HEMEN ARA: +905309118133

Boşanma davalarında velayet

Boşanma Davasında Velayet Kime Verilir?

Boşanma davalarında velayet, tarafların çekişme yaşadığı yaygın konular arasındadır. Velayet, TMK md.339 ve devamı maddeler ile, kanun koyucunun etraflıca düzenlediği kavramlar arasında yer almasına karşın net tanımı yapılmamıştır. Velayet; gerek doktrin gerekse uygulamadaki anmalı ile küçüklerin bakımı, korunması, gözetilmesi, eğitimi, yetiştirilmesi ve malları üzerinde velayet hakkını elinde bulunduran tarafa hak ve yetki verir. Toplumun geleceğini oluşturan çocukların; bedensel, zihinsel ve ruhsal anlamda sağlık bir gelişim göstermesi için son derece önemli bir ödev olan velayet, anne ve babaya verilen bir yetkidir.

Mahkeme Velayet Kararını Nasıl Verir?

Velayet, evlilik birliği devam ederken anne ve babanın birlikte kullandığı bir hak olup boşama ile beraber anne ve babadan birisine verilir. Boşanma davalarında velayet hakkının kime verileceği oldukça mühimdir. Bu nedenle hakimin, velayet kararını verirken söz konusu çocuğun, boşanmanın menfi etkilerinden en az şekilde etkilenmesi için hakkın kime verilmesi gerektiğini oldukça hassas ve detaylı bir inceleme neticesinde belirler. Velayet hakkının belirlenmesinde hakim, Türk Medeni Kanunu’ndan doğan ilkeleri göz önünde bulundurur. Bu ilkeler şu şekilde ifade edilebilir:

  • Çocuğun üstün yararı,
  • Çocuğun görüşü,
  • Çocuğun yaşı ve özellikleri,
  • Çocuğun anne bakımına ve şefkatine muhtaç olması,
  • Anne ve babanın çocukla olan ilişkisi ve bağı,
  • Anne ve babanın sosyo – ekonomik ve eğitim durumu,

Başta olmak üzerek birçok husus araştırılarak velayet kararının verilmesinde değerlendirmeye tabi tutulur. Velayetin belirlenmesine etki eden hususların her biri esasında “çocuğun üstün menfaati” ilkesinin sağlanmasına yöneliktir. Zira velayet hakkını belirleyen en temel faktör, çocuğun üstün yararı ve menfaatidir.

Velayet Hakkı ve Boşanmada Kusur Durumu

Uygulamada, tarafların boşanma sebeplerinde kusurun velayete doğrudan etki edeceğine yönelik yaygın bir inanış vardır. Söz gelimi; zina eden eşe velayet hakkının kesinlikle verilmeyeceği gibi. Ancak boşanma sebeplerin tarafların kusuru, velayet hakkının belirlenmesine etki etmez. Tarafların, boşanmalarına sebep olan olaylardaki kusurları yalnızca birbirlerine karşı ileri sürülebilir. Bu itibarla, boşanma sebebinde kusurlu olan karı veya kocanın kötü anne – baba olacağı anlamı çıkarılmamalıdır. Fakat, boşanmaya konu sebep, çocuğun üstün menfaati için tehlike arz ediyorsa, örneğin akıl hastalığı, haysiyetsiz yaşam sürme, uyarıcı ve uyuşturucu madde kullanımı ve sair haller, velayet hakkında şüphesiz belirleyicidir.

Ortak Velayet

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 7 No’lu Protokol gereğince Türk Hukuk Sisteminde de uygulanmaya başlayan ortak velayet, anne ve babanın çocuğa ilişkin velayet hakkını ortak kullanmasını ifade eder. İç hukuk düzenlemeleri ile yasallaştırılmamasına rağmen Anayasa madde 90 gereğince hukuki açıdan sorun teşkil etmemektedir. Fakat ortak velayet gereğince anne ve babanın çocuk üzerindeki haklarda eşit konumda olması, çocuğun psikolojik anlamda kötü etkiler yaşama olasılığını artırır. Bu itibarla ortak velayet talebi halinde mahkeme, çocuğun üstün yararının zedelenip zedelenmeyeceği hususunda derin ve kapsamlı bir değerlendirmede bulunarak karar verecektir.

Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayetin değiştirilmesi davası ile velayet hakkını elinde bulundurmayan tarafın, velayet hakkının kendisine verilmesi talebi incelenir ve karara varılır. Velayetin değiştirilmesi davasında davacı, mevcut koşullarda esaslı değişiklik olması nedeniyle çocuğun üstün yararının zarar görmesi iddiası ya da başkaca haklı gerekçeler öne sürerek velayetin kendisine verilmesi gerektiğini talep eder.

Velayet davalarında verilen kararlar değiştirilemez nitelikte olmadığı için, çocuğun üstün menfaatleri gereği velayetin değiştirilmesi mümkündür. Velayet değişikliği davası için gereken şartların mevcut olması halinde dava her zaman açılabilir. Zira hak düşürücü veya zamanaşımı süresi mevcut değildir. Türk Medeni Kanunu ile düzenleme alanı bulan koşulların meydana gelmesi halinde velayet değişikliği için görevli ve yetkili mahkemeye müracaat edilerek hak değişikliği talebi ileri sürülür. Çocuğun velayetinin değiştirilmesinde öne sürülebilecek bazı haller şu şekilde ifade edilebilir:

  • Velayet hakkını elinde bulunduranın bir başkasıyla evlenmesi,
  • Velayet hakkını elinde bulunduranın bir başka yere gitmesi,
  • Velayet hakkını elinde bulunduranın yaşamını yitirmesi.

Söz konusu haller dışında haklı sebeplerin varlığında da velayet değişikliği mümkündür. Söz gelimi, velayet hakkının kötüye kullanılması, velayet hakkını elinde bulunduran tarafın çocukla diğer taraf arasında ilişki kurmasını haklı nedeni olmaksızın engellemesi, çocuğun menfaatleri gereğince velayet değişikliğinin zaruri olması gibi sebepler örnek verilebilir.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.