HEMEN ARA: +905309118133

Ceza Avukatı

Ceza Avukatı

Ceza soruşturması veya ceza kovuşturmaları sırasında sıklıkla ceza avukatı tabiri ile karşılaşılmaktadır. Ancak avukatlık meslek kanununda ceza avukatı, boşanma avukatı, icra avukatı, miras avukatı gibi avukatlık meslek kolu ayrıca düzenlenmemiştir. Buna rağmen halk arasında en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı veya en iyi miras avukatı gibi nitelendirmelerle karşılaşıldığı görülmektedir. Hatta bu durum daha da özelleştirilerek bölge bazında da değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin; Sakarya ceza avukatı, Sakarya boşanma avukatı, Sakarya icra avukatı, Sakarya miras avukatı tabirleri ile de karşılaşılabilmektedir. Bizde ceza hukuku hakkında bilgiler vereceğimiz bu yazımızda konunun daha anlaşılabilir olması için zaman zaman ceza avukatı tabirlerini kullanacağız.

Ceza Avukati

Ceza Avukatı Nedir?

Daha öncede belirtildiği gibi ceza avukatı adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Daha çok halk arasında kullanılan bir tabirdir. Bu anlamda ceza avukatının tanımını yapmak gerekirse; Ceza hukuku alanında tecrübe sahibi olmuş veya bu alanda ihtisas sahibi olan avukatlar ceza avukatı olarak anılmaktadırlar.

Ağır Ceza Avukatı Nedir?

Sıklıkla karşılaşılan nitelendirmelerden birisi de Ağır Ceza Avukatı tabiridir. Bu şekilde de bir meslek kolu avukatlık kanununda bulunmamaktadır. Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalarda görev alan avukatlar halk arasında Ağır eza Avukatı olarak nitelendirildiği görülmektedir. Bu durum zaman zaman daha da özelleştirilerek Sakarya en iyi Ağır Ceza avukatı olarak da tabir edildiği görülmüştür.

Ceza Avukatının Görevleri

Soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında ceza avukatının görevleri değişiklik gösterebilmektedir. Ayrıca şüpheli ya da sanık müvekkilliği veya mağdur müvekkilliği açısından ceza avukatının görevleri değişmektedir. ancak genel olarak yargı birimleri önünde müvekkillerinin haklarını savunmakla görevli olduklarını söylemek mümkündür. Sakarya ceza avukatı olarak ceza avukatının görevlerini aşağıdaki gibi sıralamak isteriz.

  • Mağdur veya sanık müvekkili olarak yargı birimlerine savunma ve delilleri sunmak
  • Sorgu veya ifade sırasında müvekkilleri ile birlikte hukuki destek sağlamak
  • Yapılan soruşturma veya kovuşturma dolayısıyla müvekkillerini bilgilendirmek
  • Delillerin toplanmasında yargı birimlerine yardımcı olmak
  • Müvekkilleri aleyhine bir karar verilmesi halinde kanun yollarına başvuruda bulunmak

Ceza Davası Aşamaları

Ceza davaları bir çok aşamadan geçerek sonuçlandırılmaktadır. Bunlardan en önemlisi soruşturma ve kovuşturma aşamasıdır. Genel olarak ceza davası aşamalarının soruşturma aşaması ile başladığını söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya ceza avukatı olarak ceza davası aşamalarını; Ceza soruşturması, Ceza kovuşturması (Ceza davası – ceza yargılaması), istinaf kanun yolu ve Yargıtay temyiz kanun yolu olarak ayrı başlıklar altında incelenmesini uygun görüyoruz. Ayrıca Anayasa Mahkemesine başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Başvuru yollarını da ceza davası aşamaları arasında nitelendirmek mümkündür.

Ceza Soruşturması Nedir?

Ceza davaları genellikle soruşturma aşaması ile başlamaktadır. Şüpheli hakkında aleyhte ve lehte tüm delillerin eksiksiz bir şekilde toplanmaksızın yargılaması yapılması mümkün değildir. Aksi halde evrensel bir hukuk kuralı olan adil yargılama hakkının ihlali gerçekleşmektedir. Bu nedenle ceza yargılamasına başlanılmadan önce ceza soruşturması yapılması zorunlu olup; Şüpheli ve mağdur açısından oldukça önemli bir aşamadır. Esasen ceza davalarında sanık olarak yargılanan kişilerin üzerine atılı suçlar ceza soruşturması aşamasında şekillenmektedir. Soruşturma aşamasında delillerin toplanması oldukça önemlidir. Bu nedenle ceza soruşturmalarında da ceza avukatından destek alınması tavsiye edilmektedir. Yapılan soruşturma sonucunda şüpheli hakkındaki suç isnadının yeterli delillerle kanıtlanması halinde ceza davası aşamalarından ceza soruşturması aşamasına geçilmektedir. Cumhuriyet savcılarına hazırlanan iddianameler görevli mahkemelere sunularak ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir.

Ayrıca ceza soruşturması sonucunda toplanan delillerin şüphelinin yargılanmasına yeterli olmaması; Şüphelinin üzerine atılı suçu işlemediğinin anlaşılması veya şüphelinin üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması; gerekçe gösterilerek soruşturma aşamasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi mümkündür. Soruşturma aşamasında bu şekilde bir karar verilmesi halinde ceza yargılaması aşamasına geçilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki; Ayrıca ceza soruşturması sırasında toplanan deliller; Ceza davasının devam ettiği süre içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Ceza Soruşturması Ne Zaman Tamamlanır?

Şüpheli veya sanık olarak ceza soruşturmasında taraf olarak bulunan bir çok kişi yapılan incelemeden sonra ceza soruşturması ne zaman tamamlanır sorusunu sormaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ceza soruşturmalarında genellikle şüphelinin üzerine atılı suç nedeniyle deliller toplanmaktadır. Bu aşamalar suçun niteliğine göre değişmektedir. Failin tespiti, mağdurun şikayetinin tespiti, failin ve suçun mağdurunun beyanlarının alınması gibi işlemler zaman zaman oldukça uzun süreçlere tabi olabilmektedir. Bu nedenle ceza soruşturmasının tamamlanması konusunda herhangi bir azami süre öngörülmemiştir. İş yoğunluğu ve suçun niteliğine göre bu süre 1 ay olabileceği gibi 2 yıl da olabilmektedir. Ayrıca faili meçhul suçlarda ise suçun zamanaşımı süresi boyunca soruşturma yapılmaktadır.

Ceza Kovuşturması (Ceza Yargılaması)

Ceza soruşturmasının tamamlanması ile düzenlenen iddianame ile ceza kovuşturması aşamasına geçilmektedir. Uygulamada daha çok ceza davası olarak da anılmaktadır. Failin üzerine atılı suçun niteliği ve öngörülen ceza miktarlarına göre görevli mahkemede ceza kovuşturması yapılmaktadır. Örneğin; Kasten basit yaralama soncunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesinde iken; Failin için daha ağır ezalar öngörülmüş olan kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet veya irtikap gibi suçlar için; Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılama yapılmaktadır. Bu nedenle ceza avukatları alanında sıklıkla Ağır Ceza avukatı tabiri de kullanılmaktadır.

Ceza davaları daha önce de belirtilen Cumhuriyet Savcıları tarafından düzenlenen iddianamenin kabul kararı ile başlamaktadır. Kabul edilen iddianame sonucu ceza yargılaması başlamaktadır. Suçun niteliğine göre ve iş yoğunluğuna göre yargılaması süresi oldukça değişmektedir. Bu aşamada ceza avukatından destek alınması suçun faili ve suçun mağduru açısından oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında İlk Duruşma Ne Zaman Olur?

Ceza davalarının başlamasından sonra veya şüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlenmesinden sonra Sakarya Ceza avukatı ve Sakarya Ağır Ceza avukatı olarak sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de “Ceza davalarında ilk duruşma ne zaman olur?” sorusudur. İddianamenin kabulü sonrasında mahkeme hakimi tarafından ön inceleme yapılarak tensip zaptı düzenlenmektedir. Bu tensip zaptı ile ceza davalarında ilk duruşmanın ne zaman yapılacağı konusunda da karar verilmektedir. Her ne kadar suçun niteliği veya iş yoğunluğuna göre bu durum değişmekte ise de; Ortalama olarak ilk duruşmalar genellikle 1 – 3 ay içerisinde yapılmaktadır.

Istinaf Kanun Yolu

İstinaf Kanun Yolu

Yukarıda belirtilmiş olan ceza yargılaması sonucu aleyhte bir karar verilmesi halinde istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. Daha çok ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu ve kesinleşmemiş olan kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemeleri olarak da adlandırılan yargı birimlerinde istinaf incelemesi yapılmaktadır. Daha çok yerel mahkeme tarafından yapılan usul ve esas yönündeki hataları inceleyip bu konuda karara varmakla görevlidirler.

İstinaf Mahkemesi Ne Kadar Sürer

İstinaf incelemesinde görevli Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşunun ülkemizde yeni olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle Sakarya Ceza Avukatı olarak sıklıkla istinaf mahkemesi ne kadar sürer sorularıyla karşılaşmaktayız. Bu duruma genel geçerli bir cevap vermek oldukça zordur. Ülkemizde Bölge Adliye Mahkemeleri sayısı 2023 yılı itibariyle 11’dir. Bu nedenle iş yoğunluğu göz önüne alınarak bir cevap vermek daha yerinde olacaktır. Ülkemiz genelinde istinaf incelemeleri 2-3 ay sürebileceği gibi 1- 2 yıl da sürebilmektedir. Bu durum genellikle suçun niteliği ve Bölge Adliye Mahkemesindeki dairelerin iş yoğunluğuna göre değişmektedir.

Temyiz Kanun Yolu

Temyiz Kanun Yolu

Ceza davası aşamalarından bir başkası ise temyiz kanun yoludur. İstinaf kanun yolu incelemesinden sonra Yargıtay bünyesinde temyiz kanun yoluna başvurmak mümkündür. Ancak her suç için temyiz kanun yoluna başvurmak mümkün olamamaktadır. Örneğin fail hakkında verilmiş olan hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis cezası) beş yıl ve daha az olması halinde temyiz kanun yoluna başvurmak yasal olarak mümkün değildir. Görüldüğü üzere temyiz incelemesi failin için oldukça önemli bir yere sahiptir. Temyiz incelemesine konu olan suçlar genellikle Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen ve sonuçlanan suçlardan oluşabilmektedir. Bu nedenle Sakarya Ağır Ceza Avukatı olarak temyiz kanun yoluna başvuru yapılmadan önce; Ceza avukatından destek alınmasını tavsiye etmekteyiz.

Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesine Başvuru

2012 yılında Anayasamızda yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bu değişiklik ile Anayasa Mahkemesine Başvurunun bir çeşit ceza yargılaması aşaması olduğunu söylemek mümkündür. Sakarya Ceza avukatı olarak hatırlatmak isteriz ki Anayasa Mahkemesine başvuru bir çok usul ve esaslara tabidir. Anayasa Mahkemesine başvuruda yukarıda belirtmiş olduğumuz istinaf kanunun yolu, temyiz kanun yolu gibi ceza hukuku alanında önemli bir yere sahip iç hukuk yollarının tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvuru ceza avukatı tarafından yapılmasında fayda vardır.

Avrupa Insan Haklari Mahkemesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru

Her ceza soruşturması sonucunda gerek Anayasa Mahkemesine başvuru gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılması sık rastlanan bir uygulama olmasa da; Niteliği itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurunun da Ceza Yargılaması aşamalarından olduğunu söylemek mümkündür. Yukarıda belirtilen istinaf kanun yolu, temyiz kanun yolu veya Anayasa Mahkemesine başvuru ile netice alınamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru mümkün hale gelebilmektedir. Anayasa Mahkemesine başvuru şartlarında da olduğunu gibi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda da iç hukuk yollarının tamamının tüketilmesi oldukça önemlidir.

Ceza Davalarında Avukatın Önemi

Ceza davaları sonucu failin üzerine atılı suçun niteliği itibariyle 3 – 5 ay hapis cezası ile karşılamak mümkün iken; müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis veya 15 – 20 yıl gibi hapis cezaları ile de karşılaşmak mümkündür. Her ne kadar bu süreler mahkeme tarafından takdir edilmekte ise de; Yargılama sırasında daha az cezayı gerektiren haller, cezasızlık nedenleri, meşru müdafaa veya nefsi müdafaa hatta zorunluluk halleri gibi uygulamalar bu ceza miktarlarına oldukça etki etmektedir. Bu nedenle ceza davalarında avukatın önemi yadsınamayacak derecededir.

Ayrıca kısa süreli olsa da bir çok suçtan dolayı adli sicil kaydına sahip olmak kimsenin istemeyeceği bir durumdur. Yukarıda belirtilen hususların kanıtlanmasında ceza avukatları oldukça önemli bir yere sahiptir. Örneğin hırsızlık veya basit dolandırıcılık suçlarında kısa süreli denilebilecek kadar 5 -6 ay hapis cezası alınması halinde yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyet alınması anlamına gelmektedir. Bu durumda yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymek bir çok alanda engeller ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir.

Sakarya Ceza Avukatı

Ceza davaları ve ceza soruşturmaları hakkında yukarıda vermiş olduğumuz kısa bilgilendirmelerden de anlaşılacağı üzere; Ceza davası aşamaları oldukça fazladır. Her ne kadar daha önce de belirttiğimiz gibi ceza avukatı, en iyi ceza avukatı, en iyi boşanma avukatı, en iyi icra avukatı, en iyi miras avukatı gibi tabirler kullanılmakta ise de; Avukatlık kanununda bu alanlarda ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle bölge bazında Sakarya en iyi ceza avukatı veya benzeri nitelendirilmelere göre avukat seçiminde karar verilmesi oldukça yanlıştır. Turan & Karakoç avukatlık ofisi olarak sizlere ceza hukuku ile birlikte aile hukuku, icra hukuku, borçlar hukuku, gayrimenkul hukuku ve idare hukuku gibi bir çok alanda konusunda uzman kadromuz ile hizmet vermekteyiz.

Taksirle Yaralama Suçu

Temel Ceza Kanunumuz 5237 sayılı; Türk Ceza kanununun vücut dokunulmazlığına karşı suçlar başlığında düzelenmiş olan bir başka suç; Taksirle yaralama suçudur. TCK 89/1 maddesinde suçun temel şekli ve tanımı belirtilmiştir. TCK 89/2 ve TCK 89/3 maddelerinde ise, taksirle yaralama suçu nitelikli halleri ve daha ağır cezayı gerektiren halleri düzenlenmiştir.

Taksirle Yaralama Sucu

Taksirle yaralama suçunun unsurları; suçun nitelikli halleri ve taksirle yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren halleri hakkında bilgiler vermeden önce; kısaca suçun yasada tanımlanmış hali hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. TKC 89/1 maddesinde suçun tanımı yapılmıştır. Buna göre; Bir başkasının vücuduna taksirle acı verme ya da; kişinin sağlığının bozulmasına neden olma veya kişinin algılama yeteneğinin bozulmasına sebebiyet verme fiilleri taksirle yaralama suçunun konusu oluşturmaktadır. Sakarya ceza avukatı (Adapazarı Ceza Avukatı) olarak gerek suçun mağduru; Gerekse faili açısından cezai yaptırımları itibariyle ceza avukatı; tarafından yürütülmesi gerektiğini düşündüğümüz suçlardan biriside taksirle yaralama suçudur. Ayrıca taksirle yaralama suçu trafik kazaları ile birlikte günümüzde sıkça iş kazaları sonucu meydana gelebilmektedir. Bu nedenle kazanın oluş şekli dikkate alınarak iş avukatından destek alınması gerekebilmektedir.

Taksirle Yaralama Suçunun Unsurları

TCK 89/1 maddesinde suçun tanımından da yola çıkarak yerel mahkemeler ve yüksek yargı organlarınca benimsenmiş olan taksirle yaralama suçunun unsurları özetle aşağıdaki gibidir.

  • Failin eyleminin taksirle gerçekleşmesi mümkün olmalıdır.
  • Sonuçları öngörülebilir olmasına karşın öngörülememiş olmalıdır.
  • Taksirle yaralama fail tarafından istenmemesine karşın söz konusu fiili fail iradi bir hareket ile gerçekleştirmesi gerekmektedir.
  • Failin hareketi ile mağdurun yaralanması arasında illiyet bağının kurulması gerekmektedir.

Yukarıda taksirle yaralama suçunun unsurlarından da anlaşılacağı üzere; benzer suçlarda ceza avukatı oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle failin hareketi ile mağdurun yaralanması arasında illiyet bağının kurulması ceza hukuku açısından oldukça önemlidir.

Taksirle Yaralama Suçu Cezası

TCK 89/1 maddesinde taksirle yaralama suçunun cezası belirtilmiştir. Buna göre suçun temel şekli ile gerçekleşmesi halinde fail hakkında; Üç ay ile bir yıl arasında hapis cezası ya da adli para cezası öngörülmüştür.

Taksirle Yaralama Suçunda Daha Ağır Cezayı Gerektiren Haller

TCK 89/2 maddesinde ise taksirle yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren halleri sıralanmıştır. Buna Göre;

  • Mağdurun duyularından ya da organlarından herhangi birisinin sürekli bir suretle zayıflama meydana gelmesi,
  • Taksirle yaralama suçundan dolayı mağdurun vücudunda kemik kırılması meydana gelmiş olması,
  • Mağdurun konuşmasında sürekli bir zorluğa neden olunması,
  • Yüzde sabit ize neden olunması,
  • Mağdurun yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanması,
  • Gebi kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olunması

Halinde fail hakkında TCK 89/1 maddesinde belirtilen cezanın yarı oranında arttırılacağı belirtilmiştir. TCK 89/3 maddesinde ise mağdur üzerindeki etkilerine göre taksirle yaralama suçunun; TCK 89/2 maddesine nazaran daha ağır cezayı gerektiren halleri ayrıca sıralanmıştır. Buna göre;

  • Taksirle yaralama fiilinden dolayı mağdurun iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığı veya bitkisel hayata girmesine sebebiyet verilmesi halinde,
  • Mağdurun duyularından ya da organlarından herhangi birisinin işlevini tamamen yitirmesine neden olunması durumunda,
  • Mağdurun konuşma yeteneğini veya çocuk yapma yeteneğinin kaybolmasına,
  • Yüzde sürekli bir suretle değişikliğe,
  • Gebe kadının çocuğunun düşmesine neden olunması halinde yine TCK 89/1 maddesinde belirtilen ceza miktarının bir kat arttırılacağı belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere, taksirle yaralama suçu daha ağır cezayı gerektiren hallerde sıralanan durumların gerçekleşmesi durumunda fail hakkında öngörülen cezai miktarlar oldukça fazla olabilmektedir. Bu nedenle taksirle yaralama suçları için gerek mağdurun hakkının savunulmasında gerekse suçun failinin üzerine atılı suçun niteliğinin ve kusur tespitinin yapılması ceza avukatı oldukça önemli bir yere sahipir. Bu konuda Sakarya ceza avukatı olarak her zaman hukuk ofisimizden testek almanız mümkündür.  

Taksirle Yaralama Suçu Şikayet

Bilinçli taksir durumlarının varlığı ile birlikte mağdurun TCK 89/2, TCK 89/3 ve TCK 89/4 ve TCK 89/5 maddelerinde belirtilen şekilde yaralanması durumları haricinde taksirle yaralama suçu şikayete bağlıdır; Suçun bilinçli taksir dışında işlenmesi durumunda fail hakkında gerekli kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır. Bu nedenle taksirle yaralama suçuna maruz kalan kişilerin altı aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkını kullanmaları gerekmektedir.

Taksirle Yaralama Suçunda Yargılama

Suçun ceza alt ve üst sınırları dikkate alındığında taksirle yaralama suçuna ilişkin yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerindedir. Yetkili mahkeme ise suçun işlenmiş olduğu yer Asliye Ceza Mahkemesindedir. Özellikle bilinçli taksirle yaralama suçlarında bilinçli taksirin varlığının tespiti, mağdurun yaralanmasında failin kusur durumu gibi durumlar göz önüne alındığında Sakarya ceza avukatı olarak; Ceza avukatı vasıtasıyla yürütülmesini düşündüğümüz suçlar arasındadır.

Ceza Avukatı

Ceza avukatı adı altında gerek 1136 sayılı Avukatlık Kanununda gerekse diğer özel yasalarda ayrıca bir meslek kolu tanımlanmamıştır. Ancak uygulamada daha çok ceza davaları konusunda uzmanlaşmış hukukçular ceza avukatları olarak anılmaktadır. Ayrıca bilindiği üzere suçlar için ön görülen ceza alt ve üst sınırları itibariyle ceza mahkemeleri için Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi gibi ayrım yapılmıştır. Hatta zaman zaman suç türlerine göre Ağır Ceza Avukatı veya Asliye Ceza Mahkemesi avukatı gibi tabirlerde kullanılmaktadır. Bizde bu yazımızda Sakarya ceza avukatı olarak konunun daha anlaşılabilir olması açısından “ceza avukatı” tabirini kullanacağız. Ayrıca ceza hukuku nedir? Ceza avukatı nasıl olunur? Ve ceza avukatlarının görevleri? hakkında bilgi sahibi olmanız mümkündür.

ceza

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza hukuku nedir? Sorusuna genel bir tanım yapmak gerekirse; “Suç ve cezaları inceleyen hukuk dalıdır” şeklinde tanımlamak mümkündür. Ceza hukuku niteliği itibariyle kamu hukuku kapsamındadır. Kendi arasında da daha çok genel ceza hukuku ve özel ceza hukuku olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Genel ceza hukuku daha evrensel bir yapıdadır. Şöyle ki; suçun tanımı, başta olmak üzere suçun unsurları ve ceza hukukuna hakim olan ilkeleri konu edinmektedir. Özel ceza hukuku ise; daha çok ülkelerin temel ceza kanunlarını ifade etmektedir. Örneğin suç olarak tanımlanan bir eylemin nelerden ibaret olduğunun belirtilmesi özel ceza hukuku kapsamındadır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere ceza hukukuna hakim bir takım temel ilkeler mevcuttur. Buna göre; ceza hukukunun evrensel ve temel ilkeleri özetle aşağıdaki gibidir.

  • Kanunilik İlkesi
  • Kusur İlkesi
  • Eşitlik İlkesi
  • Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği İlkesi

Kanunilik ilkesi suç ve cezaların kanun ile belirlenmesidir. Buna göre; “Kanunda açıkta suç olarak tanımlanmayan bir eylemden dolayı kimseye ceza verilemez ya da güvenlik tedbiri uygulanamaz.” Ülkemizde de bir çok hürriyeti bağlayıcı ceza veya adli para cezaları 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Kusur ilkesi ise; “suç isnadında bulunulan kişinin söz konusu suç isteyerek işlemesidir. Ceza avukatı olma konunda kararlı olan her hukukçunun da bu ilkelere göre hareket etmesi başlıca sorumluluklarındandır.

Ceza Avukatı Nasıl Olunur?

Yukarıda da belirtildiği gibi “ceza avukatı” adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle ceza avukatı nasıl olunur? sorusuna daha genel bir cevap vermek gerekmektedir. Avukat olabilmek için öncelikle hukuk fakültelerinden mezun olmak gerekmektedir. 4 yıllık yoğun bir hukuk eğitiminden sonra avukat olabilme yolunda önemli bir adım tamamlanmış sayılmaktadır. Elbette ki her hukuk fakültesinden mezun olan kişiler avukatlık mesleğini icra etmeye hak kazanmamaktadır. Mezuniyet sonrası bir takım staj şartlarını da yerine getirilmesi gerekmektedir. Stajın ilk 6 ay adliyelerde; kalan 6 ayı ise baroya kayıtlı avukatın yanında olmak üzere toplam 1 yıldır. Eğitim ve staj şartlarını eksiksiz yerine getiren kişiler avukat olmaya hak kazandıklarını söylemek mümkündür.

Ceza Avukatının Görevleri?

Evrensel bir hukuk kuralı haline gelen “savunma hakkı” esasen ceza avukatının başlıca görevleri arasında yer almaktadır. Şöyle ki; suç isnadına maruz kalan kişileri savunmak ceza avukatının temel görevidir. Ayrıca suçtan zarar gören kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesinde önemli bir yere sahiptirler. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında suç isnadında bulunan kişilerin savunulması veya suçtan zarar gören kişinin mağduriyetlerinin giderilmesinde başlıca görevlidirler. Şüpheli veya sanık vekilliği üstlenilmesi halında müvekkillerine isnat edinilen suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığı veya yasalarda belirtilen “daha az cezayı gerektiren hallerin” varlığının araştırılması ceza avukatının görevleri arasındadır. Ayrıca yerel mahkemelerce verilen kararların usul veya esasa aykırı olduğunun düşünülmesi halinde üst mahkemelere temyiz veya istinaf başvurusunda bulunan ceza avukatının görevleri arasındadır.

Ağır Ceza Avukatı

Yukarıda da belirtildiği gibi avukatlık mesleğinde Ağır Ceza avukatı veya Asliye Ceza Mahkemesi avukatı gibi ayrıca meslek kolları bulunmamaktadır. Genel olarak; kasten öldürme, yağma, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, rüşvet, irtikap gibi suçlar Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmektedir. Bu suç veya benzer suçlarda uzmanlaşmış kişiler genellikle Ağır Ceza Avukatı olarak tabir edilmektedir.

Ceza hukuku ve ceza avukatlığı konusunda yukarıda verilen kısa bilgilerden de anlaşılacağı üzere; ceza hukukunun temel ilkeleri veya suçun unsurları oldukça karmaşık olabilmektedir. Bu nedenle herhangi bir suç isnadına maruz kalan şüpheli veya sanığın ya da suçun mağdurunun yapılan soruşturma veya kovuşturmalarda ceza hukuku alanında uzmanlaşmış bir ceza avukatından destek almaları oldukça önemli bir yere sahiptir.

Hakaret Suçu Ve Cezası

Hakaret; onur kırıcı, küçük düşürücü veya aşağılayıcı şekilde sarf edilen sözler ve hareketlerdir. Bu sözler; sövme, küfretme gibi gerçekleşebileceği gibi kişinin manevi varlıklarına yönelik bir saldırı olarak da gerçekleşebilmektedir. Devlet otoritesi kişinin can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olduğu kadar manevi değerlerinide korumakla yükümlüdür. Bu nedenle temel ceza yasamız 5237 sayı Türk Ceza Kanununda “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında hakaret suçu ve cezası düzenlenmiştir. Hakaret suçu ile birlikte kişinin haysiyeti, şeref ve saygınlığı koruma altına alınmaya çalışılmıştır. Suçun mağduru veya faili herkes olabilmektedir. Bu nedenle hakaret suçu özgü bir suç değildir. Ancak suçun bazı nitelikli hallerinde örneğin; “görevli memura hakaret” suçunda olduğu gibi mağdur açısından özgü bir suç olarak nitelendirmek mümkün olabilmektedir.

Hakaret suçu genel olarak seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler; suçun daha ağır cezayı gerektiren hallerini oluşturacabileceği gibi; haksız bir fiile dayanan hakaret veya karşılıklı hakaret suçunda olduğu gibi cezada indirim nedeni olabilmektedir. Bu yazımızda hakaret suçu için öngörülen cezalar, suçun unsurları, nitelikli halleri ve hakaret suçunda daha az cezayı gerektiren haller hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca günümüzde sıkça karşılaşılan “sosyal medya hakaret” suçları irdelenip bilgi verilecektir. İleride de detaylandırılacağı üzere hakaret suçu ve cezası konusunda ceza avukatından destek alınması gerek suçun mağduru veya şüphelisi/Sanığı açısından önemlidir. Bu konuda sakarya ceza avukatı olarak büromuzdan testek almanız mümkündür.

HAKARET SUCU VE CEZASI
Hakaret Suçu Ve Cezası

Hakaret Suçu Ve Cezası

Fail için belirtilen seçimlik hareketlerin gerçekleşmesine bağlı olarak hakaret suçunda daha ağır cezayı gerektiren halleri veya daha az cezayı gerektiren halleri kapsamında değişiklik gösterebilmektedir. Hakaret suçunun temel şekilde yani TCK 125/1 maddesinde belirtilen hallerde işlenmesi halinde fail için “üç ay ile iki yıl arasında hapis veya adli para cezası” öngörülmüştür.

Nitelikli Hakaret

Suçun nitelikli halleri TCK 125/3 maddesinde sıralanmıştır. Genel olarak aşağıda belirtilen haller nitelikli hakaret suçunu oluşturmaktadır.

  1. Görevli memura görevinden dolayı hakaret
  2. Dini ya da siyasi veya felsefi inanç ve düşüncelerini değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranılması sonucu hakaret
  3. Alenen hakaret
  4. Kişinin hatırasına hakaret suçları nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.

Suçun yukarıda belirtilen nitelikli haller kapsamında işlenmesi halinde fail için. TCK 125/1 maddesi uyarınca verilecek olan cezanın altı da bir oranında arttırılacağı öngörülmüştür.

SOSYAL MEDYA HAKARET

Günümüzde hakaret suçunun sıklıkla işlenildiği yerlerin başında sosyal medya gelmektedir. TCK 125. Maddesinde sosyal medya hakaret suçu için ayrıca bir başlık belirtilmemiştir. Ancak TCK 125/2 maddesi ile suçun “yazılı, görsel veya görüntülü bir iletişim aracı vasıtasıyla işlenmesi…” hükmü karşısında; Failin eylemi sosyal medya hakaret suçunu oluşturmaktadır. Sosyal medya hakaret suçu direkt olarak mağduru hedef alarak mesaj yoluyla işlenebileceği gibi; yorum yada paylaşım yoluyla da işlenebilmektedir.

Facebook Hakaret                                 

Günümüzde sık kullanılan sosyal medya platformlarından biriside Facebook’tur. Dolayısıyla sosyal medya hakaret suçu sıklıkla burada işlenmektedir. Facebook başta olmak üzere diğer sosyal medya uygulamaları yapıları itibariyle TCK 125/2 maddesinde belirtilen yazılı, görsel veya görüntülü iletişim aracı konumundadır. Bu nedenle bu uygulamalar üzerinden meydana gelecek bir hakaret facebook hakaret suçu ile birlikte sosyal medya hakaret suçunu oluşturmaktadır.

Whatsapp Hakaret

TCK 125/2 maddesinde belirtilen durumlara örnek teşkil edebilecek başka bir uygulama sıklıkla kullanılan Whatsapp’tır. Whatsapp hakaret suçu TCK 125/2 maddesinde belirtilen tüm özellikleri bünyesinde barındırması sebebiyle gerek yerel mahkeme kararlarında gerekse yüksek mahkeme kararlarında sosyal medya hakaret suçu olarak nitelendirilmektedir.

Sosyal Medya Hakaret Suçu

Sosyal medya hakaret suçu cezası için ayrı bir yasa maddesi düzenlenmemiştir. Bu nedenle gerek facebook hakaret suçu gerekse whatsapp hakaret suçu için TCK 125/2 maddesi cezai müeyyide olarak uygulanmaktadır. Sosyal medya hakaret suçu için TCK 125/1 maddesinde belirtilen “üç ay ile iki yıl arasında hapis ya da adli para cezası” uygulanmaktadır.

GIYAPTA HAKARET

Gıyapta hakaret TCK 125/1 maddesi son cümlesinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu gıyapta hakaret suçunun oluşması için hakaretin en az üç kişi ile ihtilat edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Özetle; failin gıyapta hakaret suçunu işlediği sırada sarf etmiş olduğu sözleri en az üç kişinin işitmiş olması temel şarttır. Gıyapta hakaret suçunun oluşması için ayrıca failin hakaret içerikli sözlerini duyduklarına ilişkin bu kişilerin tanıklık yapmaları gerekmektedir.

Hakaret suçu ve cezası hakkında yukarıda vermiş olduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere; onur kırıcı veya küçük düşürücü sözler TCK 125 maddesi kapsamında hakaret suçunu oluşturması mümkündür. Bu nedenle; Hakarete maruz kalan mağdurun menfaati veya bu yönde hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılan kişiler yönünden benzer davaların ceza avukatı tarafından yürütülmesi oldukça önemlidir. Sakarya ceza avukatı olarak bu konuda uzman kadromuzdan her zaman destek alabirsiniz.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.