HEMEN ARA: +905309118133

İptal ve Tam Yargı Davasının Birlikte Açılması

Tam Yargı Davası Nedir?

Tam yargı davası dayanağını Anayasamızdan almaktadır. 1982 sayılı Anayasamızın 125. Maddesine göre; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır”. Ayrıca idare kendi eylem ve işlemleri nedeniyle doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Görüldüğü üzere tam yargı davalarının ve dolayısıyla idare karşı maddi tazminat davaları ile idareye karşı manevi tazminat davalarının kaynağı idari eylem ve işlemlerdir.

tam yargi davalari
TAM YARGI DAVASI

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 12. Maddesine göre tam yargı davaları; iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi, iptal davası sonrasında açılması mümkündür. Tam yargı davalarının niteliği itibariyle bir çeşit idareye karşı tazminat davası olduğunu söylemek mümkündür. Tazminatı doğuran en önemli unsur ise kusur ve sorumluluktur. Bu nedenle tam yargı davalarında idarenin, zararın meydana gelmesinde kusurlu veya sorumlu olması gerekmektedir. Bu anlamda tam yargı davalarında “hizmet kusuru” veya “kusursuz sorumluluk” durumlarından herhangi birisinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Sakarya idare avukatı olarak ileride detaylandıracağımız üzere idari davalar içerisinde yoğun bir hukuki bilgi ve işlem içeren dava türlerindendir. Bu nedenle tam yargı davaları, iptal davaları veya yürütmenin iptali davalarının idare avukatı vasıtasıyla yürütülmesinde fayda vardır.

Hizmet kusuru; İdari makamların yürütmek zorunda olduğu hizmetleri yerine getirmemesi; eksik veya geç yerine getirmesidir. Hizmet kusuru kavramını bir örnekle açıklamak gerekirse; sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında teknik donanım yetersizliği; Veya sağlık çalışanlarının yetersiz kalması sonucu tedavinin geç yapılması nedeniyle; hastanın ölmesi ya da başka bir zararının ortaya çıkma hizmet kusuru olarak değerlendirilmektedir. Hizmet kusuru da tam yargı davası oluşturabilmektedir.

Kusursuz sorumluluk; kusursuz sorumluluk genellikle idarenin herhangi bir kusurun bulunmamasına rağmen sorumlu tutulduğu durumlardır. Önlem alınmaması nedeniyle doğal afetlerin vermiş olduğu zararlar kusursuz sorumluluk durumlarına örnek olarak gösterilmektedir.

Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda tam yargı davası nedir sorusuna; idarenin herhangi bir eylem ya da işleminden dolayı meydana gelen zararın tespiti için idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Şeklinde tanımlamak mümkündür. Tanımdan da anlaşılacağı tam yargı davaları üzere idari işlemler; idari eylemler veya idari sözleşmeler nedeniyle açılması mümkün davalardır.

Tam Yargı Davası Özellikleri

  • İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılmaktadır.
  • İdarenin eylem ve işlemlerinden dolayı meydana gelmiş bir zarar bulunmalıdır.
  • Tam yargı davalarında öncelikle idareye başvurma zorunluluğu vardır
  • Tam yargı davaları iptal kararı ile birlikte açılabileceği gibi; iptal davası kararından sonra da açılması mümkündür.
  • İdari dava türlerinden olması nedeniyle; İdare Mahkemesi ve Vergi Mahkemelerinde açılmaktadır. Ancak bazı durumlarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay nezdinde de tam yargı davası açılması mümkündür.

TAM YARGI DAVALARINDA SÜRELER

Yukarıda belirtildiği üzere; tam yargı davaları idari işlemler, idari eylemler veya idari sözleşmeler nedeniyle açılması mümkündür. Gerek tam yargı davalarını doğuran etkenler, gerekse tam yargı davalarının iptal davası ile birlikte ya da sonrasında açılması durumlarına göre tam yargı davalarında süreler değişiklik göstermektedir. Bu nedenle tam yargı davalarında süreleri ayrı başlıklar altında incelenmesi gerekmektedir. Ancak sakarya idare avukatı olarak öncelikle belirtmek isteriz ki; tam yargı davalarında aşağıda belirtilen sürelere dikkat edilmesi oldukça önemlidir.

İdari Eylemlere Karşı Tam Yargı Dava Süresi

Herhangi bir idari eylemlerden dolayı hakları ihlal edilmiş olan kişi ya da kurumlar, hak ihlalinin gerçekleştiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl içerisinde hal ihlalinin giderilmesini talep etmeleri gerekmektedir. İdari eylemlerinden dolayı doğan hak ihlallerinin her durumda yerine getirilmesi taleplerin ise eylemin yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde yapılması gerekmektedir. İdari eylemlere karşı yukarıda belirtilen süreler idareye başvuru süreleridir. Bu süreler içerisinde başvurulup yapılıp; red cevabı alınması veya idarenin sükûnetini koruması halinde dava açma süresi altmış gün olarak belirlenmiştir.

İdari İşlemlere Karşı Tam Yargı Dava Süresi

Kararın veya idari işlemin usulünce tebliğ edilmesinden itibaren idari işlemlere karşı tam yargı dava süresi altmış gündür. İdari işlemlerin uygulanması sonucu herhangi bir zarar oluşması halinde dava açma süresi ise idari işlemin uygulama tarihinden itibaren altmış gündür.

İdari Sözleşmelere Karşı Tam Yargı Dava Açma Süresi

Bir idari sözleşmelerden kaynaklanan hak ihlallerine karşı açılacak olan tam yargı davaları için ön görülen zamanaşımı süresi altmış gün olarak belirlenmiştir.

İptal Davası ile Tam Yargı Davasını Birlikte Açılması Halinde Süreler

Tam yargı davasının iptal davası ile birlikte açılması halinde kural olarak iptal davasında öngörülen zamanaşımı süreleri geçerlidir. Bu nedenle tam yargı ile iptal davasının birlikte açılmasında idari eylem ya da işlemin tebliğinden sonra altmış günlük dava açması süresi belirlenmiştir Söz konusu süre vergi davalarında otuz gün olarak belirlenmiştir.

İptal Kararının Sonuçlanmasından Sonra Tam Yargı Dava Açma Süresi

Doğrudan tam yargı davası açılmadan önce iptal davası açılmış ve iptal kararı verilmesinden sonra; iptal kararının tebliğini izleyen altmış günlük süre içerisinde tam yargı davasını açılması gerekmektedir. İptal kararına karşı temyiz yada istinaf veya karar düzeltme yoluna gidilmesi halinde; bu kararların tebliğinden sonra belirtilen süreler işlemeye başlamaktadır.

İDAREYE TAZMİNAT DAVASI

Yukarıda da belirtildiği üzere tam yargı davaları meydana gelen bir zararın varlığı halinde açılmaktadır. İdari davaya konu olan bu zararlar “gerçek zarar” olmalıdır. Ayrıca zararın “özel zarar” niteliğinde belirli kişileri etkilemesi gerekmektedir. Diğer tazminat davalarında olduğu gibi tam yargı davalarında da meydana gelen zarar maddi veya manevi olabilmektedir. Tam yargı davalarında tazminat; idareye karşı maddi tazminat davası ve idareye karşı manevi tazminat davası olarak tabir edilmektedir.

Tam Yargı Davası Maddi Tazminat

Tam yargı davalarında maddi tazminat idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan bir maddi zararın söz konusu olması halinde mümkündür. Maddi zarar genel olara; kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi ifade etmektedir. Diğer tazminat davalarında olduğu gibi tam yargı tazminat davalarında da miktarın belirlenmesinde zararın telefi edilecek şekilde olup, ancak kişinin haksız bir kazanç sağlamayacağı şeklinde olmasına dikkat edilmektedir.

Tam Yargı Davası Manevi Tazminat

Kişinin idari eylem veya işlemler nedeniyle yaşamış olduğu stres ve üzüntünün karşılığı olarak tam yargı davası manevi tazminat talep edilmektedir. Tam yargı davalarında da manevi tazminatın belirlenmesinde; kişinin haksız eylem ve işlemlerinden dolayı yaşamış olduğu psikolojik çöküntü dikkate alınmaktadır. Tam yargı davalarında manevi tazminat miktarının belirlenmesi çoğunlukla mahkemenin takdiri doğrultusunda yapılmaktadır.

Tam yargı davalarına ilişkin yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda; gerek idareye karşı maddi tazminat davaları, gerekse; idareye karşı manevi tazminat davaları, tam yargı davası açılması süreleri içerisinde; bir çok hukuki işlem barındırmaktadır. Bu nedenle bu tür davaların alanında uzman bir hukukçu avukat vasıtasıyla yürütülmesi kişilerin menfaatine olan bir konudur. Sakarya idare avukatı olarak benzer davalarda konusunda uzman kadromuzdan her zaman destek almanız mümkündür.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.