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesine Başvuru

2012 yılında Anayasamızda yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu değişiklik ile Anayasa Mahkemesine Başvurunun bir çeşit ceza yargılaması aşaması olduğunu söylemek mümkündür. Sakarya Ceza avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki Anayasa Mahkemesine başvuru bir çok usul ve esaslara tabidir. Anayasa Mahkemesine başvuruda yukarıda belirtmiş olduğumuz istinaf kanunun yolu, temyiz kanun yolu gibi ceza hukuku alanında önemli bir yere sahip iç hukuk yollarının tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvuru ceza avukatı tarafından yapılmasında fayda vardır.

Avrupa Insan Haklari Mahkemesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru

Her ceza soruşturması sonucunda gerek Anayasa Mahkemesine başvuru gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılması sık rastlanan bir uygulama olmasa da; Niteliği itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurunun da Ceza Yargılaması aşamalarından olduğunu söylemek mümkündür. Yukarıda belirtilen istinaf kanun yolu, temyiz kanun yolu veya Anayasa Mahkemesine başvuru ile netice alınamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru mümkün hale gelebilmektedir. Anayasa Mahkemesine başvuru şartlarında da olduğunu gibi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda da iç hukuk yollarının tamamının tüketilmesi oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında Avukatın Önemi

Ceza davaları sonucu failin üzerine atılı suçun niteliği itibariyle 3 – 5 ay hapis cezası ile karşılamak mümkün iken; müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis veya 15 – 20 yıl gibi hapis cezaları ile de karşılaşmak mümkündür. Her ne kadar bu süreler mahkeme tarafından takdir edilmekte ise de; Yargılama sırasında daha az cezayı gerektiren haller, cezasızlık nedenleri, meşru müdafaa veya nefsi müdafaa hatta zorunluluk halleri gibi uygulamalar bu ceza miktarlarına oldukça etki etmektedir. Bu nedenle ceza davalarında avukatın önemi yadsınamayacak derecededir.

Ayrıca kısa süreli olsa da bir çok suçtan dolayı adli sicil kaydına sahip olmak kimsenin istemeyeceği bir durumdur. Yukarıda belirtilen hususların kanıtlanmasında ceza avukatları oldukça önemli bir yere sahiptir. Örneğin hırsızlık veya basit dolandırıcılık suçlarında kısa süreli denilebilecek kadar 5 -6 ay hapis cezası alınması halinde yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyet alınması anlamına gelmektedir. Bu durumda yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymek bir çok alanda engeller ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir.

Sakarya Ceza Avukatı

Ceza davaları ve ceza soruşturmaları hakkında yukarıda vermiş olduğumuz kısa bilgilendirmelerden de anlaşılacağı üzere; Ceza davası aşamaları oldukça fazladır. Her ne kadar daha önce de belirttiğimiz gibi ceza avukatı, en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı, en iyi miras avukatı gibi tabirler kullanılmakta ise de; Avukatlık kanununda bu alanlarda ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle bölge bazında Sakarya en iyi ceza avukatı veya benzeri nitelendirilmelere göre avukat seçiminde karar verilmesi oldukça yanlıştır. Turan & Karakoç avukatlık ofisi olarak sizlere ceza hukuku ile birlikte aile hukuku, icra hukuku, borçlar hukuku, gayrimenkul hukuku ve idare hukuku gibi bir çok alanda konusunda uzman kadromuz ile hizmet vermekteyiz.

Boşanmada Mal Paylaşımı

Boşanmada mal paylaşımı; Yasal mal rejimi veya eşlerin aralarında yapmış oldukları mal rejimi sözleşmesine dayanılarak yapılmaktadır. Evlilik birlikteliğinin kurulması anında veya öncesinde herhangi bir mal rejimi sözleşmesi düzenlenmemiş olması durumunda boşanmada; Yasal mal rejimi kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunumuzda; 2002 yılından önce kurulan evlilik birliktelikleri için mal ayrılığı rejimi yasal mal rejimi; olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple boşanmada mal paylaşımı genel olarak; yasal mal rejimi, mal ayrılığı rejimi ve evlilik sözleşmesi üzerinde şekillenmektedir. Gerek boşanmada mal paylaşımı gerekse; Evlilik sözleşmeleri içerisinde bir çok hukuki işlem barındıran hukuki belgelerdir. Bu nedenle boşanmada mal paylaşımı davalarının ve evlilik öncesi düzenlenecek olan; mal rejimi sözleşmelerinin veya evlilik sözleşmelerinin boşanma avukatı veya aile avukatı tarafından yürütülmesinde fayda vardır.

Boşanmada Yasal Mal Rejimi

Yukarıda da belirtildiği üzere boşanmada yasal mal rejimi; 2002 yılından itibaren edinilmiş mallara katılma mal rejimi geçerlidir. Edinilmiş mallara katılma rejimi diğer bir ifade ile yasal mal rejiminde eşlerin evlilik birlikteliği devam ettiği süre zarfında edinmiş oldukları malların boşanma sonrasında yarı yarıya paylaşımını öngören mal rejimi türüdür. Boşanmada mal paylaşımı; edinilmiş mallara katılma şeklinde yapılmış olması nedeniyle “edinilmiş mallar” kavramının tanımının yapılmasında yarar vardır.

Edinilmiş Mal Nedir?

Türk Medeni Kanununun 209. Maddesi göz önüne alınarak edinilmiş mal her iki eşin evlilik devam etmiş olduğu süre içerisinde karşılığını ödeyerek mal edinmiş oldukları varlıklara edinilmiş mal adı verilir. edinilmiş mal olarak değerlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunun kapsamında edinilmiş mallar kapsamına giren değerler özetle; aşağıdaki gibidir.

  • Emek veya çalışma karşılığı gerçekleşen kazanımlar
  • Kişisel mallara ait olan gelirler
  • Sosyal Güvenlik Kurumlarınca yapılan ödemeler
  • İş gücü kaybına neden olarak ödenen tazminatlar

Mal Rejimi Ayrılığı

2002 yalından önce yapılan evliliklerde; boşanmada mal paylaşımı olarak kabul edilen yasal mal rejimidir. Mal rejimi ayrılığına göre evlilik sırasında edinilmiş olsa dahi söz konusu değerler ve mal varlıkları hangi eş üzerinde kayıtlı ise boşanma sırasında da bu mal ve değerler kişisel mal olarak kabul edilmekte olduğu mal rejimine mal rejimi ayrılığı denilmektedir. Boşanma sonrası mal paylaşımı olarak mal rejimi ayrılığının kabul edilmiş olması; durumunda diğer eşin “katkı payı alacağı davası” açması mümkündür.

Evlilikte Kişisel Mal Nedir?

Evlilik birlikteliği içerisinde herhangi bir eşin kişisel kullanımına tahsis edilmiş olan eşyalara kişisel mal denilir. Boşanma davalarında sıklıkla takı,mücevher, bilgisiyar veya cep telefonu gibi eşyaların kişisel mal niteliğinde olup olmadığı tartışma konusu olmaktadır. Kullanım şekilleri dikkate alındığında ve gerek yerel mahkeme kararları gerekse yüksek yargı organlarının konuya bakış açısı değerledirildiğinde takı, bilgisayar, mücevher ve benzeri eşyalar kişisel mal niteliğinde olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle bu ve benzeri ürünlerin boşanmada mal paylaşımına konu edilmemektedir.

Mal Rejimi Sözleşmesi

Mal rejimi sözleşmesi uygulamada sıklıkla “evlilik sözleşmesi” olarak da anılmaktadır. Evlilik birlikteliğinin kurulmasından önce ya da evlilik birlikteliği devam ettiği süre içerisinde eşler aralarında evlilik sözleşmesi ile mal rejimlerinde değişiklik yapmaları mümkündür. Boşanmada mal paylaşımı bu durumda eşlerin aralarında yapmış oldukları sözleşmede belirtildiği şekilde gerçekleşmektedir.

Mal Paylaşımı Davası

Mal paylaşımı davası kural olarak boşanmanın gerçekleşmesinden sonra açılması mümkün davalardır. Boşanmada mal paylaşımı konusunda aralarında bir uyuşmazlık bulunan eşler diğer aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm mercii olan Aile Mahkemelerinde mal paylaşımı davası açmaları mümkündür. Ancak mal paylaşımı davasının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren on yıllık süre zarfından açılması gerekmektedir.

Boşanmada mal paylaşımı konusunda yukarıda yapmış olduğumuz bilgilendirmelerden de anlaşılacağı üzere. Diğer aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda olduğu gibi özellikle kişisel malların delillendirilmesi ve evlilik sözleşmesine bağlı kalınıp kalınmadığı oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle benzer davalar ile birlikte boşanma davalarının da boşanma avukatı veya aile avukatı tarafından yürütülmesinde fayda vardır. Sakarya boşanma avukatı (Adaparazı boşanma avukatı) olarak aile hukukundan kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda hukuk ofisimizden destek almanız mümkündür.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.