HEMEN ARA: +905309118133

Yazar: Avukat

Ceza Avukatı

Ceza avukatı adı altında gerek 1136 sayılı Avukatlık Kanununda gerekse diğer özel yasalarda ayrıca bir meslek kolu tanımlanmamıştır. Ancak uygulamada daha çok ceza davaları konusunda uzmanlaşmış hukukçular ceza avukatları olarak anılmaktadır. Ayrıca bilindiği üzere suçlar için ön görülen ceza alt ve üst sınırları itibariyle ceza mahkemeleri için Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi gibi ayrım yapılmıştır. Hatta zaman zaman suç türlerine göre Ağır Ceza Avukatı veya Asliye Ceza Mahkemesi avukatı gibi tabirlerde kullanılmaktadır. Bizde bu yazımızda Sakarya ceza avukatı olarak konunun daha anlaşılabilir olması açısından “ceza avukatı” tabirini kullanacağız. Ayrıca ceza hukuku nedir? Ceza avukatı nasıl olunur? Ve ceza avukatlarının görevleri? hakkında bilgi sahibi olmanız mümkündür.

ceza

Ceza Hukuku Nedir?

Ceza hukuku nedir? Sorusuna genel bir tanım yapmak gerekirse; “Suç ve cezaları inceleyen hukuk dalıdır” şeklinde tanımlamak mümkündür. Ceza hukuku niteliği itibariyle kamu hukuku kapsamındadır. Kendi arasında da daha çok genel ceza hukuku ve özel ceza hukuku olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Genel ceza hukuku daha evrensel bir yapıdadır. Şöyle ki; suçun tanımı, başta olmak üzere suçun unsurları ve ceza hukukuna hakim olan ilkeleri konu edinmektedir. Özel ceza hukuku ise; daha çok ülkelerin temel ceza kanunlarını ifade etmektedir. Örneğin suç olarak tanımlanan bir eylemin nelerden ibaret olduğunun belirtilmesi özel ceza hukuku kapsamındadır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere ceza hukukuna hakim bir takım temel ilkeler mevcuttur. Buna göre; ceza hukukunun evrensel ve temel ilkeleri özetle aşağıdaki gibidir.

  • Kanunilik İlkesi
  • Kusur İlkesi
  • Eşitlik İlkesi
  • Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği İlkesi

Kanunilik ilkesi suç ve cezaların kanun ile belirlenmesidir. Buna göre; “Kanunda açıkta suç olarak tanımlanmayan bir eylemden dolayı kimseye ceza verilemez ya da güvenlik tedbiri uygulanamaz.” Ülkemizde de bir çok hürriyeti bağlayıcı ceza veya adli para cezaları 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Kusur ilkesi ise; “suç isnadında bulunulan kişinin söz konusu suç isteyerek işlemesidir. Ceza avukatı olma konunda kararlı olan her hukukçunun da bu ilkelere göre hareket etmesi başlıca sorumluluklarındandır.

Ceza Avukatı Nasıl Olunur?

Yukarıda da belirtildiği gibi “ceza avukatı” adı altında ayrıca bir meslek kolu bulunmamaktadır. Bu nedenle ceza avukatı nasıl olunur? sorusuna daha genel bir cevap vermek gerekmektedir. Avukat olabilmek için öncelikle hukuk fakültelerinden mezun olmak gerekmektedir. 4 yıllık yoğun bir hukuk eğitiminden sonra avukat olabilme yolunda önemli bir adım tamamlanmış sayılmaktadır. Elbette ki her hukuk fakültesinden mezun olan kişiler avukatlık mesleğini icra etmeye hak kazanmamaktadır. Mezuniyet sonrası bir takım staj şartlarını da yerine getirilmesi gerekmektedir. Stajın ilk 6 ay adliyelerde; kalan 6 ayı ise baroya kayıtlı avukatın yanında olmak üzere toplam 1 yıldır. Eğitim ve staj şartlarını eksiksiz yerine getiren kişiler avukat olmaya hak kazandıklarını söylemek mümkündür.

Ceza Avukatının Görevleri?

Evrensel bir hukuk kuralı haline gelen “savunma hakkı” esasen ceza avukatının başlıca görevleri arasında yer almaktadır. Şöyle ki; suç isnadına maruz kalan kişileri savunmak ceza avukatının temel görevidir. Ayrıca suçtan zarar gören kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesinde önemli bir yere sahiptirler. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında suç isnadında bulunan kişilerin savunulması veya suçtan zarar gören kişinin mağduriyetlerinin giderilmesinde başlıca görevlidirler. Şüpheli veya sanık vekilliği üstlenilmesi halında müvekkillerine isnat edinilen suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığı veya yasalarda belirtilen “daha az cezayı gerektiren hallerin” varlığının araştırılması ceza avukatının görevleri arasındadır. Ayrıca yerel mahkemelerce verilen kararların usul veya esasa aykırı olduğunun düşünülmesi halinde üst mahkemelere temyiz veya istinaf başvurusunda bulunan ceza avukatının görevleri arasındadır.

Ağır Ceza Avukatı

Yukarıda da belirtildiği gibi avukatlık mesleğinde Ağır Ceza avukatı veya Asliye Ceza Mahkemesi avukatı gibi ayrıca meslek kolları bulunmamaktadır. Genel olarak; kasten öldürme, yağma, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, rüşvet, irtikap gibi suçlar Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmektedir. Bu suç veya benzer suçlarda uzmanlaşmış kişiler genellikle Ağır Ceza Avukatı olarak tabir edilmektedir.

Ceza hukuku ve ceza avukatlığı konusunda yukarıda verilen kısa bilgilerden de anlaşılacağı üzere; ceza hukukunun temel ilkeleri veya suçun unsurları oldukça karmaşık olabilmektedir. Bu nedenle herhangi bir suç isnadına maruz kalan şüpheli veya sanığın ya da suçun mağdurunun yapılan soruşturma veya kovuşturmalarda ceza hukuku alanında uzmanlaşmış bir ceza avukatından destek almaları oldukça önemli bir yere sahiptir.

Hakaret Suçu Ve Cezası

Hakaret; onur kırıcı, küçük düşürücü veya aşağılayıcı şekilde sarf edilen sözler ve hareketlerdir. Bu sözler; sövme, küfretme gibi gerçekleşebileceği gibi kişinin manevi varlıklarına yönelik bir saldırı olarak da gerçekleşebilmektedir. Devlet otoritesi kişinin can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olduğu kadar manevi değerlerinide korumakla yükümlüdür. Bu nedenle temel ceza yasamız 5237 sayı Türk Ceza Kanununda “Şerefe Karşı Suçlar” başlığı altında hakaret suçu ve cezası düzenlenmiştir. Hakaret suçu ile birlikte kişinin haysiyeti, şeref ve saygınlığı koruma altına alınmaya çalışılmıştır. Suçun mağduru veya faili herkes olabilmektedir. Bu nedenle hakaret suçu özgü bir suç değildir. Ancak suçun bazı nitelikli hallerinde örneğin; “görevli memura hakaret” suçunda olduğu gibi mağdur açısından özgü bir suç olarak nitelendirmek mümkün olabilmektedir.

Hakaret suçu genel olarak seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler; suçun daha ağır cezayı gerektiren hallerini oluşturacabileceği gibi; haksız bir fiile dayanan hakaret veya karşılıklı hakaret suçunda olduğu gibi cezada indirim nedeni olabilmektedir. Bu yazımızda hakaret suçu için öngörülen cezalar, suçun unsurları, nitelikli halleri ve hakaret suçunda daha az cezayı gerektiren haller hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca günümüzde sıkça karşılaşılan “sosyal medya hakaret” suçları irdelenip bilgi verilecektir. İleride de detaylandırılacağı üzere hakaret suçu ve cezası konusunda ceza avukatından destek alınması gerek suçun mağduru veya şüphelisi/Sanığı açısından önemlidir. Bu konuda sakarya ceza avukatı olarak büromuzdan testek almanız mümkündür.

HAKARET SUCU VE CEZASI
Hakaret Suçu Ve Cezası

Hakaret Suçu Ve Cezası

Fail için belirtilen seçimlik hareketlerin gerçekleşmesine bağlı olarak hakaret suçunda daha ağır cezayı gerektiren halleri veya daha az cezayı gerektiren halleri kapsamında değişiklik gösterebilmektedir. Hakaret suçunun temel şekilde yani TCK 125/1 maddesinde belirtilen hallerde işlenmesi halinde fail için “üç ay ile iki yıl arasında hapis veya adli para cezası” öngörülmüştür.

Nitelikli Hakaret

Suçun nitelikli halleri TCK 125/3 maddesinde sıralanmıştır. Genel olarak aşağıda belirtilen haller nitelikli hakaret suçunu oluşturmaktadır.

  1. Görevli memura görevinden dolayı hakaret
  2. Dini ya da siyasi veya felsefi inanç ve düşüncelerini değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranılması sonucu hakaret
  3. Alenen hakaret
  4. Kişinin hatırasına hakaret suçları nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.

Suçun yukarıda belirtilen nitelikli haller kapsamında işlenmesi halinde fail için. TCK 125/1 maddesi uyarınca verilecek olan cezanın altı da bir oranında arttırılacağı öngörülmüştür.

SOSYAL MEDYA HAKARET

Günümüzde hakaret suçunun sıklıkla işlenildiği yerlerin başında sosyal medya gelmektedir. TCK 125. Maddesinde sosyal medya hakaret suçu için ayrıca bir başlık belirtilmemiştir. Ancak TCK 125/2 maddesi ile suçun “yazılı, görsel veya görüntülü bir iletişim aracı vasıtasıyla işlenmesi…” hükmü karşısında; Failin eylemi sosyal medya hakaret suçunu oluşturmaktadır. Sosyal medya hakaret suçu direkt olarak mağduru hedef alarak mesaj yoluyla işlenebileceği gibi; yorum yada paylaşım yoluyla da işlenebilmektedir.

Facebook Hakaret                                 

Günümüzde sık kullanılan sosyal medya platformlarından biriside Facebook’tur. Dolayısıyla sosyal medya hakaret suçu sıklıkla burada işlenmektedir. Facebook başta olmak üzere diğer sosyal medya uygulamaları yapıları itibariyle TCK 125/2 maddesinde belirtilen yazılı, görsel veya görüntülü iletişim aracı konumundadır. Bu nedenle bu uygulamalar üzerinden meydana gelecek bir hakaret facebook hakaret suçu ile birlikte sosyal medya hakaret suçunu oluşturmaktadır.

Whatsapp Hakaret

TCK 125/2 maddesinde belirtilen durumlara örnek teşkil edebilecek başka bir uygulama sıklıkla kullanılan Whatsapp’tır. Whatsapp hakaret suçu TCK 125/2 maddesinde belirtilen tüm özellikleri bünyesinde barındırması sebebiyle gerek yerel mahkeme kararlarında gerekse yüksek mahkeme kararlarında sosyal medya hakaret suçu olarak nitelendirilmektedir.

Sosyal Medya Hakaret Suçu

Sosyal medya hakaret suçu cezası için ayrı bir yasa maddesi düzenlenmemiştir. Bu nedenle gerek facebook hakaret suçu gerekse whatsapp hakaret suçu için TCK 125/2 maddesi cezai müeyyide olarak uygulanmaktadır. Sosyal medya hakaret suçu için TCK 125/1 maddesinde belirtilen “üç ay ile iki yıl arasında hapis ya da adli para cezası” uygulanmaktadır.

GIYAPTA HAKARET

Gıyapta hakaret TCK 125/1 maddesi son cümlesinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu gıyapta hakaret suçunun oluşması için hakaretin en az üç kişi ile ihtilat edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Özetle; failin gıyapta hakaret suçunu işlediği sırada sarf etmiş olduğu sözleri en az üç kişinin işitmiş olması temel şarttır. Gıyapta hakaret suçunun oluşması için ayrıca failin hakaret içerikli sözlerini duyduklarına ilişkin bu kişilerin tanıklık yapmaları gerekmektedir.

Hakaret suçu ve cezası hakkında yukarıda vermiş olduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere; onur kırıcı veya küçük düşürücü sözler TCK 125 maddesi kapsamında hakaret suçunu oluşturması mümkündür. Bu nedenle; Hakarete maruz kalan mağdurun menfaati veya bu yönde hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılan kişiler yönünden benzer davaların ceza avukatı tarafından yürütülmesi oldukça önemlidir. Sakarya ceza avukatı olarak bu konuda uzman kadromuzdan her zaman destek alabirsiniz.

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma konusunda Türk Medeni Kanununda ayrı bir başlık altında düzenleme yapılmamıştır. Ancak uygulamada sıklıkla boşanma davası türleri; anlaşmalı veya çekişmeli boşanma olarak adlandırılmaktadır. Eskiye nazaran günümüzde gerçekleşen bu tür çoğunlukla anlaşmalı boşanma davaları olarak yürütülmektedir. Her ne kadar anlaşmalı olarak tabir edilmiş olsa da bir takım hukuki süreçlere tabi olması, taraflara boşanmak konusunda çeşitli yükümlülükler yüklemesi nedeniyle önem arz eden bir konudur. Bu yazımızda başta anlaşmalı boşanma konusunda detaylı bilgi vereceğimiz gibi ayrıca; boşanma protokolü, anlaşmalı boşanma şartları, anlaşmalı boşanma davasının açılması gibi konularında bilgi vereceğiz.

ANLASMALI BOSANMA

Anlaşmalı Boşanma Nedir

Boşanma konusunda aralarında herhangi bir uyuşmazlığın olmadığı durumlarda geçerlilik kazanmaktadır. Özetle; Evlilik birlikteliğini karşılıklı olarak sonlandırmak isteyen eşlerin, velayet, nafaka ya da boşanma sonrası mal paylaşımı konularında uzlaşma sağlamaları anlamına gelmektedir. Eşler arasında evlilik ile alakalı herhangi bir uyuşmazlığın varlığı halinde boşanma davasının anlaşmalı olarak açılması mümkün değildir.

Anlaşmalı Boşanma Protokolü

Boşanma protokolleri; boşanma davalarında oldukça önemli bir yere sahiptir. Şöyle ki; boşanma davasında görülebilecek olan tüm uyuşmazlıklar bu protokol ile sağlanmaktadır. Bu nedenle gerek boşanma davalarının kısa sürede sonuçlanması, gerekse eşlerin boşanma sonrası haklarının güvence altına alınması açısından anlaşmalı boşanma protokollerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Bu protokoller noterler aracılığı ile düzenleme şeklinde veya onaylama şeklinde oluşturulabilmektedir. Boşanma protokolleri içermiş olduğu hukuki bilgiler nedeniyle; boşanma avukatı vasıtasıyla hazırlanması gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Şartları

Anlaşmalı boşanma şartları konusunda Türk Medeni Kanunu çerçevesinde bir sıralama yapmak gerekirse özetle;

  1. Evlilik birliğinin en az bir yıl süre ile devam etmiş olması
  2. Boşanma konusunda her iki eşin birlikte dava açması veya bir eşin açmış olduğu boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi
  3. Eşler arasında usulünce düzenlenen protokolde belirtilen hususların hâkim huzurunda tekrarlanması
  4. Eşler arasında evlilik birliğine dayalı olarak herhangi bir uyuşmazlığın bulunmaması gerekmektedir.

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI

Gerek çekişmeli boşanma davalarında gerekse anlaşmalı boşanma davalarında davanın açılması veya duruşmaların yapılması konusunda herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Boşanma davasının açılması konusunda geçerli olan tüm kurallar aynı şekilde içinde geçerlidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır

Anlaşmalı boşanma davası nasıl açılır konusunda ayrıca bir kural bulunmamaktadır. Genel olarak boşanma davalarında geçeli olan kurallar anlaşmalı boşanma davası içinde geçerlidir. Ancak boşanma davalarında görevli mahkeme ve yetkili mahkemenin tespit edilmesi gerekmektedir.

Anlaşmalı Boşanmada Görevli Mahkeme

Anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi daha çok özel mahkeme olarak kabul edildiğinden her adliye bünyesinde aile mahkemesi bulunmamaktadır. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise  görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Anlaşmalı Boşanmada Yetkili Mahkeme

Yetkili mahkeme konusunda genel boşanma davalarında geçerli olan kurallar anlaşmalı bir şekilde açılacak olan boşanma davalarında da geçerlidir. Kural olarak boşanma davaları eşlerden herhangi birisinin ikamet ettiği yer mahkemesinde açılabileceği gibi her iki eşin en az altı ay süre ile birlikte ikamet etmiş oldukları yer mahkemesinde de açılabilmektedir. Boşanma davası açılacağı sırada eşlerin yetkili olan mahkemeler haricinde başkaca bir şehirde bulunması halinde bulunduğu yer mahkemelerinden; Yetkili mahkemelere gönderilmek üzere boşanma davası açılabilir.

ANLAŞMALI BOŞANMADA VELAYET

Anlaşmalı boşanmada diğer konularda olduğu gibi çocuğun velayeti konusunda da bir anlaşma sağlanması gerekmektedir. Taraflar çocuğun velayetinin annede veya babada kalması yönünde anlaşmaları mümkündür. Ayrıca ortak velayet konusunda da anlaşma sağlamaları gerekmektedir. Ancak ortak velayet henüz yasalarımızda tam olarak benimsenmemiştir. Bu nedenle mahkeme hâkiminin bu konuda takdir yetkisi önemli bir yere sahiptir.

Anlaşmalı Boşanma davası hakkında yukarıda vermiş olduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Anlaşmalı boşanma davaları da bünyesinde birçok hukuki işlem içeren davalardır. Bundan dolayı anlaşmalı boşanma davalarınında konusunda uzman bir boşanma avukatından destek alınmalı oldukça önemlidir. Sakarya boşanma avukatı olarak konusunda uzman kadromuzdan destek almanız mümkündür.

Yukarı kaydır
Whatsapp Üzerinden Danışın.